Beni tanıyanlar bilirler konu ‘ÇEVRE’ olunca Akansular durur. 25 yıldır çevre yazıları, TV ve radyo programları yapan bir kişi olarak çevreye duyarlı insanların, kurum ve kuruluşların takdir edilmesi gerektiğini savunurum.
Çünkü dünyamız insanların yol açtığı aşırı kirlilikten alarm veriyor hatta KÜRESEL ISINMA mesajı ile kafalarımıza vuruyor.
Herkes yaşanan sellere, hortumlara, fırtınalara, orman yangınlarına şahit oluyor.
Yazının başlığındaki örnek insan Andrea Gavioli’ye değinmeden önce meslektaşım Tunç Erciyas’ın daveti ile katıldığım SONMÜHÜR TV’de meslektaşlarım Hasan Tahsin, Ertan Sayın, Gökmen Küçüktaşdemir, Eylem Aslan, Balamir Yıldız’ı aylar sonra görmenin sevincini yaşadım.
Kandemir Medya çatısı altında, Egenin efsanesi Radyo EGE, SONMÜHÜR TV ve aylık yayınlanan SONMÜHÜR gazetesinde başarılı isimler biraraya gelmişler.
Kandemir Medya’nın Genel Koordinatörü Ertan Sayın’ın “Bize haftada bir gün çevre yazıları yazar mısın” teklifine “Memnuniyetle” yanıtını verdim.
Ayşegül Koç’un hazırlayıp sunduğu ‘Sıcak Bakış’ programında küresel ısınmanın nedenleri, zararları ve alınması gereken önlemler ile her birinde kahrolduğum orman yangınlarını konuştuk, mesajlar verdim.
ÇÖPLERİ RASTGELE ATANLAR OKUSUN
Eski Foça’da sabah yürüyüşlerini bir gün İngiliz Burnu’na bir gün de tam tersi olan Çanak Koyu’na doğru yapıyorum. Her iki bölgede gördüğüm çöpleri yazmaktan bıktım. “Ya sen ne yapıyorsun” diyenler olursa 30 haneli Aslı Sitesi’nde yaşayanlar bilirler kumsal temizliğini görev haline getirdim, pek çok komşum da eşlik ediyor. Çanak Koyu’nda gördüğüm kirliliği yazarak Foça Belediye Başkanı Saniye Fıçı’ya duyurmak istedim. Ancak Başkan’dan da haklı olarak “Her insanın başına bir görevli koyup çöplerinizi buraya atın diyemeyiz” yanıtı gelebilir. Ama vatandaşları eğitici çalışmalar sık sık yapabilirsiniz.
BU BİR KÜLTÜR MESELESİ
İşte bu yüzden “İtalyan Andrea Gavioli örnek olsun” başlığını koydum. Yürüyüş dönüşü çarşı girişinde bir adam yere atılmış çöpleri aldı ve çöp bidonuna attı. Sevinçle yanına gittim ve “Tebrik ederim ne kadar örnek bir davranışta bulundunuz” sözlerime “No Turkish, I’m İtalian” yanıtını verince İngilizce konuşmaya başladık. Foça’ya ailesi ile tatile geldiklerini, Foça’yı çok beğendiklerini söyledi. Ben de İtalya’da gittiğim, gördüğüm yerleri anlattım. Yanında duran 14-15 yaşlarındaki delikanlıyı sordum “Oğlum Koray” dedi. Meğerse eşi Türk’müş ve yaşamlarını İstanbul ve İtalya’da sürdürüyorlarmış. Evimde ağırlayıp kahve ikram etmek istediğimi söyleyince teşekkür etti ve akşam İstanbul’a döneceklerini söyledi. Andrea’ya gazeteci olduğumu ve yere atılan çöpleri alıp çöp bidonuna koymasını köşemde yazacağımı söyleyince, “Türkleri çok seviyorum ama üzülerek söylemem gerekirse her yer çöp içinde aklım almıyor neden” yanıtını verdi.
Bu yazıdan önce denizlerin, sahillerin, dağların, ovaların çöplük haline dönüştüğünü ve yüzde 99 Müslüman olan Türkiye’de “Hani Müslümanlığın birinci şartı temizlikti” başlıklı bir yazı yazmıştım. Ancak 25 yılda maalesef bir gelişme yok, çünkü çöpleri atanlar ne gazete okuyor ne de bu tarz konuların işlendiği TV programlarını izliyor. Çare var; yerel yönetimler yani belediyeler vatandaşlarını eğitici çalışmalar yapmalı.