İhtiyar Delikanlı ile son iki gün... Tan Taşçı ve Haluk Levent konserleri ile seneye tekrar buluşmak üzere vedalaşacağız. Güzel anılar bıraktı bize... Her akşam Tarhana Baba standında Tarhanamıza Mustafa ve İsmail Yeldanlı ile yaptığımız tatlı sohbeti katık ettik. Aldığımız enerji ile fuarı turladık. Intıfiti Park'ın locasında ünlü yarışçı Bahadır Sevinç ile kahkahalar attık. Mistral Carrera ve British Town komşumuzdu. Tam çaprazlarına yerleşmiştik. Kendi alanımızda canlı yayınlar yaptık. Radyo Ege ve Son Mühür dostları hediye yağmuruna tuttu bizi ne çok dost biriktirmişiz. Geçen sene tanıştığımız Alev Çelik hocam ve ekürüsi Aylin ile kaldığımız yerden sohbete girmek çok güzeldi. Yine meslektaşların ziyaretleri “Nerede eski fuarlar” sohbeti… Ama bu yıl da şu güzel olmuş konuşmalarımız… Her akşam çim alanda zıplayarak konser dinleyen gençler…
Konser dağılımında yerlere dağılan şişe, kağıt ve çöpleri anında temizleyip ertesi gün pırıl pırıl bir fuara bulmamızı sağlayan temizlik personeli özel bir teşekkürü hak ediyor. Keşke o çiğdemler yerlere atılması, çöpler dönüşüm kutularına ayrıştırılarak atılsa… Atları ile dolaşan ve çocuklara at sevgisi kazandıran güvenlik görevlileri düzgün bir etkinlik ortamı sağlıyor. Future Dance topluluğunun dans gösterisi muhteşemdi. Fuarın her gün farklı formatta korteji de etkileyiciydi. Bu tür sokak gösterileri daha fazla olmalı… Fuar gezisi sonunda MOGAMBO’da sevdiğin şarkıları dostlarla söylemek… Serkan… Başak… Özlem… Mehmet Ağabey… Aylin…
ŞIRA İÇEMEDİK…
Bu yıl yine TARİŞ yoktu. Şıra içemedik. İZFAŞ yöneticilerine fuarın iki ana kapısı olan LOZAN ve BASMANE’ye küçük şirin standlarda şıra satılmasını tavsiye etmiştim. Sanırım TARİŞ ikna edilemedi. Oysa fuarın simgesidir şıra… Birçok kişi “TARİŞ nerede?” diye sordu. Ye, iç bölümü biraz daha güzel olmalı belki ufak kapalı özel standlar yapılabilir. Daha az duman… Yöresel lezzetler tamam ama… Ortada olacağına BASMANE girişine yayılabilir. Panayır diye eleştirenlere en iyi panayırı sunmak lazım. Konserler süper ama bu işin kreması o… Asıl markaları çoğaltmak lazım. Çoğu kişi falancanın konseri var ona gidelim diyor. Fuar ruhu yaşamalı… İhtiyar Delikanlı birkaç senedir rahatsız gibi tedavi etmek lazım. İzmir’in Başkanı Soyer ve İZFAŞ Genel Müdürü Alıcı bunu başaracaktır. 93. İEF daha renkli ve ticari bağlantıların yoğun olduğu, adına yakışan bir fuar olacağına inanıyorum. Güzel bir bağımız ve güçlü duygularımız var İzmir Enternasyonel Fuar ile güzel olan etkinlikler çoğaltılmalı… Sinema Burada festivali eskisi gibi güçlendirilmeli yine sanatçı konuklar olmalı… Yeni yıldızlar ile Yeşilçam’ın ustaları bir araya gelir renkli görüntüler oluşturulurdu. Çim konserleri ve Mogambo Geceleri gibi ilgi çeken bir festivaldi fuar içinde… Gençlik sahnesi konseptin bir ürünü olmamalı her sene gençlere yer verilmeli. Karşıyaka’da oturup fuarı bilmeyen gençler var. Kültürpark’ın güzellikleri İEF ile ortaya çıkıyor. Yaşayan bir ortam zarar görmez. Kültürpark’ta İEF dışında da etkinlikler yapılmalı…
HAZİNE AVI…
İsmi tartışılsa da güzel bir etkinlik bugün gerçekleşiyor. Ekipler Fuar içerisine gizlenen objeleri bularak hazineye ulaşacaklar. Tüm fuar gezilecek. Bir gün değil her gün yapılabilecek bir yarışma bu… Gençlerin çok ilgisini çekiyor. Takımlar hazır… Fuar kurtları Kültürpark’a yayılacak.
