Atatürk, sporun ve sporcunun en büyük öncüsüydü. O buhranlı dönemlerde bile birçok bölgede spor alanları, sahaları ve stadyumlar yaptırdı. “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim”diyerek sporculara yön verdi.

Halk evlerini de çeşitli kültür faaliyetleri yanı sıra önemli birer spor merkezi haline getirdi. Yine Atatürk'ün emri ile çeşitli spor kulüpleri kuruldu. 1920 yılında spor konusunda yeni bir gelişmenin öncüsü oldu. Atatürk, 18 Temmuz 1920'de, Muhafız Takımı'nın kurulması için emir verdi. Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı'nı ise 1922 yılında kurdu. Böylece Türkiye'nin ilk spor teşkilatı İstanbul'da kurulmuş oldu.

Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (TİCİ), İstanbul’da faaliyette bulunan spor kulüpleri tarafından futbol ile ilgili çalışmaların yürütülmesi amacıyla kuruldu. İlk olarak 26 Haziran 1920 tarihinde bir araya gelen kulüp yöneticileri, sonrasında yaptıkları bir dizi toplantının ardından “İdman İttifakı Heyet-i Muvakkatesi” adıyla bir geçici kurul oluşturmuş, İsviçre Federasyonu ve Spor Birliği Yönetmeliği’ni çevirerek çalışmalarını sürdürmüşlerdi. 15 Nisan 1921 günü Kadıköy’de İttihat ve Spor Kulüp binasında bir araya gelen on altı futbol kulübü arasında Altınordu, Anadolu İdman Yurdu, Süleymaniye, Fenerbahçe, Hilal, Vefa, Nişantaşı, Kumkapı, Darüşşafaka, Beylerbeyi, Türk Gücü, Makriköy (Bakırköy), Galatasaray, Haliç, Fener ve Üsküdar yer almıştı. Ayrıca İttihat Spor, Dork, Enosis, Beşiktaş, İstella, Pera kulüplerinden oluşan Pazar Ligi’ni temsilen iki kişi ile Union Clupten iki kişi de toplantıya katılanlar arasındaydı. Geçici kurul, çalışmalarını tamamladıktan sonra Cemiyetler Kanunu’na göre hükümete başvuruda bulundu. 22 Mayıs 1922 tarihinde Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı resmen kuruldu ve Ali Sami (Yen) Bey başkanlık görevine seçildi. Cemiyetin kuruluşundan kısa bir süre sonra futbol, güreş ve atletizm federasyonlarının kuruluş süreçleri tamamlandı. TİCİ’nin kuruluş gerekçesi şu ifadelerle ortaya konulmuştu: “Türk ırkı bugün kemiyet ve keyfiyetçe korkunç bir uçuruma sürüklenmektedir. Bu ırk düşüşünün sebeplerinden bir kısmı siyasi bir kısmı içtimaidir. Siyasi sebep, Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarına yayılmış ülkenin muhafazasını Türk, epey zamandır, yalnız kendi kollarına yükletmiş, Batının aralıksız hücumlarına yalnız başına mukavemet etmiş ve bu mücadelesi uğrunda tabiatıyla mecalsiz kalmıştır. İçtimai sebebe gelince: cehalet, yaşama tarzı bilmemek, sıtma, verem, frengi, tütün, içki hayatımızı kemiren unsurların başlıcalarıdır… İşte ırkımıza, varlığımıza kasteden bu marazın, bu hallerin dehşeti karşısında yürekleri titreyen gençler bu millete taze hayat ve kuvvet vermek için birleşmelidirler.”

Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın kuruluşu ile sağlanacak olan faydalar ise şu şekilde ortaya konulmuştu:

1- Gençlere geniş ve cazip bir faaliyet sahası temin ederek onların içkiden, kumardan ve muhtelif suiistimallerden uzaklaştırılması ve bu sayede sağlık ve genel ahlakın iyileştirilmesi.

2- Milletin fertlerinin küçük yaştan teşkilatçılık faaliyetlerine alıştırılması, istişare ve idare kabiliyetlerinin arttırılması.

3- Sağlam ve becerikli nesiller yetiştirerek, silahşörlüğü, biniciliği, denizciliği şevklendirip, teşvik ederek, askeri teşkilata ait vazifeleri kolaylaştırma.

4- Ülke içindeki idman müsabakaları ve seyahatleriyle, gençlere memleketlerini tanıtmak, sevmek, halkın gerçek ihtiyaçlarını anlamak imkanlarını temin etmek.

5- Uluslararası müsabakalarla milli hisleri harekete geçirmek ve desteklemek.

6- Türklük için harici propaganda araçlarını temin etmek.

7- Beden alıştırmaları, idmancılar tarafından bir medarı kisbi intifa ittihazına karşı mücadele edilmesi ve bu sayede sağlık ve kuvvetin bir gaye değil, zekâ ve ilmin gelişmesi için bir araç olarak faydalanmak suretiyle milliyetimizin yükseltilmesine hizmet edeceği kanaatinin sağlanması.

Siyaset dışında kalmayı temel prensip olarak kabul eden TİCİ’nin Nizamnamesinin vazifeler başlığı altında toplamda on yedi madde yer almıştır. Bu maddeler arasında amatör ve profesyonel sporları kontrol etmek, her yıl yerel ve ulusal müsabakalar tertip etmek, rekorları tescil etmek, sporu teşvik edecek, gelişmesini sağlayacak yasal düzenlemelere yönelik teşebbüslerde bulunmak, Uluslararası Olimpiyat Komitesi ile ilişkileri yürütmek, spor teşkilatının gelişmesini sağlamak, bilimsel etkinlikler ile yayınlar yapmak yer almıştı.

Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı, Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün himayesinde, Başbakan İsmet İNÖNÜ’nün fahri başkanlığı altında bulunan ülkenin çok sporlu ilk resmi spor örgütüydü. 1923 yılında 14 kulüpte 827 sporcu, 1927 yılında 6.380, 1933 yılında 230 kulüpte 10.450, 1935 yılında 15.582 lisanslı sporcu ittifak bünyesinde kayıtlıydı. TİCİ, hükümetin 1924 yılındaki 170 numaralı Kararnamesi ile kamu yararına çalışan dernek statüsü kazanmıştı.

Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın kurulduktan sonraki ilk önemli başarısı 1924 yılında Paris’te yapılan Olimpiyatlara Türkiye’nin katılımının sağlanmasıydı. II. Meşrutiyet Dönemi’nde Selim Sırrı (Tarcan) Bey “Osmanlı Milli Olimpiyat Cemiyeti (OMOC)’ni kurmuştu. Millî Mücadele sonrası “Türkiye Milli Olimpiyat Cemiyeti (TMOC)” ismi altında faaliyetine devam eden Cemiyet ile TİCİ, Uluslararası Olimpiyat Komitesi Yönetmeliği’ne uygun bir yönetmelik hazırladı. Yönetmeliğin hazırlanmasında TİCİ’nin Başkanı Ali Sami Bey ile TMOC’un Başkanı Selim Sırrı Bey ve Genel Sekreteri Burhanettin Bey görev almıştı.

Sporla Kalın...