Şubat ayı aşkın, huzurun, sıcak bir çay eşliğinde yapılan muhabbet; yağan yağmurda sevdiğinizle yürümek ya da beyaz örtüyü izlemek gibi bir şeydi. Taa ki asrın felaketine kadar…
Bu sayı da yine sokakta, çarşıda, pazarda konuştuğum insanların nabzından bahsetmeyeceğim. Ama çok kısa geçecek olursam. Sokağın gündemi seçim ve seçim sonrası ekonomi. Bir sürü söylenti var. Ne olacak doların hali, paramızı nasıl değerlendireceğiz? Sokak konuşuyor ama kim duyuyor bizi diye de ekleniyor konuşmaların sonlarına. Sokak nabzını Mart ayı içinde seçime yaklaşırken yeniden bu köşede konuşup değerlendireceğiz. Ama benim için Şubat ne demek müsaadenizle bunu paylaşmak istiyorum.
Bundan bir yıl öncesine kadar şubat ayı benim için aşkın, huzurun, sıcak bir çay eşliğinde yapılan muhabbetin; yağan yağmurda sevdiğinizle yürümek ya da beyaz örtüyü izlemek gibi bir şeydi. Taa ki büyük Kahramanmaraş depremlerine kadar. 6 Şubat 2023 tarihi hayatımın en büyük travmasını yaşadığım tarih olarak hafızamdaki yerini aldı. Büyüklerimiz yaşadıkları savaşları, darbeleri, yoklukları anlatıyorlarken; bizler yıllar sonra yaşadığımız en büyük acı olarak depremde yaşananları anlatacağız.
ASRIN FELAKETİ…
O tarihlerde tüm Türkiye birlik oldu ve büyük bir dayanışma ile genç, yaşlı, çocuk ellerinden geleni yaptı. İnsan fıtratı sürekli iyi olmak için kendini programlamış. Biz bu büyük felaketi yaşadık ve ‘normal’ hayatımıza döndük belki de. Ama dönemeyenler? Her şeyini kaybedenler? İşte o insanlar yaşadıklarını yaşadıkları süre boyunca unutmayacaklar. Birçok hikaye yarım kaldı ve birçok acı hikaye de yazıldı bu depremler ile.
Büyük Kahramanmaraş depremlerinden 11 ilimiz etkilendi. Resmi rakamlara göre 53.537 vatandaşımızı kaybettik. Tabi bu resmi rakamlar. 107.204 yaralı ve birçok kayıp… Dolaylı yoldan milyonlarca insanı etkileyen büyük felaket…
Felaketten çeyrek asır öncesine gittiğimizde 17 Ağustos 1999 depreminden 2023 yılına kadar verdiğimiz kayıpların sayısına baktığımızda aslında hiçbir önlem almadığımızı, felaketlerden ders almadığımız gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz. Konuyla ilgili profesörler, bilim insanları bas bas bağırdılar ve hala bağırmaya devam ediyorlar.Uyardıkları bölgeler arasında Marmara ve yaşadığımız şehir İzmir’de var. Prof. Dr. Naci Görür, İzmir’de 7’nin üzerinde deprem üretme kapasitesi olan 12 fay hattı olduğunu söyledi geçen gün.
Prof. Dr. Naci Görür İzmir’in en kalabalık yerlerinde fay hattının olduğunu söylüyor ve sözlerine ‘Sakız’da deprem oluyor, 75 km uzak uzakta İzmir’de evler yıkılıyor.Yarın İzmirfayı harekete geçerse ne olacak’ diye devam ediyor… Önümüzde yerel seçimler var. Ve bu seçimlerde ne Marmara bölgesinde ne de kendi bölgemizde, İzmir yerelinde konuyla alakalı elle tutulur çalışmaların olacağını duymadım, görmedim, okumadım. Seçim sürecinde okuduğum tek şey, gördüğüm tek şey tartışmalar, kavgalar… Halk dilinde en basit şekilde koltuk kavgaları…
Büyük depremin üzerinden bir yıl geçti ve depremi yaşayan illerde hala hayat normale dönmedi. Evet hepimiz elimizden gelen her şeyi yaptık. Yapmaya çalıştık. Ama gündemimiz değişti, toplumun ilgisi azaldı orada hala yaşayanlar kendi başlarına kaybettikleriyle yaşamaya çalışıyorlar. Bölgede yaşayan arkadaşlarımın çocukları hala çadırlarda eğitim görmeye çalışıyorlar. Zor şartlarda yaşam mücadelesi veren çok fazla insan olduğunu biliyorum. Özellikle Hatay ilimizin 10 yıl gibi bir sürede yeniden ayağa kalkacağını söylüyorlar. Bu noktada yerel yönetimlere çok fazla iş düşüyor. Tabi sadece yerel yönetimlere değil hükumete de görevler düşmekte.
***
Güzel şeyler yok mu?
Radyo Ege’de hep stüdyoda, hem de dışarda canlı yayınlarımız devam ediyor. Güzel bir ekip ile tüm dinleyenlerimizi kucaklıyoruz. Radyo Günü’nde çocuklar ziyaretimize geldi. Önümüz Ramazan... Ramazan, bahar derken yaz… Aralıksız hızla yolumuzda ilerliyoruz. Sizlerle birlikte kocaman bir aile olduk. Bu yolda bizlere destek veren sponsorlarımız ile birlikte büyümeye devam ediyoruz. Sevgililer Günü’nde olduğu gibi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde de sürprizimiz var… Ford Store Çetaş’da buluşalım…
***
Bu gece Berat Kandili… Arapça’da temize çıkma anlamına geliyor. İnancımıza göre bu gece bereketli ve dualarımızın kabul olduğu mübarek bir gece. Günahların affedildiği bu hayırlı gecede dualarımızın kabul olması dileğiyle. Kandiliniz mübarek olsun hayırlara vesile olsun.