Milli Takımımızla Uluslar A Ligi'ne ilerliyoruz hedefimiz oynanacak Dünya Kupası...
Başarının tesadüf olmadığı bir mücadele izledik. Anahtar maçın şifresi mücadele olan maçlarda İzlanda'yı ilk defa yenmenin hem de tertemiz bir skor ve oyunla yenmenin gururunu yaşıyoruz. Talihsiz bir penaltı iptalimiz ve ilk golü yememize rağmen inancı kaybetmedik, zeminin son dakikaya kadar buzlu ve oynanmaz olmasına rağmen kazandık. A Milli takımımızda oynayan çoğu oyuncumuzun yurt dışında bizi temsil ettiğini biliyoruz. Dünyaya elbette katkı sağlayan oyuncularımızı tanıtmak ülkemiz içinde artı puan ancak Kerem Aktürkoğlu, Arda Güler ve Ferdi Kadıoğlu'yu ne yalan söyliyeyim Süper Lig'de her hafta benim gibi izlemek isteyen milyonlar vardır.
Aşırı duygusal olabilir bu düşüncem ancak milli maçlarda bu hasreti hepimizin giderdiğini de görüyoruz.
Zaten dünya futbolunda yerini öncesinde alan Hakan Çalhanoğlu, Kenan Yıldız, Zeki Çelik ve Ozan Kabak gibi değerli yeteneklerimizi ne kadar saysak az olur. Şimdi oynanan dört maç da 10 puan toplayarak birinciyiz. Hemen ikinci sırada Galler 8 puan, İzlanda 4 puan ve Karadağ 0 puanda kaldı. 16 Kasım'da kendi evimizde Galler ile karşılaşacağız. Ardından 19 Kasım'da Karadağ ile son iki maçımızı da tamamlayacağız. Bizim için Sürpriz olmadı;
İzlanda da hava şartları 3 derece, donmuş bir zemin neredeyse maç saatine kadar oynanıp oynanmayacağı net olmayan bir sahada mücadele etmek bir hayli zor tabii ki... Gerçi aynı şartlarda rakip alışık olsa da hatta evinde oynasa da mücadele etmeye çalıştı. Fakat daha iyi mücadele eden Bizim Çocuklar başarıyla maçı 4-2 kazandı.
Hakemi konuşmak gerekirse sadece kötü yönetimlerde konuşulmamalı bence çok iyi bir maç yönetip maçı izlerken inşallah bizim liglerde de böyle adil maç yöneten hakemlerimizi bol bol konuşuruz demek geçiyor içimden.
İtalyan teknik direktörümüze de en çok yapılan santraforsuz oyun eleştirileri hani çok yersiz değil. Yendiğin müddetçe belki çok konuşulmasa da Beşiktaş'ın genç golcüsü Semih Kılıçsoy ya da hala bir Cenk Tosun kadroda olmasa da orada bu boşluğu çok iyi kapatabilir. Takımda herkesin gol atma becerisi tabii ki bu boşluğu çok ortaya çıkarmasa da Dünya kupasına forvetsiz katılmamak gerekir. Avrupa kupasında bu boşluğu çok net hepimiz fark ettik. Kenan Yıldız forvet arkası önceki maçta yedek girdi ve gol pası attı ve yedekten oyuna giren Bertuğ Yıldırım santrafor mevkilerde oynayan oyuncularımız ne kadar süre alıyorlar gol bölgesinde?
Ligimizde nerdeyse çift forvet oynayan takımları izlerken Milli Takım'da böyle bir çelişkiyi yaşıyoruz. 4-2 yendik forvet mi sorun demeyin. Yendiğimizde görmeliyiz bazı gerçekleri... Montella'nın oyun sistemi çok eleştirildi ve kendisi bu konuda fazla demeç verse de bir Dünya Kupası Maçında forvet illaki gerekli görülecek ve umarım bunu konuşacağımız menfi skorlar yerine müspet neticeler görürüz. Bu arada bir alkış da özellikle Samsun'da oynadığımız maçta müthiş tezahürat eden taraftarımıza gelsin. Tribünler ne kadar çoşkulu olursa milli ruhumuz o kadar etkili oluyor. İzlanda maçının tüm oyuncuları harikaydı ancak ciğersiz Kerem Aktürkoğlu, golü ve Arda Güler’e sıfırdan yarattığı pozisyonlar dışında bitmek bilmeyen enerjisi ile bugünün kahramanlarından biri diyebilirim. İrfan Can Kahveci'nin golü de şapka çıkartır. İlk penaltıyı talihsizce kaçıran Hakan Çalhanoğlu ikinci penaltıyı atarak kendini affettirdi. Tüm Milli Oyuncularımızı tebrik ediyoruz...