Bugün büyük bir ustanın şiiri ile başlayalım... Aramızdan kötü bir olay yüzünden ayrılmıştı. Bizi bir yerlerden takip ediyordur mutlaka... Göğe selam olsun.

"Yeni bir sözcük öğrendim geçenlerde rastlantı sonucunda;
Eskiden yüreğin ortasında bulunduğu sanılan siyah nokta,
Yani mecazi anlamda bir gizli niyet, bir duygu ve düşün
Ve bitki biliminde tohumun içindeki o itici güç sürgün.
Yoklayın kendinizi şimdi hepiniz sonra söyleyin bana;
Nedir yüreğinizdeki siyah nokta, gizli niyet: süveyda?"

Metin Altıok şiirinde böyle anlatmış süveyda’yı... Kitabına isim arayan Atilla Köprülüoğlu da Ünal Ersözlü’den bu kelimeyi ilk kez duyduğunda böyle hissetmiş olmalı... Bir de muhteşem sesiyle Ünal ağabeyim okuyunca bu şiiri “tamam kitabımın adı bu olsun” demiş. Sonradan Murathan Mungan’ın tiyatroya da uyarladığı 'Geyikler Lanetler' romanının kadın karakterinin adı olduğunu fark etmiş. Geçen hafta imzalı kitabı elime geçince hemen okumaya başladım. Farklı bakış açısıyla olayları ve insanları ne güzel anlatmış. Her insan bir kitapdır onları ne güzel okuyup yorumlamış. Süveyda bitince bir kitap değil birçok kitap okumuş gibi oluyorsunuz. Nar gibi bereketli bir eser olmuş.
 

41 KERE MAŞALLAH...

Gazetecilikte 41 yılını dolduran Köprülüoğlu, geçen gün muhabirlik ruhuyla 41 yılın öyküsünü anlattı bizlere... İzmir Kültür Sanat Fabrikası’nın mistik ortamında... Gemileri yakmak istedik. Poseidon’a selam verdik. Zeus, Afrodit, Artemis de bizi dinliyordu. Ares, Hera, Athena da buradaydı. Yunan Tanrılarının yanında, gazeteci dostları da  yalnız bırakmamıştı. İzmir Kültür ve Sanat Fabrikası Müdür Yardımcısı Arkeolog Elif Erginer'in sunumuyla Atilla Köprülüoğlu söyleşi başladı. Şanla, şerefle, onurla, gururla ve muhabirlik ruhuyla geçen 41 yıllık meslek hayatına nasıl başladığını anlatırken anılarıyla süsledi konuşmasını... Bir zamanlar gazeteciliğin çok önemli ve saygın olduğunu, siyasilerin ne kadar hoşgörülü davrandığını dile getirdi. "Günaydın gazetesinde başladım mesleğe, fotoğraf çok önemliydi. Objektifin ardında hem fotoğraf çektik, hem de haberi yaptık." Dönemin renkli gazetesi Günaydın'ın Genel Yayın Yönetmeni Rahmi Turan’ı andık. Gazetenin başına gelenleri gülerek anlattı. Ancak içi hüzünlüydü biraz... Önce Asil Nadir ve diğerleri, en sonunda mafyanın eline geçişi, kapanışı...

Bir sene işsiz kalması, sonra Ege Telgraf, Anadolu Ajansı, Uğur Dündar ile yollarının keşişmesi, Halk Arenası programları,

Bir sene işsiz kalması, sonra Ege Telgraf, Anadolu Ajansı, Uğur Dündar ile yollarının keşişmesi, Halk Arenası programları, gazetecilerin gazetesi Dokuz Eylül’ün kuruluşu ve doyumsuz yazıları... Bir dönem SON MÜHÜR içinde yazmıştı. Sadece onun yazısını okumak için gazeteyi alanlar bile olmuştu. Gazetecilik yaşam biçimidir emekliliği olmaz. Fiilen emekli olsan da bu mesleği bırakamıyorsun. Hala kalemini konuşturmayı sürdürüyor. Anılar denizinde yüzmeye devam ediyoruz geminin gölgesinde...Türk futbolunu yücelten Juup Derwall, Erdal İnönü röportajı, Zeki Müren’in vefatı, Süleyman Demirel’i köy köy takip etmelerini ne güzel anlattı. Dün ve bugün siyasetçilerin gazetecilere bakışının ne kadar farklı olduğu ortaya çıktı. Sabırla takip etmek, en uygun zamanda deklanşöre basmak ve haberi yazmak... Anlatırken hala gözleri parlıyor. Yapılamaz denilen röportajları gerçekleştirmiş. Korkusuzca haberini yazmış. Ne mutlu ona, anlatacak ne hikayeler var ama zaman kısıtlı 45 dakikada 41 yılı özetledi. Devamı kitaplarında... Gençlerin ders çıkaracağı bir söyleşiydi.

