Bir yemek yapmak istiyorsak elimizdeki malzeme neyse ona göre yemek hazırlarız ya da ne sunacaksak uygun malzemeleri alır o yemeği yaparız. Elimizde lahana varsa çilekli pasta yapmaya çalışmak mucize aramaktır. Çilekli pasta için çilek, un, şeker vs. gibi malzemelere ihtiyaç duyulur. Lahanadan ise ya bir çorba ya da güzel kıymalı bir kapuska olur.
Dün akşam oynanan Ziraat Türkiye Kupası 16 turundaki MKE Ankaragücü - Beşiktaş maçı da adeta malzemelerin dışında yapılmak istenen, mucize aranan bir yemek havasındaydı.
Son 16 turunda Ankaragücü'ne konuk olan Beşiktaş, normal süresi ve uzatmaları 1-1 sona eren maçtan penaltı atışlarıyla mağlup ayrılıp kupaya veda etti.
Becerilerinin dışındaki alanlarda görev verilen oyuncular, ciddiye alınması gereken bir maçta hazırlık maçıymış gibi sürekli rotasyon yapan Beşiktaş, oyunun büyük bölümünde dağınık bir görüntü sergiledi. Şenol GÜNEŞ’in Ankaragücü karşısına çıkardığı 11’de tam bir hayal kırıklığı idi. Olabilir, hocanın tercihi diyoruz ancak Türkiye Kupası, Avrupa kapısını aralayan bir fırsat. Tamam şampiyonluk belki şu an uzak ama en azından tutunduğunuz bir dal vardı teselli olan.
Kayıp Ruh…
Bir süredir izliyoruz ki Kartal eski ruhunu kaybetmiş. Dün akşam Başkent’te bunun kanıtı bir maç izledik. Canla başla mücadele eden bir isim vardı. Muhteşem bir Gedson Fernandes seyrettik. Gedson Ankaragücü’ne karşı. Son zamanlardaki maçlarda ilk golü Beşiktaş buluyorsa, on dakika içinde düşüşe geçiyor ve “Bitse de gitsek” havası esiyor takımda. Düşük enerjileri adeta ekran karşısından hissediliyor. Kartal’ın bir an önce silkelenip, mücadeleci ruhuna geri dönmesi en çok ihtiyaç olan şey haline geldi.
Sabır Bir Erdemdir…
Bir proje düşünülerek getirilen Valerien Ismael döneminde başlarda adeta fırtına gibi esen takım düşüşe geçtikten sonra sosyal medyanın oklarından kaçamadı. Zamanla acımasız eleştirilere yenilen takım yönetimi kan değişikliğini uygun gördü. Ancak şöyle bir gerçek var ki spor, alan ve zamana ihtiyacı olan bir süreçtir. Sonuç odaklı yapılan çalışmalar kısa süre sonra hayal kırıklığı ile sonlanır. Ancak kaliteli oyun düşüncesi ile yapılan çalışmalar biraz zaman ve sabır ister. Ama kalıcı olan da budur. Uzun sürece yayılan kaliteli oyun çalışmasında ilk kayıplara göre hareket etmezsin. Bilirsin ki bir süreç içindesin, gelişim sürecidir o. Eksikleri belirler ve önlemler alırsın. İki yıl sabreder, iki yıldan sonra rakip tanımazsın. Maalesef Beşiktaş Spor Kulübü bu süreci tamamlayamadı, sosyal medyadaki sabırsız ve ezici söylemlerin arasında kaybolma aşamasına geldi.
Tazelenmek Lazım…
Yenilikçi çalışmalar kaliteli oyunu desteklerken kalıcı başarılara da zemin hazırlar. Şu dönemlerde Siyah-Beyazlı takım yenilenmek yerine eskiye dönüş gerçekleştiriyor. Alt yapıdan yetişen çoğu genç oyuncuyu gönderip, tecrübe olarak adlandırdığı isimler ile hareket etmeyi tercih ediyor. Ama hatırlamak gerekir ki insan bedeni ne kadar formda olursa olsun zamanın akışına direnemeyen bir varlıktır. Kaldı ki futbol gibi oldukça yıpratıcı bir spor faaliyeti içindeyken hasar almamak mümkün değil. Tecrübenin önemli olduğunu biliyoruz, ancak taze bedenler daha çok amaca yönelik hareket edebilecektir.
Siyah- Beyazlı taraftarlar için Atiba çok özel bir yerde kabul ediyoruz. Ancak devrini tamamlamak üzere olan bir ayak. Ya da beklenen Aboubakar. O da devrini tamamlamak üzere. Eskiye değil geleceğe, gençlere bakmak lazım. Alt yapıdan gelen sporculara sahip çıkmak onların önünü açmak lazım. Fırsat verilirse gençlerin neler yapabileceğini görmek çok şaşırtıcı olacaktır. Aynı zamanda başarı tadından yenmeyen bir pasta olur. Lahanadan çilekli pasta yapmaya çalışmak niye.
Sporla Kalın…