BAŞKA BİR TARIM MÜMKÜN…
İEF’in en önemli etkinliği bence… Ülkenin kurtuluşu tarım olduğunu gören Başkan Soyer, tarım ile ilgili yatırımlar yapıyor. Fuarda da bunlar sergileniyor. Tarıma dayalı sanayi kuruluşları da fuara katılmalı… Migros tedarikçilerine de ilgi büyük… Uzun kuyruklarla tadım yapılıyor.
FUARA AŞIĞIZ…
Öyle ya da böyle bir fuar daha geride kalıyor. Ufak dokunuşlarla daha iyi fuarlar bizi bekliyor. Tiyatro etkinlikleri de çoğaltılmalı… Şehir Tiyatroları sadece üç gün değil 10 gün boyunca ücretsiz olarak sezon boyunca oynanan oyunları tekrar sahneleyebilir. Açıkhava Tiyatrosu’da da her gün aktivite olmalı bu yıl düzenlenen 4 etkinlikte muhteşemdi. İZMİR AŞKINA… Antalya Medeniyetler Korosu ile final yapıyoruz. Yaralarımızı sarmak için yalnız bırakmayın onları…
İYİ Kİ DOĞDUN İZMİR…
Bugün 9 Eylül… Kurtuluşun günü… Kuruluşun başlangıcı… Asın bayrakları balkona, alın çocukları kutlama alanlarına… Finali de Fuarda TAN TAŞÇI konserinde yapalım…
KOMŞUM... KOMŞU...
Gece fuar yorgunluğuyla eve yürüyorum. Aklımda Yaşar'ın şarkısı "Kuşlar sonbaharda göçerler..." Apartmanın önüne geldim. Alt katın ışığı yanmıyor. Kapının önünde düzeltecek ayakkabılar da yok. Bir düzensiz düzen manyağı olarak ayakkabıların düzgünce eşikte durmasını isterim. Uyku sersemi sabah taşındıklarını unutmuşum. Evet Ercan, İlknur ve komşu kızı Belinay artık apartmanımızın bir üyesi değil. Artık akşam İlknur'un gönderdiği tepsiler olmayacak. O tabaklarla bir takım yapmıştı Tülin Sultan... "Şu yemeği yaptım siz seversiniz, bu tatlıyı beğenecek misiniz?" hatıralarda kaldı. “Kahve var mı İlknur?”, “musluk damlatıyor bir bakar mısın Ercan?” ya da “Belinay şu şarkıyı çal sesi de biraz kıs kuzum?” da gitti. “Ev alma komşu al” demişler. Ben ev de alamadım komşumu da kaçırdım. Yaklaşık beş sene önce tanıştık aile olduk. Yediğimiz, içtiğimiz birdi. Ercan'ın evde tamir etmediği cihaz yok. Radyo, televizyon, şofben, musluk... Gece yarısı Ercan koş diye seslendiğim çok oldu. Bahçede yaptığımız kahve keyfi, kahvaltılar unutulmaz. Yılbaşı geceleri portakal macerasını anlatmıyorum bile... Ama her güzel şey bir gün biter. Her son yeni bir başlangıçtır. Neyse ki çok uzağa değil bir üst sokağa taşındılar. İletişim sürecek seslensem duyarlar. Haklısınız telefon var. Uçar gelir yine Ercan gerçi termostat hala su damlatıyor. Allah herkese anlayışlı ev sahibi versin. Anlaşabilirlerdi. Çok daha güzel bir eve taşındılar. Kira ücretleri inanılmaz yükseldi. Hepimizin problemi belki Mayıs ayında biz de anlaşamayacağız. Belki bu kez biz Ayan ailesinin alt komşusu oluruz. Güle güle Ayanlar... Sizi yalnız bırakmayacağız merak etmeyin…
DAİMA GÜLÜMSEYİN…