İz bırakmak böyle olur. 8 milyar insanın yaşadığı dünyada önemli kişilerin ağzında pelesenk olmak ne muhteşem bir şeydir. Adının şehre, üniversite ve caddelere verilmesi ne gurur vericidir değil mi? Fotoğraflarının poster yapılması, tişörtlere basılması, sözlerinin slogan haline gelmesi… Bazıları bir zamanlar O’nun için ‘VAHŞİ’ tanımlaması yapmıştı. Şimdi ise yazdığı mektup dünya üzerinde ‘en güzel ve en içten anlatım’ olarak dilden dile dolaşıyor. ‘EN GÜZEL VE EN İÇTEN ANLATIM’ unvanını 193 ülkenin üye olduğu Birleşmiş Milletler Örgütü çatısı altında görev yapan UNEP (Birleşmiş Milletler Çevre Programı) duyurmuştu. 

İŞTE O DERS DOLU MEKTUBUNUN HİKAYESİ

Duwarmish Kızılderililerinin Reisi Seattle’ın, 1854 yılında ABD Başkanı Franklin Pierce’in mektubuna verdiği cevabı 170 YIL SONRA tekrar yazarak, çevrenin ve doğanın insanlık için ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlatmak istedim. “Gökyüzünü, toprağın ısısını nasıl alıp satabilirsiniz? Eğer biz havanın tazeliğine ve suların parıltısına sahip değilsek, onları nasıl satın alabilirsiniz? Bu dünyanın her parçası benim insanlarım için kutsaldır. Her parlayan çam iğnesi, bütün kumlu sahiller, karanlık ormanlardaki sis, her açık alan, vızıldayan böcek, halkımın deneyim ve anılarında kutsaldır. Ağaçların gövdelerinden akan sular Kızılderililerin anılarını taşır. Göllerin berrak suyundaki her hayali yansıma, halkımın yaşamından anılar ve olaylar anlatır. Suyun mırıltısı babamın babasının sesidir. 

NEHİRLER KARDEŞİMİZDİR

Eğer size toprağımızı satarsak, hatırlamalısınız ve çocuklarınıza öğretmelisiniz ki nehirler bizim kardeşlerimizdir ve sizin de; bundan dolayı nehirlere herhangi bir kardeşe göstereceğiniz kibarlığı göstermelisiniz. Babalarının mezarları ve çocuklarının hakları unutulmuştur. Annesi dünyaya ve kardeşi göğe, satın alınan, yağma edilen, koyunlara ya da parlak boncuklar gibi değişilen birer malmış gibi davranır, iştahı dünyayı yiyip bitirecek ve geride sadece bir çöl bırakacaktır. Beyaz adamların şehirlerinde sakin yer yoktur. Baharda yaprakların açılışını ya da böceklerin kanat vuruşlarını duyacak yer yoktur.

HAYATIN ANLAMI NEDİR? 

Ama bu belki de benim vahşi olmamdan ve anlamadığımdandır. İnsan bir kuşun yalnız ağlayışını veya su birikintisi etrafında tartışan kurbağaların seslerini duymazsa hayatın anlamı nedir? Kızılderili su birikintisi üzerine vuran rüzgarın yumuşak sesini ve yağmurun temizlediği ya da çamın koku verdiği rüzgarın kokusunu yeğler. Hava, Kızılderili için değerlidir. Çünkü her şey aynı nefesi paylaşır. Hayvanlar, ağaç, adam, hepsi aynı nefesi paylaşır. Nefes aldığı hava, beyaz adamın dikkatini çekmiyor gibi. Günlerdir ölü bir adam gibi kötü kokuyla uyumuş. Ama eğer size toprağımızı satarsak, havanın bizim için değerli olduğunu hatırlamalısınız, çünkü hava, sağladığı tüm yaşamla aynı ruhu taşır.

EĞER BÜTÜN HAYVANLAR BİTSE 

Eğer kabul etmeye karar verirsek bir şart koyacağım. Beyaz adam bu toprağın hayvanlarına kardeşleri gibi davranacak. Ben vahşiyim ve başka bir yoldan anlamam. Çayırlarda çürüyen binlerce bufalo gördüm, beyaz adamın geçen trenden vurup, bıraktığı. Ben vahşiyim ve dumanlı demir atın, bizim sadece canlı kalmak için öldürdüğümüz bufalodan nasıl daha önemli olabildiğini anlamıyorum. Hayvanlar olmadan insan nedir? Eğer bütün hayvanlar bitse, insan, ruhun büyük yalnızlığından ölürdü. Çünkü hayvanlara ne olursa, insana da aynısı olur, kısa süre içinde. Her şey birbirine bağlıdır.

BAŞKAN FRANKLİN’E YAZDI

Çocuklarınıza, toprağın akrabalarımızın yaşamlarıyla dolu olduğunu söyleyin. Çocuklarınıza bizim çocuklarımıza öğrettiğimizi öğretin. Dünya annenizdir. Dünyaya ne olursa, dünyanın oğullarına da aynısı olur. Eğer insanlar yere tükürürse kendi üzerlerine tükürürler. Dünya insana ait değildir. İnsan dünyanındır. Dünyaya ne olursa dünyanın oğullarına da o olur. Hayat ağını insan örmedi, o sadece bir lif onun içinde. Ağa ne yaparsa kendine yapar.” Duwarmish Kızılderililerinin Reisi Seattle, 1854 yılında ABD Başkanı Franklin Pierce’in mektubuna verdiği cevapta yer alıyor. Mektupta öyle sözler var ki günümüzde değeri daha çok anlaşılıyor. İşte o slogan söz ; “SON IRMAK KURUDUĞUNDA, SON AĞAÇ YOK OLDUĞUNDA, SON BALIK TUTULDUĞUNDA; BEYAZ ADAM PARANIN YENMEYEN BİR ŞEY OLDUĞUNU ANLAYACAK”… Bu gün ülkemizde, dünyada yaşanılan güç ve zenginlik hırsı ile yaşananları düşündüğünüzde kendini vahşi olarak nitelendiren Seattle’nin yazdıkları nasıl bir, bir gerçeğe dönüşüyor.