Geçtiğimiz günlerde açıklanan yeni asgari ücret, net 22.104 TL olarak belirlendi. Açıklanan rakam, dört kişilik bir ailenin yalnızca gıda harcamalarını karşılayabileceği açlık sınırı olan 19.830 TL’nin ‘’çok az bir miktar üzerinde’’. 

64.595 vs 22.104?

Gıda dışındaki temel harcamalarla birlikte, bir hanenin geçinebilmesi için gereken yoksulluk sınırı ise 64.595 TL. Ayrıca bekr bir çalışanın aylık yaşam maliyeti 25.706 TL olarak belirlenmişken, 22.104 TL’lik asgari ücretle tek bir bireyin bile temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi göründüğü üzere mümkün değil.

Ev kiralarının birçok şehirde 15.000 TL’ye dayandığı hatta aştığı, ulaşım ve gıda fiyatlarının her geçen gün arttığı bir ülkede bu ücretin yeterli olmadığını görmek çokta zor değil sanki ne dersiniz?

Üstelik asgari ücrette yapılan her zammın kira ve diğer temel ihtiyaçların fiyatlarına doğrudan yansıdığı düşünülürse, açıklanan ücretin alım gücünü artırmak yerine yaşam maliyetlerini daha da yükselteceği ortada.

Aileler geçimlerini nasıl sağlayacak?

Bugün bir ailenin gelirini temel ihtiyaçlara yetirebilmeye çalışması bakın ‘’çalışması’’ diyorum zor bir hale geldi. Kira, elektrik, su, doğalgaz, internet, gıda…

Liste uzayıp giderken asgari ücretlinin elindeki para her ay daha da küçülüyor. Çocukların eğitim masraflarını karşılamak, aile aktivitesi yapmak, hatta yalnızca bir kez dışarıda yemek yemek bile birçok aile için hayal gibi.

Kredi kartlarına bağımlı olduk

Durum böyleyken insanlar artık yaşamlarını sürdürebilmek için borca bağımlı hale geliyor. Borçla alınan gıda, borçla ödenen faturalar… Ancak borçlar bir noktadan sonra ödenemez hale geliyor ve bu kısır döngü toplumun geniş bir kesimini maddi ve manevi olarak yıpratıyor.

‘’Sizinki de çok büyük dertmiş…’’

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın kızı Merve Safa’nın, ekonomik sıkıntılarla mücadele eden halkı küçümser gibi söylediği; ‘’Sizinki de çok büyük dertmiş, insanlar aç aç söylemini reddediyorum.

Kimini varlıkla sınar Rabbimiz kimini darlıkla." demesi saçmalığın dik alası. Kendisi varlıklar içerisinde yüzerken, enflasyon yüzünden maddiyat halk için böylesine derin ve asla kapanmayan yarayken böylesine sözler sarf etmesi garip.

Biz de o zaman halk olarak size, sizin sözlerinizi ithaf ederek; ‘’Rabbim keşke sizi darlıkla sınasaydı.’’ diyoruz.  Çünkü başkanın kızının sarf ettiği bu sözler, ekonomik gerçeklikten kopmuş bir zihniyetin

kurabileceği cümlelerden başka hiçbir şey değil. Herkesin refah ve huzur içinde yaşayabileceği bir ülke diliyorum. Tekrar görüşünceye dek hoşça kalın…