Kültürpark’ta her yıl düzenlenen ve İZBB tarafından ücretsiz olarak verilen çim konserleri her yaştan insanı bir araya getiriyor. Eğlenmeyi bilen insanlar için oldukça keyifli olabilecek bu etkinlik ne yazık ki her yıl olduğu gibi bu yıl da bazı kesimlerin tabiri caizse saçma sapan davranışlarıyla resmen rezalete dönüşüyor... Geçtiğimiz yıllarda yaşanan kavgalar ve izdiham bu sene de kendini gösterdi.

Eğlenmek için oradaydık, ama…

Günler öncesinden, 3 Eylül Salı günü iş stresinden ve günlük sorunlardan biraz da olsa uzaklaşabilmek adına arkadaşlarımla Semicenk konserine gitmek için sözleşmiştik ve gittik. Biraz kafamızı dağıtmak, sosyalleşmek ve keyifli vakit geçirmek için iyi bir fırsat gibiydi açıkçası... Konserin saat 21.00’da başlaması gerekiyordu. Dakikalar geçtikçe alanda sıkışıklık artmaya başladı, İZBB’nin söylediğine göre konser alanında 150 binden fazla insan vardı bu da sıcağın etkisiyle iyice bunaltıcı hale geldi. Bekleyişin ardından tezahüratlar, alkışlar, yuhlamalar başladı. Semicenk’te sahneye tam 27 dakika geç çıktı. Ama asıl kabus bu değildi… Olaylar Semicenk’in sahneye çıkışının hemen ardından başladı.

Beklenen kaos ve kavgalar

Beklenen kaos ve kavgalar

Semicenk ilk şarkısını söylerken her şey normal gibi görünüyordu ama bir yandan da insan hisseder ya acaba ne zaman diyerek bekliyordum. İkinci şarkıya başladığında ise bir grup arasında kavga çıktı. Bu tip olaylara çim konserlerinde daha önce de şahit olmuştum sanki bu sefer yaşananlar bambaşkaydı. Kavga bir anda kontrolden çıkınca insanlar sağa sola kaçışmaya başladı ve o kalabalıkta bir gemi alabora olur gibi hepimiz savrulduk. İlk ne olduğunu anlamadık, anlayamadık daha doğrusu sadece öne geçmeye çalışan insanlar sandık. İkinci kez bu şekilde sarsıldığımızda kavga olduğunu ve büyüdüğünü fark ettik. Çim konserlerinde neler olduğu veya neler olabileceği hepimizin malumu, bizde canımıza zarar gelmesin diye hemen alanı terk edelim dedik. Biz konser başlamadan önce ilerleyerek önlere gelmiştik, kavganın etkisiyle çıkışa doğru yönelirken kalabalıkta sıkıştığımız için hareket etmek çok zordu. Ancak asıl gerilim tekrar savrulmamızla yaşandı. O anlar benim ve yanımdaki arkadaşım için en azından korku doluydu... Sıkıntı çıkmadan çok şükür ki kendimizi konser alanının dışında attık. Açıkçası hayal kırıklığı içinde ve sinirliydik yani Semicenk’i dinleyememiştik ve beklediğimiz eğlenceden eser kalmamıştı.

Konser alanından ayrıldıktan sonra evlere hemen dağılmayalım ne yapalım derken, Alsancak’a kadar yürüdük. Kafeye oturup kahvelerimizi içerken yaşadığımız o trajikomik saniyeleri tekrar konuştuk. Eğlenmesini bilmeyen insanların kontrolsüz ve sorunlu tavırları geceyi bize zehir etti.

Eğlenmeyi bilmek, insan olmaktan geçiyor

Tekrar ve tekrar anladım ki eğlenmek sadece bir etkinliğe katılmış olmak için katılmak değil aynı zamanda çevrendeki insanlara saygı duymak ve ortak alanlarda nasıl davranılması gerektiğini bilmekle alakalı. Hiç kimse başkalarının sorumsuz davranışları yüzünden huzurunu kaybetmek zorunda değil. 

Herkesin insan gibi davranmayı ve eğlenmeyi öğrenmesi gerekiyor. Tekrar görüşünceye dek hoşça kalın bir zahmet artık insanlaşın, sorun çıkaracaksanız eğer dinlemediğiniz sanatçıların da konserine sırf ücretsiz diye gitmeyi bırakın…