Sabah ofise geldiğimde muhteşem bir eserle karşılaştım. İzmir Ticaret Odası yine kıymetl, bir çalışmaya imza atmış.

Cumhuriyetimizin 100 yılı geride bırakmanın gururunu yaşadığımız günlerde çok güzel bir kitap hazırlanmış. İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’e ve tüm çalışanlarına çok teşekkür ederim. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Eğitim Üyesi Erkan Serçe kaleme almış “Yüzyılın Sevdası İzmir” DEÜ Güzel sanatlar Fakültesi Öğretim Görevlisi Ömer Durmaz muhteşem arşiv fotoğrafları bularak kitaba değer katmış. 1923-2023 arasında İzmir ile ilgili önemli olaylara yer verilmiş. 100 yılın gündemini bir arada bulmak çok güzel olmuş. Kuruluşun ve kurtuluşun şehri İzmir’in ve ülkenin küllerinden doğuşunun öyküsünü keyifle okuyacağım. Geleceğe iz bırakacak bu kaynak için emeği geçenlerin yüreğine sağlık... Bu kitaba sahip olan 1000 kişiden biri olmak da benim için onur verici bir olay... Teşekkürler...

GEÇMİŞ OLSUN İZMİR...

Bu yazıyı yazarken gök gürlüyor. Korkuyorum. Yağmur yok ama bir yerlerde çok yağdığı belli. Toparlanıp çıkmam lazım yazıma yolda devam ederim. Metroda yazmak çok keyifli... Çıkıyorum. Hala yağış yok ama şimşekler çakıyor, gök gürlüyor. Birazdan buraya gelir. Tam Topraktan önünde bardaktan boşanırcasına yağmur başlıyor. İnsanlar koşuşturmakta... Kimi Topraktan’a sığınıyor. Meteoroloji uyarmasına rağmen hazırlıksızız. Yaz yağmuru kısa sürer. Oysa artık mevsimler değişti. Bir ayda yağması gereken yağmur bir günde yağıyor. Hava birkaç derece soğuyor. Biraz ferahlıyoruz. Yağmuru da özlemişiz ama bu kadar da yağmasa... Biraz azalınca metroya yürüyüp, trene biniyorum. Yağmur şiddetini arttırıyor. Hilal’de tren teknik bir nedenden dolayı duruyor. İnsanlar sırılsıklam... Vagonda birbirimize yapışık seyahat ediyoruz. 10 dakika bekliyoruz. Şükür hareket ediyoruz. Herkes ailesine mesaj yazıyor. Bazı yerlerde elektrik kesilmiş. İZBAN’da da sıkıntı varmış ağaç devrilmiş. Basmane... Burada da bekliyoruz. Bu kez karşı yöndeki tren de bekliyor. 12 dakika sonra yola çıkıyoruz. Çankaya... Bekleyecek miyiz? Derken gidiyor. Ama istasyonda yolcular beklemekte... Bazı tedbirli insanlarda şemsiye var. Çoğu hazırlıksız ve ıslak... Zorluklarla Balçova’ya varıyoruz. Burada yağmur yok derken, Bayraklı’da yaşadığım senaryo yaşanıyor, Birden yağmur başlıyor. Ata Caddesi’nden kenardan kenardan yürüyerek eve zor atıyorum kendimi... Mini bir felaket atlatıyoruz. Bazı bölgelerde sel yaşandı. Alsancak’ta 2 kişi logar kapağında elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetti. Dükkanları su bastı. Karşıyaka Zübeyde Hanım Mahallesinde kopan elektrik telleri korkulu anlar yaşattı. Geçmiş olsun İzmir...

İZMİR’İN AŞKI...

Beyza Akkoç’un romanından uyarlanan yaşadığı şehrin ismini taşıyan İzmir ile Ege’nin aşkını anlatan 3391 Kilometre filmi 12 Ocak 2024’te vizyona girmiş. 14 hafta sinemalarda yer almış ve 923 bin kişi tarafından izlenmişti. Şimdi devam filmi için start verildi İzmir’in sembol okullarından Namık Kemal Lisesi’nde başlayan çekimler oldukça hareketli geçti. Derya Pınar Ak (İzmir), Ahmet Haktan Zavlak (Ege) bu filmde de kilometrelerin aşka engel olmadığını ispatlayacak. Çekimler İzmir’in farklı noktalarında devam edecek. Her an ekip karşınıza çıkabilir... Çekimler bitince film tüm sinemalarda vizyona girecek.

