Türkiye, dünyanın en fazla doğal afet yaşayan ülkelerinden biri olma özelliğini taşıyor. Depremler, sel felaketleri, orman yangınları gibi afetler, her yıl binlerce insanın hayatını kaybetmesine, büyük maddi ve manevi kayıplara yol açıyor. Bu büyük felaketlerde ise hayat kurtarmak için canla başla çalışan arama kurtarma gönüllülerinin önemi her geçen gün daha da artıyor. Arama kurtarma gönüllülerinin en büyük amacı, afet anlarında bir can daha kurtarabilmek. Bu kapsamda SAR (Search And Rescue) Arama Kurtarma ve Acil Yardım Derneği, Türkiye genelinde çeşitli afetlere müdahale eden, tamamen gönüllülerden oluşan ve büyük bir koordinasyonla faaliyet gösteren önemli bir kuruluş.
SAR Arama Kurtarma ve Acil Yardım Derneği'nin İzmir Temsilcisi Tolga Çelik, derneğin çalışmalarını ve Türkiye’deki gönüllü sayısının yetersizliğini vurgularken, afetlere hızlı müdahale edebilmek için daha fazla gönüllüye ihtiyaç duyduklarını dile getirdi. Çelik, "İnsan arayışımız var. Maraş depremi sırasında, o afet anında çaresizlikle yüz yüze geldik. Alandaki ekip sayımız bin kişiye ulaşmasına rağmen, daha fazla olsak daha fazla hayat kurtarabiliriz, diye düşündük" şeklinde konuştu.

Gönüllülük esas, eğitim önemli

2008 yılında kurulan SAR Arama Kurtarma ve Acil Yardım Derneği, Türkiye’nin dört bir yanında arama kurtarma operasyonları düzenleyerek binlerce canı kurtarmayı başardı. Tolga Çelik, derneğin bugüne kadar Türkiye genelinde binin üzerinde operasyon gerçekleştirdiğini ve 2 binin üzerinde insan ile binin üzerinde hayvanın hayatını kurtardıklarını belirtti. Çelik, SAR’ın gönüllülerden oluşan bir birlik olduğunu ve hiçbir profesyonel ekipten yardım almadan afetlere müdahale ettiklerini söyledi. Derneğin İzmir Temsilcisi, 1999 Marmara Depremi’nin ardından bir araya gelen gönüllülerle birlikte profesyonelleştiklerini ve her yıl düzenli eğitimler aldıklarını da vurguladı.
Çelik, "Bize katılmak için herhangi bir kıstas yok, gerekli eğitimlerin alınması yeterli. Akreditasyon sürecinin sonunda gönüllülerimizle aynı yolda yürüyoruz. 1999 Marmara Depremi'nin ardından bir araya gelen gönüllüler olarak profesyonelleştik. Van, Elazığ, Nepal depremlerinde görev aldık. Son olarak Hatay depreminin ardından bölgede çalıştık. Orman yangınlarından sonra da bölgedeki ekiplere destek veriyoruz. Bunun yanı sıra Kastamonu'da sel ve su baskınlarından sonraki kayıplara müdahale ettik" dedi.
SAR Arama Kurtarma ve Acil Yardım Derneği, Türkiye'deki büyük afetlere müdahale etmenin yanı sıra yurt dışında da görev alıyor. Nepal, Elazığ, Van ve Hatay gibi büyük felaketteki arama kurtarma çalışmalarına katılan dernek, afet anında eğitimli ve deneyimli bir ekip ile hızlı bir şekilde sahada yer alıyor. Dernek, aynı zamanda 11 ilde toplam 3 bin 200 gönüllüsüyle sürekli hizmet veriyor.

Tolga Çelik'Sürekli hazır olmalıyız'

Tolga Çelik, derneğin profesyonel bir şekilde hizmet verebilmesinin, ekiplerin sürekli hazır olmasına dayandığını söyledi. Afetlerin önceden tahmin edilememesi, ekiplerin her an hazırlıklı olmasını zorunlu kılıyor. SAR, gönüllülerinin afetler için sürekli eğitim almasını sağlıyor ve her türlü arama kurtarma görevine hızlıca yanıt verebilmek için kendi içlerinde WhatsApp grupları kurarak, il bazında operasyonlara hazırlık yapıyor.
Çelik, "Yurt içi ve yurt dışında meydana gelen herhangi bir afetin ardından hızlı bir şekilde koordine oluyoruz. Gönüllülerimizin bulunduğu WhatsApp gruplarımız var. İl bazında kendi içimizde operasyonlara hazırlanıyoruz. Olası bir afet anında kendi içimizde hızlı şekilde aksiyon alıyoruz. Arama kurtarma faaliyetlerine katılan irili ufaklı bazı sivil toplum kuruluşları var. Profesyonel olarak sürekliliğe önem veriyoruz. Her an bir afet olacak gibi sürekli hazır olma noktasında eğitimler yapıyoruz. Yeni gelen gönüllülerimiz de yoğun olarak bu süreçten geçiyor" dedi.