CTT KAHVE SOHBETLERİ...

CTT KAHVE SOHBETLERİ...

Çok kısa bir süre birlikte çalışma fırsatı buldum Atilla ağabeyimle, CTT’de, (Canım Tunç’um Televizyonu) İzmir’de kurulup kısa ömürlü olan bir televizyon... Büyük umutlarla açılmış, Uğur Dündar’ın destek verdiği söylenmişti. Korcan Karar haberin başında ve ana haberi sunacaktı. Piyano bile vardı. Ana Haber kapanışını Korcan abim piyano başında yapacaktı. Atilla ağabeyim haberin ben de program ve reklamın danışmanıydım. Korona günlerinde maalesef kapandı. Oysa ekip çok güzeldi. Kenetlenmiştik birbirimize... Maaş almadan eğleniyorduk. Öğlen ve akşam çıkan yemeklerle karın tokluğuna çalışılırdı. Ege Televizyonu tayfası tekrar bir aradaydı. Kerim, Ahmet, Özgür, Emin, Banu, Eylem... Adana ve İzmir kolajı oluşturulmuştu. Zeki Hozer ile Doktorun Günlüğü, Bir Mutfağın Öyküsü, Adım Adım Tadım... Mustafa Kaymaksüt ile Ekonomi Saati ve Canan Hoşgör ile Hayatın Tadı programları çok renkliydi. Konuklarını ben ayarladığım için olabilir mi acaba? Atilla ağabey ile kahve sohbetlerimiz keyifli olurdu. Eylem Aslan program müdürüydü. Birlikte akış yapardık. Butik bir televizyondu. Ana Haber saati değişebilir. Pazar günü kim izler haberi yapmasakta olur. Saat: 21.00 oldu kepengi indirebiliriz. Kadir Çankaya ve Serden Çevik yönetiminde İzmir’den Türkiye’yi haberdar edecek bir projeydi. Yaşandı ve pandemi girdi, şükür bitti. Geriye birlikte mücadele eden dostlar, üstatlarla mutfak sohbetleri ve yönetimle çalışanlar arasında köprü olmaya çalışan Özgür Diyar’ın saçları kaldı. Burada yaşananlar ayrı bir roman olabilir. Tek üzüldüğüm kurumun Sevil Görgülü ve Mustafa Kara'yı kırması oldu. Onların, verdiği sözleri tutmaması dostluğumu bozdu. 

HASTASIYIZ DEDE...

HASTASIYIZ DEDE...

Beklenen film Çakallarla Dans 7, Cuma günü vizyona giriyor. Murat Şeker yönetiminde, Ali Tanrıverdi’nin usta kalemiyle Çakallar bu kez İzmir’de buluşuyor. Onlarla Kordon’da gezmek, İzmir’in güzel görüntüleriyle buluşmak keyifli olacak. İzmir’de bir güzellik yarışmasında görev almak için gelen ekibin başına yine birçok olay geliyor. Fatma, yarışmaya katılan kızların hepsinden daha güzel... "Hastasıyız dedeeee" demeye az kaldı. Ekip, Pazar günü Agora Alışveriş Merkezi’nde özel gösterimde sinemaseverlerle buluşacak. Muhasebeci Servet karakterine hayat veren İlker Ayrık bu bölümde olmaması seriyi sevenleri üzecek ama hikayede Ali Kaptan bu boşluğu çözmüştür diye düşünüyorum.  

KİTAPLARLA BULUŞALIM...

