Dün akşam üzeri gazetemizin 10 Kasım sayısını hazırlarken cep telefonum çaldı. Timur Selçuk söylüyor "Bıktım dünyayı sırtımda taşımaktan, hayat yorgunum rahat tutkunuyum ben..." İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi arıyor. Ankara'da Basın Kartı Komisyonu'nda olduğunu biliyorum. Akşam Yunusoğlu lansmanında ayaküstü sohbet etmiş. "Hadi kartlarımızı alında gelin. İyi yolculuklar..." dıyerek uğurlamıştım. Bir problem var anlaşılan diye düşünerek açtım telefonu... Her zaman ki sıcak ve gülümseyen sesi ile "hayırlı olsun kartın komisyondan geçti" dedi. 28 yıllık meslek hayatım taçlanmış oldu böylece...
Atatürk haftasında bu müjdeyi almak daha da keyifli oldu.
Reklamcı olarak girdim mesleğe ama bir ayağım hep haberdeydi. Haber müdürlerim ve muhabir arkadaşlarımdan çok bilgi aldım. Basın toplantılarına katıldım. Tripot, kamera, mikrofonda taşıdım. Röportaj, haber yaptım. Herkes beni reklamcı sanıyordu ama ben haber muhabiri, program yapımcısı, konuk çağırıp, ağırlayanı oldum. Bu arada en iyi reklamcı bendim zaten... Herkes bir şeyler öğretti. Haber müdürleri Hasan Tahsin Kocabaş, Hakan Serbest, Kenan Kurteş, Selahattin Nizam, Mustafa Yılmaz, Kazım Erkmen... Yöneticilerim Erol Yaraş, Mehmet Karabel, Çetin Gürel, Bülent Özveren, Ali Büge, Ersin Subaş farklı açılardan olaylara bakmamı sağladı. Cem Bakioğlu hatada yapsam sen yaptıysan doğrudur diye sırtımı sıvazladı hep... Küçükken gazeteden kestiğim haberlerle kendi dergimi hazırlardım. O zaman idolüm olan gazeteciler dostum olmuştu. Ege TV ise bir okuldu. Gazeteciler de bu okulun öğretmenleri... Özellikle Mehmet Karabel başlık atma konusunda beni yetiştirdi. En son söylemem gerekeni ilk söyleyecek kadar cesur olmam gerektiğini öğrendim. Dürüst, doğru, korkusuz, samimi, içten, sebatkar, empatik, birazda İŞKOLİK olmayı... Birçok teklif aldım ama hep yuvamda kaldım. Ben gitmeyince patron kapattı televizyonu veda haberini yazmakta bana kaldı. Gözyaşlarıyla perdeyi indirdik. Dost bildiklerimizin gerçek yüzlerini de görmüş oldum. Radyo Ege kapanmasın diye Cem Beyi ikna etmeyi başardım.
RADYO EGE TEK BAŞİNA...
Ege TV kapanınca, Radyo Ege'yi ayakta tutmaya çalıştım. Eylem Aslan ile iki yıl bunu başardık. Erhan Gölbey, Gökmen Küçüktaşdemir, Balamir Yıldız, Hakan Asılkefeli gönülden destek oldu bize... Patron Korona günlerinde yine kapatma kararı aldı. Bu kez kapatmak yerine satmasını önerdim. Sonra Kandemir ailesi ile tanıştım. Kendi ailem gibi oldular. Hakan Bey ile Cem Beyi buluşturup, Radyo Ege'yi yani Egevizyon AŞ'yi alarak yeni yuvasına taşıdık. Ben de çeyizi olarak geldim. Tabii ki Eylem ve Balamir ile birlikte...
RADYO EGE YENİ YUVASINDA...
Radyo Ege yine bölgenin en güçlü sesi ve yeni kardeşi Son Mühür daha yeni kurulmuştu. Aylık gazete ve haber portalı olarak iddialı bir giriş yapmıştı. Suavi Yardımoğlu'nun teşviki ile gazetemizde yazmaya başladım. Hürol Dağdelen yönlendirdi 5 yıldır haftada iki gün yazıyorum. Aklımdan geçenleri, gözlemlerini samimiyetle yansıtıyorum. Son Mühür ve Radyo Ege yoluna devam ediyor. Hedeflerimiz büyük genç arkadaşlar ile tecrübeli isimler bir arada... Ege TV okulundan mezun arkadaşlarımız var. Doğru, özgür habercilik yapıyoruz. Bazıları kırılıyor ama işimiz gazetecilik, halkla ilişkiler değil. Yapılan yanlışı eleştirirken iyi işleri de alkışlamayı biliyoruz.
TEŞEKKÜRLER...
Gazetecilerin o kadar içindeydim ki beni cemiyete üye ve basın kartım var zannediyorlardı. Şimdi belgesine kavuştum Daha yazacak çok yazı, yapılacak haber var. Meslekte ikinci baharı yaşıyorum. Bu yolda önümü açan, yönlendirip, ışık tutan büyüklerime çok teşekkür ederim. Yoluma çıkıp, bana engel olmaya çalışanlara da teşekkürler, daha güçlü olmamı sağladınız. Hayatın içinde, insana dayanan bir mesleğim olduğu için çok mutluyum.
KENTE ATILAN İMZA...
Aslında Yunusoğlu Loc'al Alsancak projesini yazacaktım. O bir daha ki yazıya kaldı çok uzun yazdığım için eleştiriyor üstadlarım... Ali Kayadibi, Işık Teoman, Kemal Önderoğlu, Macit Sefiloğlu, Ertan Sayın kısa ve öz yazmamın daha iyi olduğunu öğütlediler. Yazdıklarını kitaplaştır diyen dostlarımda var. Filiz Güleç, Sevinç Öztürk, Mehmet Özdoğru, Ahmet Kaplan, Vahap Dabakan ilk aklıma gelenler... Ama ben düşünmüyorum. Eski makalelerin kırpılıp yıldız yapılmasını sevmiyorum. Bir roman ya da hikaye de yazabilirim ileride... Neden olmasın?
AÇIN RADYONUN SESİNİ...
Yine bir şekilde gündem olan Ebru Gündeş söylüyor. Ankara konserinde aldığı rakam yüzünden Başkan Yavaş eleştirilmişti. Mesleğinde beyaz bir sayfa açtığım gün...
BEYAZ
Nasıl özlemiş kalbim böyle atmayı
Oysa yerini bile unutmuştum halidir
Bazen hayat vermek ister aldıklarını
Mucizeler hep böyle ansızın gelir
Teşekkür ederim böyle baktığın için
Teşekkürler aklımda kaldığın için
Karanlıktan korkmuyorum eskisi gibi
Senin yanın en aydınlık beyaz benim için
DAİMA GÜLÜMSE... UNUTMA