Karşıyaka Belediye Başkanlığı döneminde, CHP’nin ‘Beşli Çete’ adını verdiği müteahhitler arasında yer alan Cengiz İnşaat’a Karşıyaka’nın en değerli yerinde arazi satan Başkan Cemil Tugay, şimdi de Büyükşehir Belediye Başkanı olarak o müteahhitlerin alması kesin gözüyle bakılan Basmane’nin en değerli arazisinde takas yapma peşinde.

Karşıyaka’daki arazinin satışını ‘acemiliğime geldi’ diyerek açıklamaya çalıştığı hatırlandığında artık Büyükşehir Belediye Başkanı olan ‘kalfalık’ dönemini de geçen Tugay’ın, bu takası hangi dönemine göre açıklayacağını göreceğiz.

Artık acemi olmadığına göre, bu takas onun ustalık eseri olacak gibi.

Adları hükümetten aldıkları ballı ihalelerle ‘Beşli Çete’ye çıkan bu müteahhitlere karşı nasıl bir sevgi beslediğini bilmesem de Başkan Tugay’ın kendi açıklamalarından anladığım; çayın taşıyla çayın kuşunu vurma hedefinde İzmir’in zararlı çıkacağı çok açık.

Usta Başkan Tugay, burayı verip, karşılığında da Konak’ta yıkılan yere yeni bir belediye binası yapılacağını ballandıra ballandıra kendine yakın medyaya gidip anlatıyor.

İyi de kamu malını verirken zararına iş yapılmaz. Hem yasaya hem vicdana aykırıdır. Orası İzmir’in malıdır çünkü.

“Nasıl bir zarar var burada?” derseniz;

Basmane’de bir zamanlar şehirlerarası otobüs terminali olan ardından bir dönem ESHOT otobüslerinin garajı olarak kullanılan 21 dönümlük alanda yaklaşık 28 yıl önce, Burhan Özfatura döneminde Dünya Ticaret Merkezi olması amacıyla içinde EGS Bank’’ın da yer aldığı Güçbirliği Holding ile bir proje hayata geçirilmek istendi.  Kahramanlar katlı otoparkın yapımının ve alanda hayata geçirilecek projenin yanı sıra arsanın yüzde 30’luk bölümünde de Kültür Merkezi inşa edilmesi kararlaştırıldı.

İnşaat başladı, temel kazıldı. Ama açılan bir dava sonucu imar planı iptal oldu. Sonra EGS Bank’a el konuldu, Güçbirliği Holding zora girdi. En son Özelleştirme İdaresi’nin malı oldu.

Yaklaşık 25 yıldır orası çukur olarak duruyor ve halk da oraya (her ne kadar Buca Metrosu’ndan çıkan hafriyatla doldurulup çukur olmaktan kurtarılsa da) hala ‘’Basmane Çukuru’’ diyor.

Şimdi gelelim usta Tugay’ın bu takasının neden yanlış olduğuna…

Bu arsa 21 dönüm ve inşaat alanı hissesinin yüzde 30’u Büyükşehir Belediyesi’nin. Yani 6 bin 300 metrekaresi İzmir halkının.  Burada son yapılan imar planına göre 5 emsal inşaat hakkı var. Bu da 31 bin 500 metrekare belediyenin inşaat hakkı olduğu anlamına geliyor.

Tugay’ın burayı verip belediye binası yaptıracağını söylediği Konak’taki alan ise 3 bin 200 metrekare. Burada Tugay’ın söylediği gibi plan değişikliğiyle 8 emsale çıkarsa 26 bin metrekare inşaat yapılabilir. Karşısında Tarihi SİT Valilik binası varken nasıl 8 emsal olacak meydanın göbeğine devasa bir kütle yeniden konacak? O da ayrı. Ama diyelim oldu.

31 bin 500 metrekare inşaat alanı verip, 26 bin metrekare inşaat yaptırmak hiç akla mantığa sığmıyor.

Bu takas hiç hesap kitap bilmeyen birinin bile yapmayacağı bir takastır.

Artık ustalık döneminde olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Doktor Cemil Tugay neden zararına iş yapar ki?

Anlaşılmayan da bu.

Arsanın özelleştirme idaresince ihaleye çıkarılıp, beşli çete diye anılan müteahhitlerce alınması kesinleşmiş olup, bu takasla belediyenin oradan çıkmasını sağlamak mıdır hesap?

Eğer öyleyse, Kültürpark Platformu’nun yaptığı açıklamada ortaya attığı kamu yararı şemsiyesi altında ‘peşkeş’ iddiaları çok yanlış değil gibi.

Sorulması gereken bir soru da milyarlarca lira bütçesi olan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin belediye binası yapacak parayı neden bulmadığı.

Ayrıca Konak’ta Soyer zamanında planlanan simgesel meclis binası yapmak yerine ucube 8 katlı devasa bir bina dikmeye çalışmak meydanı daraltmak, silüeti bozmak neden?

Konak Belediyesi’nden alınan İtfaiye’nin karşısındaki alana belediye binası yapılabilecekken, tarihi Konak Meydanı’na yeniden bina dikmek niye?

Bu kadar mı vizyonunuz…

Ne yazık ki İzmir, son yıllarda ne çektiyse yönetenlerden çekti.

Yönetenler, şehri yönetir gibi yapıp aslında yönetmedi, işlerine geleni yaptılar.

Görünen o ki; şimdi de durum değişmeyecek.

Oy verip başa getirdiklerimiz, yönetir gibi yapıp aslında yönetmeyecekler, durumu idare edecekler, işlerine geldiği gibi hareket edecekler.

Kenti, vicdanları, kamuyu, halkı düşünecekler mi?

Benim artık umudum yok…