Dünya “Emekçi” Kadınlar Günü tüm dünyada her yıl 8 Mart'ta kutlanıyor. Kadın hakları olarak değerlendirilen ve kutlanan bugünün tarihi 1800’lü ve 1900’lü yıllara dayanıyor. Kadınların mücadele ateşini, Amerika Birleşik Devletleri’nde 40 bin kadın dokuma işçisinin, 8 Mart 1857'de yaktığı belirtiliyor. Bu tarih, ABD’de bir tekstil fabrikasında “daha iyi çalışma koşulları” nedeniyle başlattıkları grev nedeniyle polisin fabrikaya kilitlediği kadın işçilerden 129'unun, içeride çıkan yangında feci şekilde can verdiği bir tarih. O günkü ölümler, dünya kadınlarının seslerini duyurabilmesi için yakılan ateşin ilk kıvılcımı oldu. Ancak olayın yaşandığı günlerde “Kadınlar Günü” olarak kutlanmadı. İlk teklif 53 yıl sonra geldi ve 26-27 Ağustos 1910'da Danimarka'da toplanan “İkinci Uluslararası Sosyalist Kadınlar” konferansında, 8 Mart 1857’de yanarak ölen o kadınların anısına 8 Mart'ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanması kararlaştırıldı. Özetleyecek olursak; Alman Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, ölen ABD'li kadın işçilerin anısına 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını önerdi. Öneri oy birliği ile kabul edildi ve ilk anma töreni 1911 yılında gerçekleştirildi.
10 yıl sonra, 1921'de de Üçüncü Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda günün adı "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak değiştirildi. Sovyet Rusya ise 1917’de kadınlar oy hakkı kazandıktan sonra 8 Mart’ı ulusal bayram olarak kutlamaya başladı. Bazı ülkeler, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yıllarında, kadınlar günü kutlamalarına ve anmalarına yasaklar, kısıtlamalar getirdi. Kadınlar durmadı ve 1960’lı yılların sonunda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yeniden kutlanmaya başladı. Son olarak da Birlemiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 16 Aralık 1977'de, 8 Mart tarihinin "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti ve tüm üye ülkelerde bugün kutlanmaya başladı. Ancak BM bu günün tarihçesinde, ölen işçilerin anısına atıf yapmadı.
Ülkemizde “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” ilk kez 1921 yılında, iki komünist kız kardeş Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova'nın girişimi ile gerçekleştirildi. Bu tarihten sonra yıllarca 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamalarına izin verilmedi. 1975 yılında "Birleşmiş Milletler Kadın On Yılı" ilan edildi. Türkiye de bu kapsamda yer aldığı için 1975 yılında Türkiye'de "Kadın Yılı Kongresi" yapıldı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün bu tarihte kutlanmasında “İlerici Kadınlar” etkili oldu. Böylece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapalı ortamdan sokaklara ve meydanlara çıktı. İlerici Kadınlar Derneği, işçi sınıfı ile kadınları bir araya getirerek haklarını aramaya çağırdı. 12 Eylül darbesinden sonra askerî cunta yönetimi dört yıl süreyle hiçbir kutlama yapılmasına izin verilmedi. 1984 yılından itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından kutlanmaya devam edildi. Bu yeni dönemin temel farkı, eskiden sadece sosyalist kesimin sahiplendiği bu günün artık tüm kadın kuruluşlarının yanı sıra resmî bayram gibi devlet yetkilileri ve kurumları tarafından da kutlanmaya, hatta şirketlerin de reklam ve pazarlama faaliyetleri ile buna katılmaya başlandı. Bu arada 8 Mart'ı Komintern'in 1920'li yıllardaki "sınıfa karşı sınıf" politikalarının bir yansıması olarak adlandırıldığı şekilde, "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlayanlar da oldu.
Bakalım “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” ülkemizdeki kadınlarımız bu yıl neler yaşayacak? Bu arada bir de hatırlatma yapayım; günümüzde kutlanan “Dünya Kadınlar Günü” bazı ülkelerde resmî tatildir. Ancak biz dahil birçok ülkede bu uygulama görmezden geliniyor. Bazı ülkelerde de protesto günüdür. İnsana ve yaşama saygı gösteren çağdaş, demokrat ülkelerde ise kadınlığın kutlandığı, erkek egemen toplumların kadınlar üzerinde kurduğu baskıların ve yaptırımlarının anlatıldığı bir gündür. Bugünkü satırlarımı birçok Avrupa ülkesinden önce “kadınlara seçme ve seçilme hakkı” verilmesini sağlayan ülkemizin Kurucu Lideri, ilk Cumhurbaşkanımız Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle bitireceğim: “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın. Dünyada her şey kadının eseridir. Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdır.”
Dünyaya geldiğimizde bizi yetiştiren ve bugünlere getiren kadınların “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlu olsun. Sevgi ve saygılarımla.