Ramazan ayının on dördüncü gününden herkese merhaba…
İzmir'in tarihi zenginliğine tanıklık eden yapılarını anlatmaya devam ediyoruz . Bugün sizlere İzmir’in kalbi Konak'tan sesleniyorum. Kemeraltı’nda bulunan, Kemeraltı Camini anlatacağım.
İzmir, tarihi boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Adım adım her köşesinde farklı yapılar ve faklı bir tarih barındırır.
Kemeraltı Cami Kemeraltı’nın Konak Meydanı girişinden girdiğinizde yolun sonunda önce sizi Sinanzade Hacı Ahmet Ağa tarafından 1770-1771 yılları arasında yaptırılmış su sebili karşılar.
Sebil şeklinde planlanmış olup, iki cephesi de şu sebilidir. Mermer malzemeden inşa edilen sebilin, üzeri kubbeyle örtülü olup, yüksekliği dört metredir. Sebilin kuzey ve güney cephelerinde, birbirinin simetrisi şeklinde düzenlenmiş iki penceresi, batı cephesinde kapısı bulunmaktadır. 1990’ların sonlarına kadar açık olan sebil, günümüzde sadece hatıralarda kalmıştır.
Kemeraltı Cami, günümüzde Kemeraltı Çarşısı’nın en kalabalık bölgesinde olsa da tarihindeki pek çok olayla ve yapıyla özdeşleşmiş önemli bir yapıdır.
Yapım tarihi kesin olmamakla birlikte, 1671 yılına ait vakfiyesinde, caminin Yusuf Çavuşzade Ahmet Ağa tarafından inşa ettirildiği bilinir.
Cami, sadece bir ibadet yeri olarak değil, aynı zamanda bir medrese ve kütüphane birlikte inşa edilmiştir. Bu yapılar bir arada, halkın dini ihtiyaçlarıyla birlikte eğitim hayatını da karşılamayı amaçlamıştır.
MİMARİSİ…
Kemeraltı Cami'nin, minaresi yerden başlayıp simetrik bir şekilde göğe yükselmekte, bir büyük kubbe ve iki küçük kubbe ile yapının üstü kapatılmış.
Caminin dış kapısından içeri girdiğinizde sizi bir avlu karşılıyor. Sol tarafta abdesthane, yine sol tarafta yan yana medrese, kütüphane, erkek ve kadın tuvaletleri mevcut...
Camiden içeri girdiğimizde, iç mekan turkuaz rengiyle bezenmiştir, aynı zamanda Osmanlı döneminin estetik motifleri, sütun başlarında, pencerelerin üst kısımlarında ve kemerler boyunca görülen yaldızlı alçı süslemeler, caminin iç dekorasyonunu zenginleştiriyor
Yuvarlak kemerli ve daire şeklindeki pencereler, caminin içine ışık girmesini sağlar ve iç mekanı daha aydınlık hale getirir.
Minber üzerindeki altın sarısı kemer, üzerini örten altın sarı ve beyaz külah cami dekorasyonuyla uyum sağlar
Vaaz kürsüsü camideki diğer detaylara göre sade düşünülmüş mekana ayrı bir hava katmıştır.
Caminin mihrabında iç kısmının üstündeki alçıdan yapılmış perde şeklinde turkuaz rengi detay oldukça ilgi çekici ve yanındaki turkuaz rengi sütunlar mihrabı tamamlıyor.
Kemeraltı Cami, Kemeraltı’nın eski yapılarından olup, tarihe tanıklık ederek günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Konak Meydanı, İzmir Saat Kulesi ve Kemeraltı’na gelen ziyaretçiler, camiyi ziyaret etmeden Konak'tan ayrılmamakta...
Ramazan ayı, her yıl olduğu gibi bu kez de huzurlu bir sessizlik içinde aramızda. Sokaklar, camiler, evler huzur dolu. İçimizdeki manevi boşlukları dolduran bu mübarek ay bizlere sabrı, yardımlaşmayı, paylaşmayı ve şükretmeyi hatırlatıyor.
Yılda bir kez evlerimize uğrayan bu mübarek misafiri gönül kapılarımızı sonuna kadar açarak karşılıyoruz. İftar sofralarında sevdiklerimizle buluşurken, iftarın en tatlı yanı sadece yemekler değil, aslında beraberliğin ve dayanışmanın yarattığı sıcak ve samimi ortam.
Ramazan ayı hatırlatır; Paylaşarak büyürüz, birlikte huzurlu oluruz. O yüzden bu Ramazanın faziletlerini sadece bir ay olarak değil, bir ömür yaşamamız dileğiyle...
Hayırlı Ramazanlar…
Tekrar görüşünceye dek hoşça kalın.