Eğitim sistemi ve öğretmenlik mesleğine yönelik şiddetin artışı, İbrahim Hoca'nın trajik kaybıyla bir kez daha en acı şekilde gün yüzüne çıktı. Bu vahşet sadece bir can kaybı değil, aynı zamanda eğitim sistemine ve öğretmenlik mesleğine verilen değerin yeniden sorgulanmasına da neden oldu...
Eğitim sistemine verilen değer gerçekten bu kadar mı?
Eğitim camiasında şiddet olayları maalesef gün geçtikçe artıyor... Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yaşanan bu korkunç olay, eminim ki hepimizi derinden sarstı. Okul müdürü İbrahim Hoca, duymayan bilmeyen yoktur diye düşünüyorum. Ne yazık ki görevi başındayken vahşice katledildi. Bu vahşet sorunumuzun ne kadar derin ve ciddi olduğunu "bir kez daha" gözler önüne sermiş oldu öyle değil mi? İbrahim Hoca'nın, öğretmenlerimizin hayatını kaybetmesi sadece bireysel bir kayıp değil, toplumsal bir yaradır... Eğitim sistemine ve öğretmenlik mesleğine yeterince değer verilmemesi ise şiddet vakalarının artmasında önemli rol oynuyor.
Şiddet sadece fiziksel değildir...
Öğretmenlik bilgi aktarmanın da ötesinde kutsal bir meslek. Çocuklarımızı yetiştiren, onları geleceğe hazırlayan ve toplumun temel taşlarını oluşturan öğretmenlerimiz maalesef giderek artan şiddet furyasının hedefi. Öğretmenlerimize yönelik şiddet sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik, mobbing ve tehdit. Hepsine maruz kalıyorlar örneklerini ise birçok kez maalesef gördük...
Hani derler ya okul bizim ikinci evimiz diye evin sıcaklığını, huzurunu neden okullarda bulamıyoruz? Bir eğitim kurumunda şiddet olmaz! Güven olur, sevgi olur, huzur olur. Şimdi soruyorum İbrahim Hoca'nın başına gelenler, bu güvenliğin sağlanmadığını ve eğitimcilerin ne denli büyük riskler altında olduğunu bizlere bir kez daha göstermedi mi?
Sıfır tolerans politikası şart!
Peki, ne yapmalıyız? Öğretmenlerimize yönelik şiddetin önlenmesi adına kesinlikle daha caydırıcı yasaların uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Şiddet olaylarına karşı sıfır tolerans politikası benimsemeli. Eğitim kurumlarının güvenlik standartları yeniden gözden geçirilmeli. Eğitimcilerimizin can güvenliğini sağlamak geleceğimizi aydınlatan ışığın sönmemesi adına büyük önem taşıyor. Bu olay, tarihin tozlu sayfalarında sadece "haber" olarak kalmamalı, ders alınması gereken acı bir gerçek olarak hafızalara kazınmalı.
İbrahim Hoca ilk değil ama son olması dileğimle...