Sağlıkta yaşanan aşı krizi sürüyor. Aşı yokluğunu sık sık gündeme getiren aile hekimleri, bakanlığın sorunun çözümü için olumlu adım atmadığını belirtiyor. Birçok aile sağlığı merkezinde verem, çocuk felci ve Hepatit B aşılarına ulaşılmasında sorun yaşanıyor.
İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel, mevcut durumda aşıya erişim konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını ifade ederek krizin boyutuna şu sözlerle dikkat çekti:
"Aşı teminiyle ilgili yaşanan sorunlar bir süredir gündemde. Şu an aile sağlığı merkezlerinde belirli aşılara erişimde ciddi zorluklar yaşanıyor. Aşı teminini sağlamak için tüm sağlık kurumları, il ve ilçe sağlık müdürlükleri var gücüyle çalışıyor ancak bazı yerlerde yeterli aşı bulunmazken, başka yerlerde kalan aşılar ihtiyaca göre aktarılmaya çalışılıyor. Aşıya dair bir stok sıkıntısı yaşanmıyor gibi görünse de bazen yeni doğan bir bebeğe bile aşı yapamayacak durumdayız. Bu da önemli bir kriz yaratıyor."
Aşı teminindeki sorunların planlama eksikliği ve ithalat sürecinden kaynaklandığını belirten Yüksel, "Aşı teminindeki asıl sorun, aşıların ithalat süreci ve planlama eksikliklerinden kaynaklanıyor. Aşılar yurt dışından ülkeye getirildikten sonra bir test sürecinden geçiyor. Ancak bu bilinen süreçler üzerinden doğru planlama yapılmadığı için aşı krizi yaşanıyor. En büyük sorun ise Türkiye'nin kendi aşısını üretememesi. 2011’de yerli aşı üretimi durdurulmuş ve dış kaynaklı aşılarla sürecin devam edeceği açıklanmıştı. O dönem “Paramız var, alıyoruz,” deniyordu. Fakat işler değişti; kendi aşımızı üretmediğimiz sürece her yıl benzer sıkıntıları yaşamaya devam ediyoruz. Özellikle sonbahar ve kış aylarında yaşanan bu sorun, yıl sonunda ancak çözülmeye başlıyor." "Şu an aşısız bebek var mı?" diye sorarsanız, evet şu an hekimler bu işi ucu ucuna yetiştiriyorlar ancak çok zorlanılarak yapılıyor." diye konuştu.
Aşı reddiyle ilgili ciddi bir muhalefet var
Aşılara karşı oluşan muhalefetin de önemli bir sorun haline geldiğini vurgulayan Dr. Yüksel, "Aşı reddiyle ilgili de ciddi bir muhalefet oluşmuş durumda. Pandemiden sonra aşılara yönelik bu olumsuz bakış açısı daha da derinleşti. Aşı yapmaya ikna ettiğimiz bebek ya da hastalarımıza aşıyı temin etmek için beklemek zorunda kalıyoruz. Bu durum, toplum sağlığı açısından büyük riskler taşıyor. Kendi aşımızı üretebilir noktaya gelmemiz gerektiğine inanıyoruz ve Sağlık Bakanlığı'nın aşıyla ilgilenen biriminde bu konuya daha kapsamlı bir çözüm üretilmesi gerektiğini düşünüyoruz." dedi.
"Önceliği çocukların sağlığına verin"
Yüksel, aşının zamanında uygulanmasının hayati önem taşıdığını belirterek, "Aşılar zamanında sağlanmadığında, sağlık kuruluşlarına tekrar tekrar gelmek zorunda kalan kişiler enfeksiyon riskini de artırıyor. Her aşının zamanında yapılması, bilimsel değerlendirmelerle belirlenen bir zorunluluk ve ertelediğimiz her aşı, toplum sağlığı için bir risk anlamına geliyor. Artık bu krizi yaşamamak için doğru planlama yapılmalı ve kamu kaynakları daha verimli kullanılmalı. Şehir hastanelerine yüksek tavanlı, parlak zeminli büyük yatırımlar yerine, geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımızın sağlığına öncelik verilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.