İZMİR’İN KIZLARI...

Bugün günlerden, İzmir Kızlarını en iyi anlatan şarkının sahibi Sezen Aksu... Kraliçemiz, Minik Serçemiz bugün doğdu. Denizli doğumlu olmasına rağmen İzmir bağrına basmıştır onu... 4 yaşında İzmir’e yerleşen öğretmen anne babanın çocuğu olduğu için her konuda eğitim alan, müziği, şarkı söylemeyi çok seven ve yıldız olacağını sezen biri... İzmir’e gelen herkes gibi o da kendini İzmirli kabul etmiş. Ziraatçı olacakken okuldan ayrılıp müzik yolculuğuna başlamıştır. İyi ki öyle yapmış. Yoksa sadece ağaçlara şarkı söyleyen kadın olacakken ruhumuza renk katıyor. Hayatımıza yön veren şarkıları ile yaşamdan zevk almamızı sağlıyor.  Sezen şarkıları benim için çok önemlidir. Onun şarkılarıyla büyüdüm. Hepsinin hatırası var. Sen Ağlama’yı İstanbul’da amcam ile dinlemiştik. Git albümü İzmir’i hatırlatır. Ramazan ağabey ile bol bol çalardık. Şinanay İlhan ağabeyimdir. Allahaısmarladık, 4 kısa gün, Bile bile Şayibe... Hadi bakalım, Vazgeçtim, Gülümse Emsal, Adı Bende Saklı, Tutuklu Emsalsiz günler, Hakkari konvoy, Sümbül Dağına bakan muhabere koğuşu... Kaybolan yıllar, Geri Dön Emsal’den ayrılış... Küçüğüm Nagihan... Beni Unutma... Keskin Bıçak, İstanbul İstanbul Olalı, Şu Saniye Tülin Sultan... Hata, Ne kavgam bitti ne sevdam... Ben her bahar aşık olurum... Gidiyorum... Burada yazamadığım aşklara... Unutmadım UNUTAMAM...

Sezen Aksu; Atilla Özdemiroğlu, Aysel Gürel, Onno Tunç, Uzay Hepari demek... En güzel şarkılar onların işbirliği ile doğmuştur. Firuze, Ünzile, İzmir’in Kızları, Kardelen kadın şarkılarıdır. Bir kadın, kadını ancak bu kadar güzel anlatır. Bazı şarkılarını dinlerken gözlerinizden yaşlar boşalır. Geri Dön diye yalvarır buluruz kendimizi.... Bazen kahkahalara boğuluruz... Okudum da...  Gülümse... Artık bir kedim var. Ona sarılıp gülümsüyoruz hayata... Yazacak o kadar çok şey var. Şarkıların yol arkadaşımız olmaya devam ediyor. Seni tekrar o sahnede izlemek paha biçilemez olurdu. Keşke... İyi ki doğdun Kraliçem... İçindeki İzmir sevdası hiç bitmez biliyorum. Sen de bizim içimizde var olacaksın...

Bu arada Sezen Aksu'nun doğum günü Meksikalı güçlü kadın ressam Frida’nın ölüm yıldönümü... İlginç değil mi? Bir yıldız kayıyor. Yeni bir yıldız parlıyor...Hayatımızı renklendiren iki kadının öyküsünü haber sayfamızdan okuyabilirsiniz. Meraklılar için linki bırakalım. İyi okumalar... https://www.sonmuhur.com/hayatimizi-renklendiren-iki-kadinin-oykusu

AÇIN RADYONUZUN SESİNİ...

RADYO EGE’de, Sezen Aksu söylüyor.

“Unutmadım unutamam

Kara sevdam merak etme

Yaşamaksa yaşadım lakin

Canımın çoğu kaldı sende

Pişman mıyım, asla

Güzelleştim yasla

Sevmedim mi, sevdim, evet

Senden sonra da ihtirasla

Ama benim ciğerim yanar

Ten oyalanır can kanar

İki gözüm iki çeşme haberin yok

İçerime içerime akar...”

DAİMA GÜLÜMSEYİN...