Don Miguel Ruiz, Toltek bilgeliği ve şamanizmi kitaplarında basit, anlaşılır bir dilde yazan Meksikalı bir yazardır. Birçok çevre tarafından, Don Miguel Ruiz, eagle Knight soyundan gelen Nagual ( Toltek bilgisini anlatan bir öğretici, rehber ) olduğu düşünülmüştür...
Toltek öğretisi, Meksika kökenli kadim bir uygarlığa ait bilgiler içeren ve günümüzde hala bazı Meksikalı Kızılderililer tarafından uygulanan canlı bir öğretidir.Bilgi İnsanı anlamına gelen toltekler, Aztek öncesi üç kültürden ( mayalar, toltek, olmek ) den biri olarak kabul edilir.
Kadim Toltek bilgeliği kitabı bana yıllar önce hediye edildiğinde, bu ismi ilk kez duyuyordum. Kitabın birkaç sayfasını çevirdikten sonra bu kitabı bir daha elimden bırakamadım. Okuduklarımı nereden bildiğimi bilmiyor ama biliyordum işte…
Toltek Bilgeliği ve Don Miguel Ruiz…
Don Miguel Ruiz, Toltek bilgeliği ve şamanizmi kitaplarında basit, anlaşılır bir dilde yazan Meksikalı bir yazardır. Birçok çevre tarafından, Don Miguel Ruiz, eagle Knight soyundan gelen Nagual ( Toltek bilgisini anlatan bir öğretici, rehber ) olduğu düşünülmüştür.
Ruiz, annesi ve büyükbabası tarafından kadim toltek bilgeliği ile iyileştirici, şifacı olarak yetiştirilmiş olmasına rağmen modern Tıp daha çok ilgisini çekmiş ve Tıp Fakültesine yazılarak Tıp eğitimi almaya başlamıştır.
Don Miguel Ruiz, hayatımın dönüm noktası dediği, çok ciddi bir trafik kazası geçirmiş ölümün kıyısından dönmüştür. Ruiz, bu deneyimden sonra köklerine dönerek, Toltek bilgeliği, şaman öğretileri, 4 yaşam anlaşması yasaları üzerine araştırmaya başlayarak kitaplar yazmıştır.
Toltek Bilgisi ve yaşama bakış açıları…
Toltek bilgeleri, bir inanç sisteminin savunucuları değil, bir yaşama sanatının ustalarıdır. Kimin neye inandığından çok, yaşamı nasıl algılayarak nasıl yaşadıklarının önemini vurgular. Bu yaşama sanatının başlıca bakış açısı, tüm varoluşu, Doğayı ve İnsanı Doğanın bir parçası olarak görürlerdi. Tolteklere göre dinlemeyi bilirsek, dört elementin ateşin, havanın, suyun ve toprağın öğreteceği çok şeyin olduğudur. Modern dünya, doğayı hâkimiyeti altına almayı, efendisi olmayı düşünürken, Toltek bilgeleri, Güneşe, ağaca ve doğaya saygı duymayı temel ilke olarak benimsiyor, Doğayı yok etmenin, kendimizi yok etmek olduğunu söylüyorlardı. Toltekler, biz ağaca baktığımız zaman onu dinler, çok şey öğreniriz, Kapitalist sistem insanı ondan ne kadar kereste çıkacağını hesaplar der.
Gezegen rüyası diyerek devam ederler. Dayatılan bilgilere maruz kalan insan, sürekli bir rüya halindedir. Bizden önce doğanların şekillendirdiği bir dünyayı benimsemişiz. Buna kitlesel algı kalıbı diyor Ruiz. Bugün bize doğrusal bilgi olarak kabul ettirilen, Dinimiz, dilimiz, toplumsal kurallar, Ruiz’e göre, konuşulmayan, anlaşılmayan, kitlesel bir rüyanın bir açıklamasıdır. Bu anlaşmayı istemsizce kabul eden İnsan, süreç içerisinde bir şeylerin doğru gitmediğin söyleyen iç sesi ile çatışmaya girer. Bu ses, kendini kurban eden mutsuz insanın sesidir, der ve devam eder.
Dört maddenin en önemli yasası, zihnimizde depoladığımız inançların % 95’i kendimize ait değildir ve bu yüzden acı çekeriz, demiştir.
Bunları okuyup, yazdıktan sonra sizce, ben… “Gözü aç olanların, karnı aç olanların kulağına fısıldadığı ninnilerin düşlerine yatmışız.Tok düşlerin aç kedileriyiz.” Demiş miyimdir? Demişimdir.