Gerçekten siyaset yazmak benim çok istediğim bir şey değil ancak inandığımız şeylere kayıtsız da kalamıyoruz.
Eski ilçe Başkanı Pınar Susmuş bir kadın dayanışması sonucu ilçe başkanı olmuş, ilçe başkanı olduktan hemen sonra ise kendisi için adaylıktan çekilen Songül Gök ile yollarını hızlı bir şekilde ayırmış, deyim yerindeyse ciddi bir vefasızlık yapmıştır.
Sonrasında Pınar Susmuş seçilir seçilmez Bayraklı Belediye başkanı Serdal Sandal’ın yanına gitmiş, uyumla çalışacağız mesajı vermiştir. Bunun üzerine Belediye başkanı Pınar Susmuş’u yanına alarak gayet iyi niyetli bir şekilde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanına götürmüştür. Ancak zaman içinde Pınar Susmuş’un basına yansıyan Başkan aleyhine konuşmaları yansımış, hatta Belediye Başkanı her Ankara ziyaretine gittiğinde, ipe sapa gelmez dedikoduların yayılmasının kaynağı olarak gösterilmişti.
Arkasından yaşanılan deprem ve depremde yapılan toplantılara davet bekleyen bir ilçe başkanı görüntüsü hiç şık olmamıştı. Bayraklı İlçe başkanı ben olsaydım, Belediye başkanımın kapısının önünden dahi ayrılmaz, her şeye beraber koşardım. Bunun en iyi örneği eski ilçe başkanı Cemalletin Alper’dir. Hem eski Başkan Hasan Karabağ döneminde hem Bayraklının yeni başkanı Serdal Sandal döneminde, başkanlar istesin istemesin birlik beraberlik görüntüsünü hiç bozmamıştır. Pınar Susmuş gibi deneyimli bir siyasetçi, üstelik Avukat’ın bunu daha fazlası ile yapmasını beklerdik. Açtığı dava olayına hiç değinmeyeceğim bile.
İlçe Yönetimi düştü yerine Kayyum atandı ve Kayyum için gelen, benimde hemşehrim olan Necati Şahin’in ilk açıklamasında direk olarak Bayraklı Belediye Başkanına teşekkür ile başladı. Sonra bu çok eleştiri aldı. Benimde hemşerim ve çok yakinen tanıdığım değerli ağbim olmasına rağmen aynı eleştiriyi bende kendisine ilettim.
Gelinen sonuçta Bayraklı Belediye başkanı direk olmasa da başka bir isim üzerinde karar kıldılar ve kayyum olarak atanan Necati Şahin boşa düşmüş oldu. Bu durum onun için üzücü olmasını anlayabilmekle beraber, kendisinin direk teşekkür ettiği birine daha sonra onu desteklememesi durumunda “ sen kimi desteklersen o zaten kaybeder “ demesini gerektirmez. Sevince iyi , sevmeyince kötü olunmamalıdır. Benim kanımca Necati abiden de iyi bir ilçe başkanı olurdu. Bu ayrı bir konu. Kendisi ile en son yaptığım görüşmede ağabeylik yapması ve ilçe yönetimine girmesinin çok doğru olacağını söyledim.
Ancak ortaya atılan isim gerçekten artık CHP içinde bir şeylerin değiştiğinin göstergesidir. Genç bir kadının üstelik öz geçmişi ile dolu dolu olan birinin adaylığı bence İzmir’in kalbine çok iyi gelecektir diye düşünüyorum. ,
Didem Gültekin siyaset yapmak uğruna bir çoğunun atlayacağı kamuda Kaymakam olmaktan vazgeçmiş, CHP’de en genç PM üyesi olmuş ve daha sonrasında Bayraklı seçimlerinin başından beri ekip arkadaşı olduğu Serdal Sandal’dan ayrılmamıştır. Şimdide ilçe başkanı olmak için siyasete dönüşünde işinden ve aşından fedakarlık etmiştir. Bir kadın siyaset yapmak istiyorsa onu hiçbir şey tutamaz .
Her zaman savunurum ilçe başkanları Belediye Başkanları ile aynı ekipten olmasalar bile uyumlu çalışmalıdır diye. Çıkan diğer adaylar ise yaptıkları toplantılarda Belediyeyi hedef almaktadırlar. Buda Seçimlere giderken en son istenilen kavgalı görüntüyü yeniden yaşatacaktır. Oysa ki artık bizim birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olduğu bir süreçten geçiyoruz.
Gençlerin ve kadınların yolu açık olsun.