Bir ömür düşünün, topu topu 57 yıl, bunun 24 yılı o cepheden öbür cepheye savaşlarla geçmiş. Osmanlı'nın tükendiği, bitap düştüğü, yurdun her yanının işgal edildiği dönemde Kurtuluş Savaşı'na kumandanlık etmiş. Bir yandan da yeni Cumhuriyet'in, bağımsız bir ülkenin temellerini atmış, diğer yandan  taba, kul olarak görülen bir milletten, eşit haklara sahip bir ulus inşa etmiş. Harf, kıyafet ve  diğer devrimlerle başka bir dünyaya kapı aralamış. Savaşta yendiği devletlere Osmanlı'dan kalan borçları öderken, diğer taraftan tarımdan,  sanayiye, bilimden sanata her alanda yapılan yatırımlar ve başlattığı yeniliklerle ülkeyi  kalkındırıp, hedefi en yükseğe koymuş. Bunları gerçekleştirirken gül bahçelerinden değil, dikenli, mayınlı yollardan geçmiş,  isyanlarla, başkaldırılarla uğraşmış. Hiç ama hiç yılmamış, bir kere bile geri adım atmamış,  önüne çıkan her engeli aşıp, yoluna devam etmiş.

Tüm bunları da askerlikten sonra ömrünün sivil olarak geçirdiği 15 yılına sığdırmış, son yılları da onu bizden alan lanet hastalıkla uğraşmış.

Tüm bunları da askerlikten sonra ömrünün sivil olarak geçirdiği 15 yılına sığdırmış, son yılları da onu bizden alan lanet hastalıkla uğraşmış. Yataktan kalkamadığı günlere kadar  çok sevdiği ülkesi için çalışmaktan asla ama asla vazgeçmemiş. Her anında cephede bile okuma alışkanlığını hiç terketmemiş, tamı tamına 57 yıllık ömründe 3 bin 997 kitap okumuş, hem de çoğunluğu iyi derecede bildiği  Fransızca, Almanca ve İngilizce dillerinden eserleri su gibi yutmuş. Ona bu da yetmemiş bunca işinin arasında bulduğu kısacık zamanlarda oturup iki Almanca  kitabı Türkçe'ye çevirmiş, biri halen kaynak kabul edilen geometri alanında olmak üzere 
gençliğe armağan ettiği Nutuk dahil 7 tane de kitap yazmış.

O kısacık ömründe bunları gerçekleştirirken dünyayı da kendine hayran etmiş. Başka  coğrafyalarda bağımsızlığın adı olmuş.

O kısacık ömründe bunları gerçekleştirirken dünyayı da kendine hayran etmiş. Başka  coğrafyalarda bağımsızlığın adı olmuş. Krallar, hükümdarlar, cumhurbaşkanları ondan feyz almış, onunla görüşmek için sıraya girmiş. Sadece 57 yıllık bir ömre sığdırdıkları aslında akıl alır gibi değil, bedenen aramızda olmasa da emanet ettiği Cumhuriyet'te, devrimleri de, kurduğu ülke de dimdik ayakta. Ruhu damarlarımızda, fikirleri aklımızda, sevgisi gönlümüzde yaşıyor. Bugün saat 09:05'te onu bir kez daha anacağız. Ne kadar özlediğimizi, aradığımızı haykıracağız. Akıllarınca onu unutturmaya, silmeye çalışanlara inat, bağımsız bir ülkede  özgürce yaşamamızı sağlayan gerçek ve tek lideri saygıyla selamlayacağız.