Ramazan Bayramı, bu topraklarda yalnızca dini bir kutlama değil, aynı zamanda barışın, dayanışmanın ve ortak değerlere duyulan saygının bir simgesidir. Her yıl, bayram sofraları kurulurken yalnızca yemekler değil, umutlar da paylaşılır. Ancak bu yılın bayramı, ne yazık ki geçmiş yıllardaki coşkusunu yakalayamayacak gibi... Ülkemizde son günlerde yaşanan olaylar bu Ramazan bayramına gölge düşürüyor.
Öğrenciler ayakta
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan gelişmeler, toplumun bir çok kesiminde tepkilere neden oldu. Özellikle üniversite öğrencileri tarafından düzenlenen protestolar ve ardından yaşanan gözaltı ve tutuklamalar, gençler arasında büyük bir tedirginlik ve sorgulama yarattı. Bu süreç, ifade özgürlüğü ve demokratik haklar konusundaki hassasiyeti bir kez bizlere hatırlattı.
Bayram telaşına gölge düştü
Bayram yaklaşırken sokaklarda tatlı telaşlar değil, endişeli kalabalıklar hakim. Gençlerin sokaklara döküldüğü, bazı ailelerin çocukları için endişelenmek zorunda kaldığı bir dönemde, bayram neşesinden bahsetmek çok da mümkün değil. Oysa bayramlar, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk milleti milli birlik ve beraberlik içerisinde güçlükleri yenmesini bilmiştir” sözüyle şekillenen bir milletin dayanışma günleridir.
Cumhuriyet’in temelini oluşturan özgürlük, hukuk ve halk iradesi bugünlerde yeniden sorgulanıyor. Ancak bu topraklar, tarih boyunca pek çok karanlık tünele girmiş, pek çok badire atlatmış bir coğrafyadır. Cumhuriyet’in ilk yıllarından bugüne nice darbeler, krizler yaşandı. Ama bu ülke, her defasında yeniden doğrulmayı, yeniden umut etmeyi başardı. Çünkü bu halk, en zor zamanlarda bile direnmenin yolunu bilir.
Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet’in en kıymetli mirası, halkın iradesini esas almasıdır. Bugün yaşananlar, bu mirasın ne kadar önemli olduğunu bizlere yeniden hatırlatıyor. Belki de bu yüzden bu bayram, yalnızca kucaklaşmanın değil, aynı zamanda düşünmenin, bayramı olmalı.
Her şeye rağmen, hala inanan, hala umut eden milyonlar var bu ülkede. Bayram belki bu yıl daha sessiz belki daha derin, ama o sessizlik içinde büyüyen bir başka şey daha var... Ortak geleceğe olan inanç.
Ve biliyoruz ki, bu ülke, ne zaman bir karanlık çukura düşse, bir yolunu bulup aydınlığa çıkmayı başarmıştır. Belki bugünler de, o ışığın yeniden doğuşudur.
Güzel ülkemizde en aydınlık günlerde görüşmek üzere... Tekrar görüşünceye kadar hoşça kalın.