Ekonomik dalgalanmaların etkisiyle gıda fiyatlarının hızla yükseldiği Türkiye'de, dar gelirli vatandaşlar her geçen gün daha zor bir yaşam mücadelesi veriyor. Asgari ücretle çalışanlar ve en düşük emekli maaşına mahkum kalan bireyler, alışveriş yaparken bütçelerini dengelemek zorunda kalıyor. Pazar tezgahlarında fiyatların artışı, temel gıda maddelerine erişimi neredeyse imkansız hale getiriyor. Bu durum, sadece beslenme değil, ailelerin günlük yaşamını da etkiliyor.

şeftali‘Gönlümüz istiyor, cebimiz müsaade etmiyor’

Süheyla Teyze, pazar tezgahlarında kıt kanaat alışveriş yapıyor. Ancak bir süredir, karşılaştığı yüksek fiyatlar onu hayal kırıklığına uğratmış. “Bir saattir geziyorum, nerede uygunsa oradan alıyorum.” diyor. “Meyve alamayacağım. Çünkü yemeklik almam lazım. Karnımı doyurmayı vitamin almaya tercih etmek zorundayım.” diye ekliyor. Bu sözler aslında dar gelirli birçok vatandaşın hissettiği çaresizliği yansıtıyor.

üzümAsgari ücretle geçinen Metin Bey ise durumu daha çarpıcı bir şekilde ifade ediyor. “Asgari ücretle çalışan bir insan hiç bir şey yiyemez. Çocuğuma ayakkabı alma, giyim alma, onu alma bunu alma ne yapacağım ben? Artık mecbur yemesinden de kısıyorum.” diyor. “Mevsimine göre bu fiyatları gördünüz mü? Bu mevsime göre çok kabarık. Gönül her şeyi istiyor ama maalesef alamıyoruz…” Metin Bey’in bu sözleri, ekonomik zorlukların sadece gıda alışverişini değil, bireylerin yaşam kalitesini de nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor.

yeşillik

Emeklilerin durumu ise içler acısı...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2024’ü emekliler yılı ilan ettiğini hatırlatan emekli Hasan Amca, mevcut durumdan oldukça şikayetçi. “12,500 maaş alıyorum. Bakıyorum, bakmakla yetiniyorum.” diyor. “Emekli yılı yaptılar ama hiç. Meydanda bir şey yok. Eridi gitti. Ek zam vermeliler, refah payı vermeliler. Ne emekli yılı yahu?” Hasan Amca, alışveriş yaptığı ürünleri listeleyerek, 1 kilo üzüm, 3-4 tane salatalık ve yarım kilo biber aldığında toplamda 70 TL harcadığını belirtiyor. “Domates pahalı, sivribiber pahalı, yeşillik bunun onda biriydi. Tanesi 10 lira, bir dereotunun tanesi 10 lira olur mu? Daha kış gelmemiş.” diyerek gıda fiyatlarındaki artışa dikkat çekiyor.

elmaaEtiketler ise her hafta birbirine fark atma çabasında

Gıda fiyatlarındaki artış, temel ihtiyaç maddelerine erişimi zorlaştırıyor. Son dönemde, pazarda kızartmalık patatesin kilogram fiyatı 25 lira, normal patatesin kilosu 17,5 lira, tatlı kuru soğanın kilosu 20 lira, normal kuru soğanın ise 15 lira olarak satılıyor. 2 kilo patates ve 1 kilo domates alan bir vatandaş, 120 TL ödediğini belirtiyor ve “Hayat çok pahalı, emeklilerin geçinecek durumu yok.” diyerek durumu özetliyor.

üzümmYeşillikler de artık cüzdanları zorlayacak seviyelere ulaştı. Maydanozun demeti 10 lira, terenin demeti 20 lira, rokanın demeti 15 lira, kıvırcığın demeti 30 lira, dereotunun demeti 10 lira, ıspanağın kilosu ise 50 lira. Ürün fiyatlarındaki bu artış, özellikle kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte sağlıklı beslenme ihtiyacını karşılamakta zorlanan vatandaşlar için ciddi bir sorun haline gelmiş durumda.

armutVatandaş vitamini nereden alacak?

Uzmanlar, kış aylarının gelmesiyle birlikte C vitamini alımının önemine vurgu yapıyor. Ancak dar gelirli vatandaşlar, yüksek meyve fiyatları nedeniyle bu ihtiyacı karşılamakta zorluk çekiyor. Karşıyaka’daki bir semt pazarında portakal ve mandalinanın kilogram fiyatı 40 lira, armutun kilosu 35 lira, narın kilosu 30 lira, elmanın kilosu 35 lira ve üzümün kilosu 60 lira. Dolayısıyla, üç poşet meyve almak isteyen bir vatandaş, toplamda 340 lira harcamak zorunda kalıyor. Bu durum, özellikle çocuklu aileler için geçim derdini daha da zorlaştırıyor.

çilekUzmanlar sağlıklı beslenin diyor ama...

Kış aylarının gelmesi, hastalıkların artışını beraberinde getiriyor dolayısıyla sağlık harcamalarının da artması bekleniyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin sağlıkta tasarruftan bahsettiği günlerde, bir vatandaş “Cüzdan da boş, file de.” diyerek meyve bile alamadığını ifade ediyor. Kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte, bu zorlukların daha da artacağı ve insanların sağlık harcamaları nedeniyle zor günler geçireceği öngörülüyor.

patatesVatandaşın derdi biter mi?

Dar gelirli vatandaşların yaşadığı bu zorluklar, Türkiye genelindeki ekonomik durumu gözler önüne seriyor. Pazar alanından görünen o ki; gıda fiyatlarının sürekli artışı, bireysel bütçeleri zorlamakla kalmıyor, aynı zamanda toplumun genel refah seviyesini de düşürüyor. Önümüzdeki günlerde hükümetin bu soruna nasıl bir çözüm üreteceği, dar gelirli vatandaşların hayatındaki belirsizlikleri ne ölçüde gidereceği merakla bekleniyor. Gelecek günlerin nasıl şekilleneceği ise hala belirsiz. Ancak bir gerçek var ki, dar gelirli vatandaşların mücadelesi, ekonomik dalgalanmalara karşı dimdik durmaya devam ediyor.

Muhabir: Osman Günden