Kahramanmaraş depremlerinde unutulmaz anlar

Tolga Çelik, Kahramanmaraş depremlerine katıldıkları arama kurtarma çalışmalarını unutulmaz bir deneyim olarak tanımlıyor. Deprem bölgesine hareket ettiklerinde olayın büyüklüğünü tahmin edemediklerini ifade eden Çelik, "İzmir'den hareket ederken bu kadar büyük bir afetle karşı karşıya kalacağımızı bilmiyorduk. Olayın büyüklüğünü tahmin edememiştik, Adana'dan, Antakya'dan sonra anladık. Hiçbirimiz bugüne kadar bu denli büyük bir afetin içinde yer almamıştık. Şoku atlatır atlatmaz gerekli müdahaleleri yapmak için olayın içine girdik" diye konuştu. Çelik, o dönemde yaşadıkları en dramatik anıyı ise şöyle anlattı: "İlk saatlerde bir amcamızın karanlık bir sokakta, o soğukta 'Bana yardım edin' sesini duyduk ve mücadeleye başladık. Ambulans seslerinin hiç susmamasını istedik. 20 gün oradaydık. Her ambulans sesinde bir kişinin daha kurtarıldığını ümit ediyorduk." 

Gönüllüler için kapılar açıkGönüllüler için kapılar açık

Tolga Çelik, SAR Arama Kurtarma ve Acil Yardım Derneği olarak gönüllülere büyük önem verdiklerini belirtti. Geçtiğimiz yıl, suda arama kurtarma ekipleri kurduklarını ve Çeşme’de eğitimler düzenlediklerini söyleyen Çelik, derneğe katılmak isteyen herkese kapılarının açık olduğunu ifade etti. Ancak gönüllülerden beklentileri de net: "Hazırlıklı, sorumluluk sahibi ve cesur bireyler olmaları gerekiyor."
Çelik, "Türk toplumu olarak sıcakkanlıyız. Olaylara hızlı tepki veriyoruz. Ama aynı duyarlılığın sonrasında da devam etmesini istiyoruz. Bize katılacak arkadaşların gönülden istemesi ve bir saat sonra bir afet olacak gibi hazırlıklı olması gerekiyor. İnsan arayışımız var. Afet anında çaresizlikle yüz yüze geldik. Alandaki ekip sayımız bin kişiye ulaşmasına rağmen daha fazla olsak daha fazla hayat kurtarabiliriz, diye düşündük. Olayın sıcaklığı geçtikten sonra da hazır olmalıyız. Eğitimlere devam ediyor ve aynı gönüllülüğü zaman ayırarak sürdürüyoruz. Herkesten beklentimiz bizlere dahil olsunlar. Bir cana dokunmak adına çalışan bir topluluğuz" dedi.

Gönüllülerin rolü ve afet sonrası süreklilik

Tolga Çelik, afet sonrasındaki sürekli yardım çağrılarının bir diğer önemli yönüne de değindi. Her ne kadar afet anında büyük bir duyarlılık olsa da, afetin üzerinden zaman geçtikçe toplumda bu duyarlılığın azaldığını ifade eden Çelik, bu süreçte gönüllülük kültürünün devam etmesi gerektiğini belirtti. Çelik, “Türk halkı afet anlarında büyük bir dayanışma sergiliyor, fakat aynı duyarlılığın afet sonrası da sürmesini bekliyoruz. Afet bittikten sonra da bölgede uzun süre kalmak ve sürekli eğitim alarak gönüllü çalışmak çok önemli. Bizler bu görevi bir hayat boyu sürdürüyoruz” dedi.
SAR Arama Kurtarma ve Acil Yardım Derneği, gönüllülerine sağlam bir eğitim altyapısı sunarak afetlere daha etkili müdahale etmeyi sürdürüyor ve Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi yurtdışında da yardım elini uzatmaya devam ediyor. Tolga Çelik ve ekibi, hep birlikte "her an bir afet olabilir" bilinciyle, can kurtarmak için gece gündüz çalışıyor.

Kaynak: DHA