Süper Lig resmen başladı. Boş kalan bir yanımızı doldurdu. Buna çoğu kadın bile evet diyordur. Adam futbol izlemeye başladı kafaya her şeyi takmaktan kurtuldu yeniden... 

Gelin bugün futbolun en büyüleyici tarafından bahsedelim. Hepimiz futbolda hızlı oyuncuya ayrı bir hayranlık duymuşuzdur. EYT'liler iyi hatırlar Rıdvan Dilmen'in süratini, o hızı anlatmaya kelimeler yetmez. Türkiye'de yerli ya da yabancı hemen kendini en çok fark ettiren faktör hız ve dayanıklılık. Bunun için de Fenerbahçeli Ferdi’yi ve yeni transferi Maximin'i örnek verebiliriz. 

Futbolun geçen yılla beraber yine popüler büyüleyici tarafı genç oyuncular oldu. Herhalde bunda Arda Güler'in başarısı azınsanamaz derece de etkili olmuştur. Ondan önce de belki vardı ama artık daha yaygın olduğunu söyleyebiliriz. Adana Demirspor’un 15 yaşındaki kalecisi Deniz Eren Dönmezler herkesin konuştuğu bir isim oldu.  İşte bizi büyüleyenler bunlar. Futbolda zaten bir show dünyası bunun yanına da bir kaç estetik hareketle çalım atan özellikleri olan oyuncuları koy. Bak bakalım zevkine doyum oluyor mu olmuyor mu?

0-0 biten hiç bir karşılaşma için çok güzeldi kimse demez ama 4-3 bitti derseniz 7 gol izlemiş ve mücadele görmüş bir maçın keyfi tabii ki daha fazladır. Futbolun en büyüleyici taraflarından biri de dünya markası isimler ve onların başarıları. Ancak yakın geçmişte böyle isimler ülkemize gelirken şimdi o kadar transfer yapılsa da efsane isimler çok nadir ligimize geliyor.  Bu sene belki Neymarı'ı Galatasaray ya da Fenerbahçe'de adı geçtiği için görmek isterdik. Yok çok kilo aldı yok şu bu demeyin. Roberto Carlos, Hagi, Quaresma ve Fenerbahçe’nin file bekçisi Toni Schumacher gibi bir kaç isim daha sayabiliriz.
Bu yıl transfer sezonu öyle hareketli anlara sahne oldu ki Fenerbahçe’ye Mourinhu gelince herkes gelebilir diyip çıtayı Nirvana’ya fırlattık.  Bu yüzden gelenleri de çok içimiz hemen almıyor. 

Belki de tahammül seviyemiz azaldı belki de eskisi kadar zengin bir görsel show bizi bekliyor mu kaygısı ne derseniz artık bunun adına. Söz konusu keyif almaksa bunlara yatırım yapmanız gerek yoksa öyle Alex gibi isimler kolay kolay ligimiz de çıkmıyor.  Efsane isimlerin hep birbirinden ayrı özellikleri vardı.  Yerli statüsünde Hami Mandıralı sert ve dümdüz şutları, Tanju'nun efsane golleri, Oğuz Çetin'in muhteşem ara pasları, Metin, Ali, Feyyaz üçgeni de zamanın da futbolun keyifli en büyük başarı ayaklarıydı.  VAR sistemi adaleti savunsa da sanki o yokken futbol çok daha heyecan vericiydi. Evde  maçı izleyen herkesin bir VAR hakemi edasıyla yorumlarını dinlemek bile daha çok heyecan veriyordu. 

Futbolda bu heyecan kaybolmasın diye zaman zaman birileri tarafından müdahelelerin yapıldığını görüyoruz. Yoksa düşünsenize ligin bitmesine 10 - 15 maç kala şampiyon takım belli olsa o heyecan kalır mıydı? Ya da yayıncı kuruluş maçları kime izlettirirdi?  Elbette tertemiz bir lig ve hak edenin kazanması hepimizin temennisi ama ne derece bu işliyor ya da hangi senaryolar dönüyor görüyoruz işte. 
İster TFF Başkanını değiştir istersen de tüm hakemleri değiştir. Hiçbir şey değişmeyecektir. Sadece figürler değişecektir. 

Futbolun en keyif verici noktalarından biri de birbirine faul yapan oyuncuların samimi bir şekilde yerden kaldırıp özür dilemesi. Hatta oyuncu sakatlandığında topu taca atması ya da durması. Geçen bir maç da vardı oyuncunun baldırı atıyor ve adam tam gole giderken duruyor ve rakip takım oyuncusunun sağlığı ile ilgileniyor. Bunlar da seyrine doyum olmaz güzel hareketler. Hatta bir maç da yine öyle sakatlandığı için gol yiyen takım santra kullandıktan sonra hiçbir oyuncunun müdahale etmemesi ile golü atması sağlanmıştı. Bakın bunlar asla unutulmaz izler ve gerçekten büyük hazlar yaşatır hem oynayanlara hem de izleyenlere.

Bir de şu dünya kupaların da ki gibi tribünlerde  karışık oturmayı da başarabilseydik. Fanatiklik güzel ama çirkef ve terör asla değil. Birbirine döner bıçağı ile kovalamak da ne demek? Şimdi aynı adamları depreme yardım için görevlendirseniz ikisi de canla başla koşar. Demek ki bazı olguları da kendimiz oluşturmalıyız. Maçlara ailece gidilmesi, çocukların ve kadınların çokluğu ile bunun da üstesinden gelinir diye düşünüyorum.  Futbol bir show ve ne kadar görsel olarak keyif verirse o kadar zenginleşir. 
Futbol da hiç bir zaman ne saha içinde ne de tribün de şiddet keyif vermemiştir vermeyecek de... 

Aslında bazı oyuncuların saç şekil  ve renkleri ile kendilerine göre imajları da bu showun bir parçası elbet. Ve elbette bu tarafı da futbolun büyüsü içinde.  İcardi Sarısı diye bir gerçek var. Bir sürü esmer insanların bile buna özendiğini gördük. Bir oyuncunun fiziksel ayrıcalıklı farkındalığı da bu dinamizmin bir parçası olmuş durumda. Bunun yanın da gol sevinme şekilleri ya da oyunculara atıf edilen şarkılar da insanları büyülemeye yetiyor.  Birlikte arkadaşınız ya da dostunuzla farklı takım dahi tutsanız ortak noktanız futbol olabiliyor. Tüm spor dallarına da bu kadar ilgi keşke olsa ama bu sanırım şimdilik çok mümkün gözükmüyor. Ancak Futbol da her geçen gün tutkusunu yeni yamalar ekliyor. Bakalım daha neler göreceğiz?Daha VAR sistemi bile çok yeniyken ister misiniz üç korner bir penaltı da olsun. İşin şakası bir yana, yeniliklere daima açık olalım ki görsellik artsın. Artsın ki futbol daha keyifle izlensin.