Reis biz yaptık hesabı… Ankara’dan Şam 770 kilometre, hazır Şam’a girmişken oradan İsrail (Tel Aviv) sadece 318 kilometre. Yani Şam’daki Emevi Camiine sabah namazını denk getirirsek öğle vakti Cuma için Tel Aviv’e rahat yetişiyoruz. Sür de sürelim, vur de vuralım Reis !

Gülmeyin… Elde cetvelle benzer hesap yapıp insanları gaza getiren Başbakan gördü bu ülke. Bunlara kanıp inananların bir de meşhur komplo teorileri vardır “bu İsrail var ya bu İsrail, bütün Ortadoğu’yu işgal etmek istiyor”.

Ortadoğu coğrafyasının toplamı yaklaşık 7 milyon kilometrekare, üzerinde de 450 milyon kişi yaşıyor. Sadece 9,7 milyon kişinin yaşadığı İsrail’in burayı komple ele geçirmesi için… Hepsinin; kadın, yaşlı, çoluk çocuk demeden ülkelerinden çıkıp elini kolunu sallaya sallaya buraya yayılması ve her birinin yaklaşık 50 kişiyi rehin alması lazım. Bu hesaba göre bizim Bayburt’un bir gün kafasının atıp Türkiye’yi komple ele geçirmesi daha mümkündür.  

İsrail… Ortadoğu’ya cetvelle şekil veren emperyalist devletler tarafından laboratuvarda üretilmiş aparat bir devlettir. Temel amacı bu devletlerin Ortadoğu oyun tahtası üzerindeki egemenliğine hizmet etmek ve bunlara tahta üzerinde piyon olmaktır. Ortadoğu’da birbirine karşıt güçler arasındaki çatışmalarda gizli ya da açık taraf olarak kullanılmakta ve dengeleri hep efendilerinin lehinde tutmaktadır. Bunu da böl ve savaştır taktiğiyle yerine getirmektedir.    

Misal, ülkesinin büyük kısmına çöktüğü Filistin’de 5,4 milyon kişi yaşıyor. Filistin’in elinde kalan toprakları, üzerinde İsrail tarafından insanlık suçu işlenen Gazze Şeridi dahil, sadece 6 bin kilometrekare. Ancak…

Bu kadar küçücük bir ülkede birbirine silah çekecek kadar karşıt 14 ayrı siyasi grup var; Fetih, Hamas, İslami Cihad, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi, Filistin Halk Partisi, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Genel Komutanlığı, Filistin Demokratik Birlik (FIDA), Filistin Kurtuluş Cephesi, Arap Kurtuluş Cephesi, Filistin Arap Cephesi ve Halk Kurtuluş Savaşçıları vb.

Kendi ülkelerinin bir kısmı aylardır insanlık tarihinin en büyük vahşetini yaşıyorken bu 14 siyasi grup ancak bir hafta önce ve… Hazindir ki kendi ülkelerinde bile değil, Çin’de bir araya gelip ortaklaşa bir karara varmaya çalıştılar. Bir ülkenin kaderi için ne acı bir durum !

Peki, tümü ya tarikat ya da etnik milliyetçilik temelli bu örgütler nasıl doğdu ? Yüksek demokrasi bilincine sahip Filistin halkının tabandan gelen demokratik temsil talepleriyle mi? Ve aslen kime hizmet ediyorlar ? Çok sesliliğin demokrasinin vazgeçilmez kuralı olduğuna yürekten inanan Filistin halkının sarsılmaz demokrasi bilincine mi ?

Bu siyasi ve toplumsal parçalanmanın arkasında emperyal güçlerin kurgusunun ve finansal desteğinin olduğu çok açıktır. Çakma din ve çakma milliyetçilik eksenli tüm örgütler, aslen emperyal düzenin yine “çakma demokrasi” palavrası arkasında ürettikleri aparatlarıdır. Bu aparatlar arkalarına aldıkları parasal destekle toplum içerisinde önce ur gibi büyür, sonra denge unsuru olarak siyasette yer alır, en son devlet yapısını kemirerek ele geçirmeye çalışır ve mutlaka birden fazla düşman üretir.

Çakma olduğu çok acı tecrübelerle anlaşılan tarikatlardan boşaltılan koltukları, çakma olduğu yine mutlaka acı şekilde anlaşılacak başka tarikatlara pay etmek… Sizin tarikat dediğiniz bizim için sivil toplum örgütüdür, bunlara devlet olarak destek olacağız demek. Dindar ve kindar nesil yetiştirmek. Eğitim sistemini kurgusal dini motiflerle süsleyip, eğitime din süsü verip akıl ve bilimden koparmak… Devletin hiç kimseye el değdirmemesi gereken kendi imtiyaz alanında tarikatçılara, çakma milliyetçilere at oynatmak. Bir ülkeyi uçuruma yuvarlayacak yolun son kilometre taşlarıdır.

İşte emperyalistlerin İsrail piyonunu kullanarak Filistin’i getirdiği, ülkesine sahip çıkamayacak kadar paramparça ve aciz durumu gözümüzün önünde çırılçıplak duruyor.

Reis biz yaptık hesabı…

Biz İsrail’e girmeyelim. Yeter ki İsrail bize daha fazla girmesin !

Erden ÜÇÜNCÜOĞLU

29 Temmuz 2024