Bugün 21 Mart... Nevruz... Bahar başlangıcı... Dostluğun, dayanışmanın, kardeşliğin günü, bereketin başlangıcı... Bahar Bayramı... Havaların ısınmaya başladığı gün...

Nevruz-1

Ancak şairin dediği yine çıktı. "Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır" Büyük hanımefendi soğukları yaşıyoruz. Tam havalar ısındı derken  gelen soğuk, tekrar paltolara sarılmamıza sebep oldu. Geçen hafta tişört, şort, parmak arası terlik kombini ile dolaşırken bugün bazı yerlerde kar yağıyor...

Siyaseten de sert rüzgarlar esmekte... Eskiden, 21 Mart takvimlerimiz de korkulu gün olarak anılırdı. Sanki bir kesimin günü gibi kardeşçe kutlamak yerine olaylar, bombalar, saldırılarla geçerdi o gün... Bazılarımız evden çıkmaz. Okula, işe gitmezdi. Bayram sadece bir kesimin kutladığı özel bir gün olarak algılanırdı. Neyse ki geçmişte kaldı bu kötü günler... Şimdi Kürt, Türk el ele bahar coşkusunu yaşıyoruz. Ancak yine bir hareketlenme var bu hafta başından beri ve bugün daha da yükselecek gibi... Tedbiren, Valilik Pazar akşamına kadar tüm yürüyüş, toplantı, basın açıklamasını yasakladı. Du bakalem n'olcek! 
 
NELER YAŞANDI?

Ekrem İmamoğlu, CHP Cumhurbaşkanı aday olacağı söyledikten ve bu hafta sonu ön seçim yapılacağı planlandıktan sonra gelişen olaylar protesto gösterilerini beraberinde getirdi. Önce diploma iptal edildi. Ertesi gün de gözaltına alındı. Büyükşehir Belediyesi soruşturuluyor. Yöneticilerin evinde bulunan paralar, belgeler... Belediyenin yalanlamaları...
 
Diploma sadece bir anahtardı hani... İmamoğlu ile birlikte 28 kişinin daha diploması iptal edildi. Hatta Galatasaray Üniversitesi'nde profesör olan Aylin Ataay Saybaşılı, öğrencilerin alkışları ve gözyaşları eşliğinde okuldan ayrıldı. Birçok makaleler yayınlayıp, araştırmalar yapmış, gençlere bilgilerini aktarıp, onların yolunu açmış bir hoca artık ev hanımı... Şimdi kazandığı ödüller, maaş, makaleler ne olacak. Onlarda gerimi alınacak. Okuttuğu öğrencilerin diplomaları da sakatlandı mı? Gazeteci- Yazar Ergün Poyraz “Diplomasız” diye bir kitap yazmış Reis’in diplomasız olduğunu iddia ederek, epey ses getirmişti. Bu olaylar karşısında hiç sesi çıkmıyor. İlginç... Konumuzla pek alakası yok öyle belirteyim dedim. Olay siyasi mi yoksa suç unsuru var mı göreceğiz. 
 
OLMAZ OLMAZ DEME! 

Olmaz denileni yaşıyoruz. Teröristbaşı, bebek katili bir kişi kurucu önder olabiliyor. Cumhurbaşkanı adayı olacak kişi de terör örgütü elebaşı... Burada hukuk karar verecek. Mahkemenin vereceği karara saygı duyacağız ama bu yaşananlar... İhbar edenlerin CHP'li olduğu söyleniyor ilginç... 

CHP'nin göstereceği adayı belirlerken ön seçim yapma kararı çok doğruydu. Ama tek adayla seçime gitmek bana çok saçma geliyordu. En azından karşısına tavşan da olsa aday çıkmalıydı diye düşünüyordum. Ön seçim tek aday olunca gerekliliğini kaybetmişti. Gelişmelerle önemli hale geldi. Şimdi gözaltı sürecinde ya da tutuklanmış olan bir aday ile ön seçime gidecek. Sadece CHP üyeleri değil vatandaş da oy kullanabilecek. Kurulan dayanışma sandığına İmamoğlu diyebilecekler. Sonuç ne olacak göreceğiz. İmamoğlu şu an mağdur olarak algılanıyor. Halk mağduru sever. Geçmişte Erdoğan’ın önünü açan süreç şimdi İmamoğlu için işliyor. Kendisi aday olmasa bile CHP’nin göstereceği aday kim olursa olsun şansı yükselir. Tüm muhalefet bir isimde de birleşebilir. Radyo Ege’de İrem Derici söylüyor. “Ben tek siz hepiniz...”

Yazıyı yazarken kötü bir haber aldım. Yazacak çok olay vardı ama yazacak halim kalmadı... Yine yıldız kaydı. Dün ünlü yönetmen Osman Sınav bugün de Okan Yüksel... 

GÜLE GÜLE OKAN BABA...

GÜLE GÜLE OKAN BABA...

İzmir ikinci babasını da kaybetti. Sancar Maruflu sonrası Okan Yüksel bayrağı devralmıştı. Atilla Köprülüoğlu ve Esat Erçetingöz ile birlikte İzmir’in sesi olup, çeşitli anma törenleri düzenlerlerdi.

Okan Baba ile dostluğumuz Piyano Festivali sırasında daha da artmıştır. Genç Yeteneklerin, piyano başında hünerlerini gösterdikleri festivali birlikte organize etmiş. Geliri de Ege Orman Vakfı’na bağışlamıştık.

Yüksel, 68 kuşağının en önemli temsilcilerindendi. İzmir 68’liler Birliği Başkanıydı aynı zamanda... İyi bir gazeteciydi. Meslek aşkıyla hastalığını yenmişti. Çıkardığı gazeteyi dağıtmayı severdi. Yazardı... Şairdi... Devrimciydi... Şiir okumayı... Hele Nazım’ın şiirlerini çok severdi. Sol yumruğu havada... “Akın var güneşe akın! Güneşi zaptedeceğiz! Güneşin zaptı yakın...” Şimdi ruhu güneşe yükseliyor. Güneşi zaptedip, cennette şiirler okumaya devam edecek. Bir yıldız daha kaydı. Ercan Doğu, Erhan Önel şimdi de Okan Yüksel...

Okan hocama son görevimizi Cumartesi günü gerçekleştireceğiz Önce saat:15.00’de Gazeteciler Cemiyeti’nde anma töreni düzenlenecek. Sonra ikindi vakti Bostanlı Beşikçioğlu Cami’nde kılınacak Cenaze Namazı ardından Doğançay mezarlığına defnedilecek... Ruhu şad olsun... Allah rahmet eylesin. Öğütlerin, şiirlerin hep kulağımızda olacak. Bize mücadele etmenin gereklerini öğrettin.

Devrimci kimliğin, yeşil parkan ile hep delikanlıydın. Son günlerini huzurevinde pek de huzurlu geçirmedin ama bizi affet! Her baharın başlangıç günü seni anacağız... Bir devrimci için ölünecek en güzel günde sonsuzluğa yürüdün. Tıpkı 52 yıl önce kaybettiğimiz Aşık Veysel gibi...