İzmir Körfezindeki toplu balık ölümleri ve günlerdir ölü balık kokusu canımızdan bezdirdi. Eeee hani her seçim sonrası körfezde yüzmeye başlayacağız diye konuşulurken bırakın yüzmeyi yüzen balıkları bile yüzmeyi bıraktı.
Suyun 29 derece olması, aşırı sıcaklar, oksijenin azalması, tek hücreli canlılar plankton patlaması ve suyun yüzeyinin kızılımsı kahverengiye dönüşmesi durumun özeti... Bunları çok duydunuz hatta derelerin betonlaşması denizlerin kılcaldamarlarını bitirmekle eş değer olduğu defalarca konuşuldu. Denetlenmeyen fabrikalar ve dahası... Güzelbahçe de geçen hafta halk plajında denize giriyorduk. Ha orası da aman aman temiz değildi ama içindeki balıklar en azından hayattaydı.
TEHLİKENİN FARKINDA MIYIZ?
Ölü balıkların olduğu yerde insanlar olta ile balık tutuyordu. O balıkları yiyenlerde oldu. Ölü balıkların toplanması yasaklansa da ne derece tedbirli bir davranış olduğunu bilemiyorum.
Ölüdeniz Fethiye'de ama hayırlı olsun Ölü körfezimiz oldu hem de İzmir'in göbeğinde, burnumuzun dibinde...
Son 25 yılın en kötü körfezi ölü levrek ve çipuralar bayraklı sahiline vurduğunda İzmir'in neredeyse tamamında pis bir ölü balık kokusu yayıldı ve sineklerin çoğalması da cabası...
KÖRFEZ NASIL KURTULUR?
Peki nasıl düzelecek körfezimiz? Bakın bu ilk değil daha önce de İzmir Körfezi'nde, 1955 yılında plankton patlamaları ve balık ölümleri görüşmüş. 2000'li yıllarda Çiğli bölgesinde Arıtma tesisleri yapıldıktan sonra bunlar kesilmişti. Derelerin altının betonlaşması sonun başlangıcı oldu adeta... Bakın koku da bu betonla başladı. Önlemler alınmadı ve kaçınılmaz sonla yüz yüze geldik. Bunun suçlusu bir kişi ya da bir dönem değil ne yazık ki bu sürecin içerisinde birçok ihmal o yıllara yayılmış durumda. Nasıl düzelecek? Tarihde olduğu gibi yeniden arıtma tesisleri açılacak ve fabrika artıkları orada süzgeçten geçirilerek ilk adımı atabiliriz. Şimdiye kadar İzmir'de Belediye Başkanı olanların hepsinin ortak hayali körfezde yüzmek hatta sloganı da vardı "Yeşil İzmir Mavi Körfez" Orman yangınlarından yemyeşil İzmir de büyük yara aldı yeşil kızıl kahverengi bol kokulu nur topu gibi bir körfezimiz oldu.
BİR EFSANE...
Yıllardır halk arasında konuşulan bir şehir efsanesi vardır. Aynı efsane İstanbul Haliç içinde söylenir... Ne zaman körfez koksa Çinliler, "körfezinizi biz temizleyelim ama içinden ne çıkarsa hepsi bizim olsun" demiş. Keşke kabul etseydik diye başlanır sohbete... Böyle bir şey olsa elbette kabul etmeyiz ama madem denizin dibinde var bir servet akarı kokarı ile temizletip o servetin sahibi de olabiliriz. Tabii ki ondan önce denizin dibine gönderdiğimiz envai çeşit eşyalar da işin bonusu olur. Ya denizde tuvalet taşı, araba lastiği, televizyonlar bisikletler gördük de ütü masası hatta avizenin oraya nasıl atıldığı gerçekten aklım almıyor.
MASMAVİ KÖRFEZ MÜMKÜN...
Denizin yeniden masmavi olması aslında o kadar da uzak değil. Ama aşamalara biran evvel geçmek gerek. Bayrak yarışı gibi her seçimde de kanun gibi başlanılan işi tamamlamak üzere söz alınmalı. Şimdi hayal ettiğimiz şeylere bakın, son haline bakın, sınırda bile değil dibinin dibindeyiz. İçinde canlı kalmayan ölü bir körfezimiz var. Denize çöp atmamın büyük cezaları olması gerekir bir sürü kameralar var her yeri gören tespit edilebilen ama ona sıra gelene kadar önceliğin artırma tesisleri olduğunu elbette biliyoruz. Ama topyekün konsantre olup birlikte hareket edersek doğal dengeyi daha çabuk düzeltebiliriz.
Hatırlar mısınız? Korona günlerinde körfezde yunuslar görülmüştü. Ta ki insanın doğaya ve doğanın dengesine ne denli zararlar vermeye kaldığı yerden devam etmesiyle bırakın yunusları içinde canlı kalmayarak bugün ki hale geldi. 1983 yılında Almanya'dan Türkiye'ye İzmir’e Çiğli havaalanından geldiğimizde 11 yaşımdaydım ve Alsancak Garı'nın oradaki derenin kokusu o kadar derindi ki o yaş da bu koku ile insanlar burada nasıl yaşıyor diye düşünüyordum. Üzerinden kaç yıl geçti geçtiğimiz aylarda bir de kireç dökerek temizlenmeye çalışırken o pis kokuyu yakarak daha da iğrenç bir kokuyla tanışmıştık. Derenin altını betonlarsanız suyun toprakla ilişkisini kesersen tabandan gelen canlıların suyla olan ilişkisi kesildiğinde inanılmaz bir koku alırsınız. Hele bir de kireç dökünce ben böyle bir kokuyu ne daha önce gördüm ve duydum işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor. İzmir ne zaman hak ettiği bir körfeze sahip olacak? Bu sorunun yanıtına inşallah ömrümüz yeter. Hadi beni utandırın ve körfezi tertemiz yapın. Ben utanmaya razıyım...