Yürüyüşe, İzmir Valisi Süleyman Elban, gaziler ve yerel rehberler katıldı. Sabah saat 08.00'de başlayan etkinlik, proje hakkında önemli açıklamalara ve yürüyüşçülere rehberlik eden ekibe ait değerlendirmelere sahne oldu.
Yürüyüşün ardından bir basın toplantısı düzenleyen Vali Süleyman Elban, Efeler Yolu Projesi'nin önemini vurgularken, projeyle birlikte bölgede yeni iş kollarının geliştiğine dikkat çekti. Elban, yürüyüş güzergâhındaki köylerde "Efeler Yolu Dostu" işletmelerin ortaya çıkmaya başladığını ve bunlara yönelik eğitimler verdiklerini açıkladı. Ayrıca, yeni lokantalar, konaklama tesisleri ve işletmelerin açılmasına yönelik desteklerin de sağlandığını belirtti.
Elban, projenin amacının sadece turizmi artırmak olmadığını, aynı zamanda Ege Bölgesi'nin kültürel mirasını yaşatmak ve genç nesillere aktarmak olduğunu ifade etti. Bu bağlamda, projeye dair çeşitli yatırım ve desteklerin sürdüğünü söyledi: "Bu projeyle, İzmir'in markalaşmasına büyük katkı sağlamayı hedefliyoruz. Yörenin tarihi ve kültürel birikiminin korunması da bizim önceliklerimiz arasında." dedi.
Efeler Yolu’nun tarihî arka planı
Vali Süleyman Elban, Efeler Yolu’nun tarihî arka planına değinirken, bu yolun sadece bir yürüyüş parkuru olmadığını, aynı zamanda Kurtuluş Savaşı'nın izlerini taşıyan önemli bir hat olduğunu vurguladı. Efeler Yolu'nun, İzmir’in düşman işgali altına girmesinin ardından, Efe liderlerinin önderliğinde başlayan Kuvâ-yi Milliye hareketinin izlerini taşıdığına dikkat çeken Elban, bu bölgedeki dağlık alanlarda Efelerin, düşman işgaline karşı verdiği direnişi anlattı.
Elban, "İzmir işgal altındayken, efeler dağlarda karargah kuruyor, hem kendi yaşamlarını sürdürüyorlar hem de belirli aralıklarla ovaya inerek düşman kuvvetlerine karşı direniş gösteriyorlar. Dolayısıyla, bu bölgede yer alan Nif Dağları, Bozdağlar ve Aydın Dağları, hem tarihî hem de kültürel anlamda büyük bir öneme sahiptir." şeklinde konuştu.
Büyük proje: 513 Kilometrelik Efeler Yolu
Efeler Yolu'nun toplamda 513 kilometreyi bulan uzunluğuyla, İzmir’den başlayıp Selçuk’a kadar uzanan bir rotayı kapsadığını belirten Vali Elban, projede yürüyüş güzergâhlarının belirlenmesi ve haritalanmasının uzun yıllar süren akademik çalışmalar sonucu tamamlandığını söyledi. Bu güzergâhlarda yürüyüş yapacak kişilere yönelik olarak, kültürel ve doğa temalı rehberlik hizmetleri sunulacağını belirtti.
Elban, Efeler Yolu'nun önemli bir turizm destinasyonu haline gelmesi için bir dizi ek planın hayata geçirileceğini de ifade etti. Projede, bisiklet ve ATV ile ulaşılabilecek alternatif güzergâhlar da açılacak. Bu sayede, farklı doğa sporlarıyla ilgilenen ziyaretçilerin de bölgeyi keşfetmesi sağlanacak. Ayrıca, "Efeler Yolu Pasaportu" adı verilen bir uygulama sayesinde, her bir köyde sembolize edilen mühürlerin, yürüyüşçülerin pasaportlarına basılması sağlanacak. Böylece, katılımcılar bu tarihi rotayı tamamlayarak, kültürel bir hatıra da edinmiş olacak.
Restorasyon çalışmaları ve yatırımlar
Efeler Yolu projesinin bir diğer önemli ayağını ise bölgede bulunan tarihi eserlerin restorasyonu oluşturuyor. Vali Elban, bu eserlerin tespitlerinin yapıldığını ve restorasyon çalışmalarının hızla başladığını söyledi. "Bu tarihi yapıları restore ederek, ziyaretçilerin hem bölgenin tarihine hem de kültürüne olan ilgisini artırmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda bu alandaki doğal zenginliklerin de korunmasına özen gösteriyoruz." şeklinde konuştu.
Projenin bütçesiyle ilgili de bilgi veren Elban, İzmir Valiliği'nin bu yıl için Efeler Yolu Projesi'ne 50 milyon TL'nin üzerinde bir bütçe ayırdığını belirtti. Ayrıca, bölgedeki restorasyon çalışmaları için ayrılan bütçenin çok daha yüksek olduğunu ifade etti. Bu kaynaklar, bölgedeki köylerin altyapılarını güçlendirmek ve turizme uygun hale getirmek amacıyla kullanılacak.
Ege Üniversitesi’nden katkı: Her etap farklı bir deneyim
Efeler Yolu Projesi’nin teknik yürütücüsü, Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Özgür Özkaya da projeye dair önemli açıklamalarda bulundu. Özkaya, Efeler Yolu'nun benzersiz özelliklerinden bahsederek, bu yolun her etabının ayrı bir deneyim sunduğunu ifade etti. "Efeler Yolu, her köyde farklı bir simge ile sonlanıyor. Bu simgeler, o köyün tarihî kimliğini yansıtıyor ve her bir yürüyüşçü, bu yolculuk sırasında farklı izler bırakıyor. Bu özellik, yolun her yürüyüşçü için kendine has bir deneyim haline gelmesini sağlıyor." dedi.
Özkaya, projenin sürdürülebilirliğinin sağlanması adına yapılan yatırımların ve köylerdeki "Efeler Yolu Dostu" işletmelerin bu projeye olan aidiyet duygusunun güçlendirildiğini belirtti. Ayrıca, bu işletmelerin Efeler Yolu’na olan katkılarının, projenin başlangıcından itibaren kurumsal bir bağlılıkla sağlandığını vurguladı.