Hoş geldin On bir ayın sultanı Ramazan- Şerif… Soframıza bereket, ailemize huzur, sağlık, mutluluk getirmesi dileğiyle…
Sokakta, çarşıda, pazarda Ramazan için alışveriş yaptığımızda her ne kadar geçmiş ramazanları özlesek de;‘nerede o eski ramazanlar’ diyeceğimiz daha çok yıl var sanırım önümüzde. Bugün dışarda bir iftar yemeği için kişi başı neredeyse 500 lira ödemeniz gerekiyor. Eve bir şeyler alayım, misafir ağırlayım diyorsanız dışarıda yemek yediğinizde ödeyeceğiniz para kadar ödeme yapıyorsunuz. Kemerler hala sıkı. Ekonomi seçimden sonra nasıl yön alır bilinmiyor. İbre neyi gösterir bunu da kestiremiyoruz. Ancak eskiden ‘nerede o eski ramazanlar’ derken; ramazanın sıcaklığını, bereketini, birlik ve beraberliğini, dayanışma ruhunu, eğlencelerini özlerken; bugün ‘bundan 5 yıl öncesine kadar kişi başı 100 liraya bir restorandan çıkabiliyorduk’ diyoruz. Ramazan ayına hoş geldin demek ve Reklam sorumlumuz Bahar’ın doğum gününü kutlamak için, Mustafa elleriyle yine çiğ köfte yaptı bize… Ellerine sağlık…
**
Radyo Ege’de Ramazan ayı boyunca sizlere her akşam çok özel bir Ramazan programı hazırlıyoruz. Hazırlarken de gerçekten ‘ah nerde o eski ramazanlar’ diyoruz. Çocukluğumun ramazan günlerini bir bir anımsıyorum. O zamanlar İstanbul’da yaşıyoruz. Vefa’da, Fatih’te, Beyoğlu’nda, Gümüşsuyu’nda ramazan günleri. Mevsim kış… Kavgaların, nefretlerin olmadığı huzurlu zamanlar. Belki de benim çocuk dünyam. Gece sokaktan “bozaaaaboooozaaaa” diye bağırarak geçen bozacı….
Yapımcılığını ve yönetmenliğini Radyo Ege Genel Yayın Yönetmeni Eylem Aslan’ın yaptığı, sunuculuğunu ise benim yaptığım, Gaziemir Nam-ı Değerli katkılarıyla Ramazan Özel programımız her akşam iftardan yarım saat önce sizlerle. Bir bir, sayfa sayfa metinler yazılıyor. Üzerinde düzeltmeler yapılıyor, tek tek önüme geliyor ve okuyorum. Okudukça o yıllarda yaşar gibi hissediyorum. Bizler daha da eski, Osmanlı döneminde ki ramazan günlerini ve sofralarını anlatıyoruz. O günlere ait bazı detayları sizinle paylaşmak istiyorum.
Osmanlı İmparatorluğu, 600 yıla yakın bir süre hüküm sürmüş, kültürel, dini ve sosyal yapısıyla ön plana çıkan bir devlettir. Ramazan ayı da Osmanlı toplumunda özel bir öneme sahip. Her yıl ramazan ayında farklı etkinliklerle kutlanırdı.
Osmanlı’da Ramazan ayı sadece oruç tutma ile sınırlı kalınmazdı. Bu dönem Osmanlı’da birbirinden renkli ve zengin geleneklerle dolu bir dönemi de ifade ederdi. Ramazan ayı ile birlikte, şehrin sokaklarında, çarşısında, pazarında bir hareket, güzel bir canlılık gelirdi. Halk iftar ve sahur için alışveriş yapmak için çarşıya pazara akın ederdi. Bunun yanı sıra, fakirler için yardım ve sadaka da artardı; bu, toplumsal dayanışmanın ve yardımlaşmanın güzel bir örneğini teşkil ederdi.
O dönem Ramazan'ın en belirgin özelliklerinden biri, iftar vakitlerinde camilerde düzenlenen toplu iftarlarmış. Camilerdeki iftar sofraları, fakirler ve ihtiyaç sahipleri için hazırlanır, bu sayede herkesin oruçlarını açabileceği bir ortam oluşturulurmuş.
Ramazan ayının özel bir ritüeli olan teravih namazları da Osmanlı toplumunda büyük öneme sahip. Teravih namazları, camilerde topluca kılınır ve bu ibadetler, toplumun manevi birliğini güçlendirir.
Ramazan ayında, eğlence ve kültürel etkinlikler de yoğun bir şekilde yaşanırmış Osmanlı Devleti’nde. Özellikle Ramazan gecelerinde düzenlenen sokak şenlikleri, tasavvuf musikisi konserleri ve halk dansları, toplumun bir araya gelmesini ve birlikte eğlenmesini sağlarmış. Biz sizlerle bu detayları programımızda paylaşırken, diğer taraftan da adeta o yılları yaşadık.
Bunların yanı sıra, Ramazan ayı Osmanlı mutfağında da özel bir yere sahipti. İftar sofraları, zengin ve çeşitli yemeklerle donatılır, özellikle Ramazan'a özgü tatlılar ve içecekler ikram edilirdi. Osmanlı saray mutfağının ustaları, iftar sofralarını süslemek için özel olarak hazırlanan yemeklerde ustalıklarını sergilerdi. Biz de acaba bugün ya da yarın ne pişirsem derdiniz olmasın diye programımızda kendi kültürümüzün en özel lezzetlerini, menülerini ve tariflerini sizlerle paylaşıyoruz.
Günümüzde Anadolu’da hala Ramazan ayında bu birlik, beraberlik, Ramazan etkinlikleri, dayanışma, iftar ve sahur sofraları var. Ancak büyükşehirlerde bu etkinlikleri neredeyse görmüyoruz ya da çok az görüyoruz. Ramazan boyunca her akşam Radyo Ege’de buluşmak üzere…
**
Ve 18 Mart Çanakkale Zaferi…
18 Mart Türkiye tarihinin dönüm noktalarından biri. Bağımsızlığımızın ve özgürlüğümüzün en önemli zaferlerinden... Bu zafer milletimizin vatan sevgisi, azim ve birlik ruhunu en güçlü şekilde ortaya koyduğu bir destan olarak tarihe adını yazdırmıştır. Gelibolu Yarımada’sında gerçekleşen bu savaş, Türk milletinin var olma mücadelesinin en kahramanca anlarından biridir. Bu savaşın sonucu dünya tarihine yön vermiştir. Bu savaş sonucunda, Türk milletinin dünyada itibarı ve saygınlığı artmıştır. Türk milletinin gücü ve direnci tüm dünyaya gösterilmiştir. Türkiye uluslararası alanda daha güçlü ve etkili bir konuma gelmiştir. Tüm şahitlerimizin ruhu şad olsun.