Ramazan ayının yirmi dördüncü gününden herkese merhaba…
Maneviyatı yüksek on bir ayın sultanı Ramazan ayının son günlerini yaşamaya başladığımız bugünde ve diğer günlerde olduğu gibi İzmir’in tarihi değerlerini sizlere anlatmaya devam ediyoruz.

Bugün sizlere İzmir’in tarihine tanıklık eden  bir çok medeniyetlere ev sahipliği yapmış semt Basmane’nin göz bebeği Çorakkapı Cami'nden bahsedeceğim.

Bugün sizlere İzmir’in tarihine tanıklık eden  bir çok medeniyetlere ev sahipliği yapmış semt Basmane’nin göz bebeği Çorakkapı Cami'nden bahsedeceğim.

Her gün binlerce kişinin önünden geçtiği şehrin bağlantı noktası olan, Anafartalar caddesine yakın cami İzmir’in geçmiş tarihine tanıklık etmiş  ve günümüze kadar gelmiştir.

Çorakkapı Cami'nin yapım tarihi tam bilinmemekte, fakat 17. Yüzyılın sonlarına doğru 1700’lü yılların başında dönemin hayırseverlerinden Bostanizâde Mehmed Efendi’nin kurucusu olduğu söylenmekte. 

MİMARİSİ…

MİMARİSİ…

Çorakkapı Cami bir minare ve kubbeden oluşuyor. Camiye dışarıdan baktığınızda ufak ufak kubbeler oldukça dikkat çekmekte. Bahçe kapısından içeri girdiğinizde sizi karşılayan nişler caminin ihtişamını gözler önüne seriyor.

Caminin giriş kapısının üzerindeki mermer levhada yer alan yazılar da oldukça dikkat çekicidir. Girişteki yazılardan birinde, "La ilahe illa entel melikül Hakkül mübin, Muhammed Resullullah sallallahü aleyhi ve sellem...
İzmir kadısı merhum Ali Osman efendinin ruhuna el Fatiha. Sene 1092" ifadeleri yer almaktadır. 
Bu yazı, caminin yapıldığı dönemdeki dini hassasiyetleri ve o dönemin izlerini yansıtır. Ayrıca, caminin kapısındaki bu yazılar, caminin derin tarihine olan saygıyı gösterir.

İçeri girdiğimizde caminin tasarımda kullanılan renkler içinize huzur veriyor.

İçeri girdiğimizde caminin tasarımda kullanılan renkler içinize huzur veriyor. Mavinin açık tonu, mermerin beyazı, üst katın korkulukları birbirleriyle uyum içerisinde. Caminin içi oldukça büyük ve geniş, iki katlı bir yapıya sahip.

Yukarı doğru kafanızı kaldırdığınızda tavanı kapatan muhteşem kubbe rengiyle ve çevresindeki camlarla caminin içi huzurla doluyor. Kubbenin çevresindeki camlar ve  kubbenin altında bulunan kolonların üzerindeki  yuvarlak camlar dönemin sanatını yansıtan motiflerle bezenmiş
Minberin tamamı mermerden yapılmış, mermerin verdiği zengin görüntü ile minber camide oldukça dikkat çeken detaylar arasında, minberin üstü beyaz bir külah ile kapatılmıştır üzerinde altın sarısı bir hilal bulunmakta.

Mihrap caminin sadeliğiyle uyum içerisinde, nişin üzerindeki alçıdan yapılmış perde şekli ilk dikkat çeken detay, mihrabın yanındaki sütunlar oldukça zarif. Üst kısmındaki hat sanatı, çiçek ve yaprak motifleri tam bir sanat eseri.

Mihrap caminin sadeliğiyle uyum içerisinde, nişin üzerindeki alçıdan yapılmış perde şekli ilk dikkat çeken detay, mihrabın yanındaki sütunlar oldukça zarif. Üst kısmındaki hat sanatı, çiçek ve yaprak motifleri tam bir sanat eseri.

İzmir’in kalbinde, tarih ve kültür kokan bir köşe olan Çorakkapı Cami, sadece mimarisiyle değil, taşıdığı tarihî anlamıyla da oldukça önemli bir yer. Bugün her geçen gün değişen ve büyüyen İzmir’de, bu cami ve çevresi, geçmişin izlerini bizlere aktarmaya devam ediyor. 

RAMAZAN DAVULU... 
Ramazan davulu, önce Osmanlı İmparatorluğu ve daha sonra Türkiye’de, Ramazan ayında oruç tutanlara sahur vakti geldiğini haber vermek için çalınır. Aynı zamanda sadece ramazan ayında duyulan bu melodi ramazanın maneviyatına katkı sağlar.
Ramazan davulunu ilk kim çaldığı hakkında net bir bilgi bulunmamakta, halk arasında gelenekselleşerek günümüze kadar gelmiştir. Davul çalan kişi, geleneksel sesi farklı şekillerde çıkartarak bir melodiyi takip eder.
Osmanlı'dan bu yana, özellikle köylerde ve kasabalarda, sahur vakti davul çalmaya başlayan ilk kişilerle birlikte, zamanla bir meslek haline gelmiştir. Başlangıçta belki de yerel halktan bir kişi, Ramazan'ın manevi havasını taşımak amacıyla davul çalmaya başlamıştır.

Hayırlı Ramazanlar…
Tekrar görüşünceye dek hoşça kalın.