Karadeniz’in hırçın sesi Kuzey’in oğlu Volkan Konak ani bir kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Ben sizlere yazılan çizilen birçok şeyden bahsetmeyeceğim, çünkü ölünün arkasından konuşmanın günah olduğunu bilen kelli felli insanlar Volkan Konak’ın yaptığı espiriyi farklı yerlere çekerek çok konuştu.
Ben sizlere Volkan Konak’ın söylediği şarkıları yaşadığını aynı zamanda da yaşattığını, eşine olan aşkından, çocuklarına, ailesine olan sevgisinden, işine ve meslektaşlarına olan saygısından kısaca sanatçı kişiliğinden bahsedeceğim.
Yazıya başlarken dediğim gibi Karadeniz’in hırçın sesi o meşhur “kadınım - doğum “ şiirini hepimiz biliriz ve severek dinleriz o şiirde Konak eşine olan aşkını çocuklarına olan sevgisinin yanı sıra verilen mesajlarda var.
"Son hasretim, sana olan hudutsuz sevdamı
Manolya kokulu başını kollarımın arasına alıp,
Senin o memleket gözlerine saatlerce bakmalıyım ki anlatabileyim,
Senin yanı başında ve şefkat dolu göğsünde uyumalıyım,
Çünkü ben senin, her yanın çiçek açmış, yemişlerle dolu fidana benzeyen güzel yüzüne hasret yaşayamam"
Kendisine ait televizyon programlarında ya da sahnelerinde hemen hemen her şarkıda bu dizelere yer verirdi. Ve sonuna eklerdi. “Kadınım”
Örneğin şiirin bir kıtasında da şöyle devam etmiş Konak,
"Anası bana bir oğlancık doğurdu,
Kaşsız, sarı bir oğlan,
Masmavi kundağında yatan,
Bir nur topu, üç kilo ağırlığında,
Benim oğlan dünyaya geldiği zaman
Çocuklar doğdu Kore'de,
Sarı ayçiçeğine benziyorlardı,
Makartır kesti onları
Gittiler ana sütüne bile doymadan"
Ve mesaj içeren cümlerle devam eder şiir, böyle yüreği güzel bir sanatçıdan bahsediyorum.
Hele bir eser var ki duyunca tüyleri diken diken eder, öyle bir okur o acıyı tekrar yaşar ve sizde yaşatır.
“Cerrahpaşa” türküsünden bahsediyorum.
"Cerrahpaşa" türküsünü bu kadar yaşayarak okumasının altında elbette bir hikaye var. Eser ablası Nuran Bahçekapılıya ait düzenlemesini Volkan Konak yapmış ama türkü halka adanmış olduğu için sözler anonim diye geçer.
Türkünün hikayesi ise şöyle; Konak’ın babası dahil ailesi içersinde amansız hastalık kanserle savaşan birçok yakını var. Ama en önemlisi babası left kanseridir, uzun zaman Cerrahpaşa Hastanesi'nde tedavi görür. Hastanedeki o çaresiz bekleyiş Konak’ın ablasını üzer ve derinden etkiler o duygu yoğunlu ile bu sözleri yazar...
"Cerrahpaşaya koydum
Canumun yarisini
Yaş akar gözüm sızlar
Ne kalur gerisine
Herkesin bir derdi var
Durur içerinde... "
Hatta Volkan Konak bir röportajında bu konuyu anlatırken, usta şair Cemal Süreya’nın "Sizin hiç babanız ödlü mü?” şiirinde geçen sözlerle cevap verdi.
“Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü kör oldum”
Bu sözlerle cevap verişi zaten türküde yaşanan duygu yoğunluğunu açıkça ortaya koymuştur.
Volkan Konak babasının hastalığı sebebiyle o çok sevdiği sahneleri tabii ki bırakmaz. Bu duygu dolu türküyü sahne aldığı mekanlarda seslendirmeye başlar. Türkü dinleyiciler tarafından büyük ilgi görür. Ve türküyü albüme eklemeye karar verirler, 2003 yılında Maranda albümü piyasa çıkar. Türkü albümde üçüncü sırada yerini alır. Adı “Herkesin bir derdi var” ama halk arasında Cerrahpaşa olarak bilinir.Kıbrıs'ta da bu şarkıyı bitirirken kalp krizi geçirdi. Sonsuzluğa yürüdü.
Okuduğu her şarkı ve türküde anlık doğaçlama sözlerle eşine olan sevgisini, aşkını, annesine ve babasına olan özlemini, memleketine olan tutkusunu sürekli dile getirdi. Duygu dolu sözleri, içten ve samimi kişiliğiyle gönüllerde taht kurdu.
Konak okuduğu hüzünlü türküler, şarkılar, şiirlerle akıllarda kaldı. Çünkü yazının başında da dediğim gibi okuduğu eseri yaşar ve yaşatır. İlk kez dinlediğinizde de şu an dinlediğinizde de o duyguyu alır ve yaşarsınız.
Her sanatçıda olduğu gibi tabii ki Konak’ın eğlenceli yönü de var. Sahnede anlattığı komik, yaşanmış, gerçek Karadeniz hikayeleri, annesi ve babasının komik diyaloglarıyla izleyicilerini ve sevenlerine kahkaha kolu anlarda yaşatırdı. Büyük bir tutku ile bağlı olduğu memleketinin eğlenceli Karadeniz müzikleri ve diğer türkülerle de izleyicilerin, sevenlerinin yüzünü güldürdü.
Yani her sanatçıyı kaybettiğimizde dediğimizde o klişe haber başlığı “Bir yıldız daha kaydı” Volkan Konak’a uyan ve çok yakışan bir söz...
Beyefendiliği ve saygılı kişiliği ile bilinen Volkan Konak, Kuzey'in Oğlu adlı programında konuk ettiği misafirlerine saygıda hiçbir zaman kusur ettiğine rastlamadım. Kendisinden yaşça küçük ve ya kendisiyle aynı yaşta olan meslektaşlarına saygısıdan dolayı onlarla birlikte düet yaptığı şarkılarda mikrofonun kapalı olduğuna ya da sadece ağzını oynattığına yemin edebilirim ama kanatlayamam. Çünkü o Karadeniz'in hırçın ve güçlü sesi idi. Diğer sanatçı arkadaşının sesini kapatabilir diye temkinli ve alttan alttan okurdu.
O bir televizyon programında "Bayramda ölenlerle çok üzülürüm" dedi. Ama kendisi de bayramın birinci günü her sanatçının istediği, seyircinin gözü önünde sahnede ölsem, alkışlar arasında ölsem isteği Volkan Konak’a nasip oldu. Hayatını kaybedeceği son ana kadar şarkı söyledi, şarkının nakaratı bitti o çok sevdiği kemençe müziğe devam ettiği anda yere düştü
.
Son anında Söylediği türkünün sözleri ise çok manidar.
“Hiç mi düşünmedin sen, sevdiğim böyle ağlar…”
Bizi ağlattın kuzeyin oğlu, derinden üzdün koca yürekli insan.
Işıklar yoldaşın olsun, mekanın cennet olsun…
Tekrar görüşünceye dek hoşça kalın…