9 Eylül 2022 tarihli sayımızda “Atatürk’ü yok saymaktır” başlığı ile siz okurlarımıza siyaset adına Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan saygısızlıklardan söz etmiştim. Hatırlarsanız İsmail Kahraman isimli bu ülkenin nimetlerinden üst düzeyde yararlanan bir zatı muhteremden bahsetmiştim.

Bu kişi o yıl memleketi Rize’de yaptığı bir konuşmada; ülkemizin yani Anadolu ve Trakya’nın emperyalist ülkeler tarafından işgal edilip bu topraklarda yaşayan halkın bağımsızlığının yok edilmesine karşı çıkarak kurtuluş günleri diye bir kavram olmadığını ve bu günlerin kutlanmasının yanlış olduğunu eleştirmişti. 

Ben bu zatı muhteremi burada yazmasam onu kimse ciddiye almaz. Ben aldım, niçin mi? Yahu sen bu ülkenin sülale boyu nimetlerinden keyif sürerek yaşıyorsan ve sülalen de yaşayacaksa 26 Ağustos 1922’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Anadolu topraklarında yaşayan, Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Pomak, Boşnak, Abazha, Yörük ve daha birçok kökenden gelen bu toprakların atalarımız diyeceğim insanları ile sana saltanat sürmen için, kanlarını dökerek ve canlarını vererek bu vatanı teslim etti. 

Bu kadarı yeter. Farkındaysanız şu sıralar gittikçe de çoğaldılar. 26 Ağustos 2024 Pazartesi günü devleti yönetenler, sivili ve askerleriyle birlikte yanlarında uç siyasi kimlikli bir muhteremi de sıraya alarak 26 Ağustos 1071 yılında Sultan Alpaslan’ın Malazgirt Zaferi’nin 953’üncü yıldönümünü kutladılar, boy boy fotoğraflar sergilediler. Ülkemizin başı olan reisimiz ise uzun mu uzun bir konuşma yaptı. Konuşmasında, “Atatürk” kimliğini kullanmadan bu vatanı ona ve bu topraklarda yaşayan herkese teslim eden büyük insandan, “Gazi Mustafa Kemal” ile bir arada sadece “Gazi” diyerek bahsetti ama 26 Ağustos 1922’de Türk Askerleri ile bu topraklarda yaşayan Türk halkının mücadelesinden hiç bahsetmedi. 


30 Ağustos 1922 Zaferi nedir ve bu tarih Türkiye Cumhuriyeti için neyi ifade ediyor, ben size onu kısaca özetleyeyim. 30 Ağustos, 26 Ağustos 1922 sabahı Dumlupınar’da Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün komutasındaki güçlerin Batı Anadolu’da sürmekte olan Yunan işgalini sona erdirmek ve tüm yurdu emperyalist işgalcilerden temizlemek için başlatılan, 18 Eylül 1922’de Yunanlıların Anadolu’yu terk etmeleriyle kazanılan bir zaferdir. Yazımı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 26 Ağustos 1922 sabahı Kocatepe sırtlarında söylediği şu sözleri ile bitireceğim: 
“Ben, size taarruz emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve başka kumandanlar geçebilir. Zafer, zafer benimdir diyebilenindir. Allah Türk Milleti’ni ve ordusunu koruyacaktır. Vakit tamam. İnşallah zafer bizimdir.”
Sevgi ve saygılarımla...