Bir kenti tanıtma yöntemlerinden en iyisi sinemadır. Evet pahalıdır ve alt yapı gerektirir ama şehir, mutlaka harcanandan çok daha fazlasını kazanır. Günümüzde sinema, sosyal medya ve dijital platformlarla etkisini artırdı. İzmir’i yönetenler tam olarak bu durumun farkında değil. Bir takım şeyler yapılıyor gibi gözükse de eksikler çok.
Belediyeler destek ama…
Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir Sinema Ofisi güzel proje… Ama yeteri kadar işlevsel kullanılamıyor. Yapılması gerekenler bi yerlere, birilerine takılıyor.
Bornova Belediyesi iyi niyetli olarak genç sinemacı desteklemeye çalışıyor. Ancak imkanları kısıtlı, ortaya konan projeler yetersiz. Geliştirilebilir, maddi destek yükseltilebilir.
Konak Belediyesi, Kısa Kısa Kemeraltı’na ve farklı projelere destek veriyor. Buca Belediyesi’nde de yapabildiği kadarına yardımcı olmaya çalışan iyi niyetli bir bakış açısı var. Fakat İzmir’de sinemaya destek bunlarla sınırlı... Şirketler içinde de bir Folkart var…
İzmir Film ve Müzik Festivali’ni dışarda tutarsak - ki onu Büyükşehir başarısız bir şekilde yapıyor - şehri dünyaya açan festivaller yeterli desteği görmüyor.
Yeni film yolda…
Ekim ayında uzun metraj bir film için start vereceğiz. Ekibin yüzde 70’i ve malzemelerin yüzde yüzü İstanbul’dan sağlanıyor. İzmir’de yaşayan biri olarak bundan utanç duyuyorum. 4 milyondan fazla insanın yaşadığı İzmir’de iyi bir ışık ve ses ekibi yok. İyi kameralar yok. İnanılacak gibi değil. Kiralamak için İstanbul’daki şirketlerin kapısını çalıyoruz. İzmir’de üniversiteler yüzlerce sinema ve televizyon öğrencisi yetiştiriyor ama çalışacak insan aradığımızda bulamıyoruz. İzmir yetişmiş insan gücünü de kaybediyor…
Bunun için tonla çözüm önerisi var. Ama tabi çözmek isteyene…
Bu arada üyesi olduğum Kısa Film Yönetmenleri Derneği’nin, geçtiğimiz yıl Karaca Sineması’nda başlattığı kısa film gecelerini yeni sezonda devam ediyor. Sinemaseverlerden büyük ilgi gören kısa film gecesi bu sezon ilk kez 20 Eylül Salı gecesi yapılacak. Bu kez seçki de benim de bir filmim var: Rujunu da Al Gel!
Diğer filmler ise şöyle: Hasan Can Dağlı- “Siyah Çember”, Metehan Şereflioğlu - “Her Şey Yolunda”, Ali Kışlar - “Kefaret”
Etkinliğe siz de katılın. Hem film izleyin hem de filmlerden sonra söyleşiye katılın. Birlikte sohbet edelim…