Hayat, sürekli olarak karşılaştığımız sayısız seçenekle şekillenir. Birçok zaman, bu seçenekler arasında kayboluruz... Nereye gitmek, ne yapmak gerektiğini bulmaya çalışırken, zaman geçer ve biz, hangi yolun bizi daha iyi bir yere götüreceğini bilmeden ilerleriz. O an, bir tür sıkışmışlık hissi yaratır. Her yolun kendine ait farklı ihtimalleri vardır, ve hangi yolu seçersek seçelim, bir diğer yolun mümkün olan güzellikleri hep bir gölge gibi peşimizden gelir. İşte bu anlar, belki de en çok, içimizdeki karmaşanın en yoğun olduğu anlardır.
Seçim yapmamız gereken o an, tıpkı bir kavşağa gelmiş gibi hissettirir. İki yola ayrılırsınız, bir yolda belirsizlik, diğerinde ise belki de kaybolmuş bir geçmişin gölgeleri vardır. İkisi de kendi içinde çekicidir ama karar vermek gereklidir. İşte bu an, bir nevi büyüme sürecinin de başlangıcıdır. Çünkü doğruyu bulmak değil, doğruyu ararken kendimizi nasıl değiştirdiğimizdir asıl mesele.
Kararlarımızın Ardındaki Cesaret
Doğru kararın ne olduğunu bilmek imkansızdır. Hayatın sunduğu her yol, bambaşka bir dünyaya kapı aralar ve her biri kendi içinde doğruyu ve yanlışı barındırır. Ancak önemli olan, seçimin ardında yatan cesarettir. O anı, geçmişin ve geleceğin yüklerinden bağımsız olarak yaşamak, sonrasında geri dönüp baktığınızda bir anlam taşır. Her seçim, bizleri şekillendirir. Çünkü asıl büyüme, seçimlerin sonunda değil, onlara nasıl yaklaştığımızda ve onları nasıl taşıdığımızda gizlidir.
Zihnimizdeki gölgeler...
Ve belki de en çok zorlayan şey, bir kez seçtiğimizde, diğer yolun hep aklımızda kalmasıdır. Hangi yolu seçersek seçelim, kalan yol hep bir soru işareti olarak hayatımızda yer eder. Ancak, yaşadıklarımız, bizi bugün olduğumuz hale getirir. Bir seçim yapmamız gerekirse, seçmek ve yolumuzu yürümek, bir nevi hayatta varoluşumuzu pekiştirir. Çünkü her seçim, büyümek için bir fırsattır.
Büyümenin Yolculuğu
Sonuçta, hayatın tüm bu ayrımlarından geçerken, kararlar her zaman bize büyümeyi öğretir. Hem doğru kararın, hem de yanlışın içinde öğrenecek bir şey vardır. Önemli olan, her iki yolu da anlamak, kabul etmek ve yolun sonuna kadar cesaretle ilerlemektir. Tekrar görüşünceye kadar hoşça kalın.