KİTAPLARLA BULUŞALIM...

İzmir Gazeteciler Cemiyeti, üyelerini kültür, sanat ve kitaplarla bir araya getirecek etkinliklerine başlıyor. ‘Kitaplarla Konuşalım’ etkinliğinin ilki 5 Aralık Perşembe akşamı saat 18.00’de Karataş Basın Merkezi’nde Gazeteci-Yazar-Şair Neslihan Perşembe Kulakoğlu’nun kolaylaştırıcılığında gerçekleşecek. Etkinliğin konukları ise "Hep Beraber" kitabının yazarları, ekonominin usta kalemleri, gazeteciler Nihat Delibaşı, Sinan Doğan ve kitapta hayat hikayesi anlatılan İş, Bilim İnsanı, Eczacı Enver Olgunsoy olacak. Etkinlikte "Hep Beraber" kitabı ışığında İzmir’in eczacılık ve sanayi tarihine de ışık tutulacak. Halka açık ve ücretsiz olacak etkinlikte üç sevdiğim dostumla buluşalım mı? 

KADIN HAKLARI...

Bugün kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildiği gün... Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, "kadınlara borçluyuz" dıyerek dünyanın hiçbir ülkesinde örneği yokken kadınların önünü açmıştır. Kadınlarımız da Atamızdan aldıkları bayrağı daha yukarılara taşımaktalar... Kadın yöneticilerin arttığı günler yakın... Bakalım ilk kadın Cumhurbaşkanı kim olacak? 

DOĞUM GÜNÜNE 7 GÜN... 

DOĞUM GÜNÜNE 7 GÜN... 

Geri sarım sürüyor. Sadece 7 gün kaldı. Hediyeler hazır mı? 12 Aralık'ta iki özel etkinlik daha var. Merhaba sohbetlerinde bu kez konuk Nebil Özgentürk olacak... MW Phokaia Beach Resort'de, ETİK turizmcileri ağırlayacak. Atatürk anılacak. Cumhuriyetin ilk yıllarında ülke tanıtımı için yaptıkları ve turizme katkıları anlatılacak. Doğum günün kutlu olsun Tuci... 

KÜLTÜRPARK'TA BİR GÜZEL BİR DE... 

KÜLTÜRPARK'TA BİR GÜZEL BİR DE... 

Hafta sonu Kültürpark güzel bir etkinliğe sahne olacak. Ay sonuna kadar bir Yılbaşı Festivali bizi bekliyor. Eğleneceğiz, yiyip, içip alışveriş yapacak. Lunaparka gidip radara, dönme dolaba, kamikazeye bineceğiz. Bu arada, Lunapark'ın tahliye edilme kararını üzülerek öğrendim. Kültürpark'ın yaşayan bir yer olmasını sağlayan eğlence merkezi neden yıkılıyor ki? Yeni oyuncaklarla daha güzel hale getirmek mümkün. Bununla ilgili projeleri de varmış. İzmir'in Başkanı Cemil Tugay bir kez daha düşünse iyi olur. Mutlaka İzmir Fuarı'nda Lunapark anıları vardır. Korku tünelinden çıkaralım. Ege güneşi ışık saçmaya devam etsin. 

AÇIN RADYONUZUN SESİNİ...

AÇIN RADYONUZUN SESİNİ...

RADYO EGE'de büyük usta KAYAHAN söylüyor. Usta ile başladık başka bir ustayla bitirelim. Odalarda Işıksızım... Gazeteye karanlık odada fotoğraf yetiştirmeye çalışan dostlara gelsin... 

"Odalarda ışıksızım katıksızım viraneyim
Seni sensiz duvarlara yazan benim divaneyim
Kanım aksın ki terk etmem seni
Peşindeyim yar
Ellerimsin gözlerimsin inanmazsın yar
Ben perişan günlerim dar anlamazsın yar
Bir ömür bu zindanlarda ellerimsin gözlerimsin
Mahkumum sana
Davalı ben davacı ben yorgunum bu celselerden
Dargınım sana
Posta posta hatıralar oltalarda yar
Ben perişan günlerim dar anlamazsın yar"

DAİMA GÜLÜMSE...