Galatasaray'ın   Şampiyonluğunu tebrik ediyorum çünkü Fenerbahçeliyim. Ne  astroloji ne de yapılan totemler tutmadı. Bu başarının tek sırrı ne ligi iyi götürebilmek... Bu da öyle ilk haftalar fazla yüklenip gol atmakla olmuyor. Sezon başında kuvvetini idareli  kullanamazsan ligin en kritik maçlarına ya sakatlar ordusuyla girersin ya da hırsın kurbanı olursun. Okan hocayı ilk haftalar eleştirenler şimdi ne düşünüyor acaba?


Başarının özeti takımı ve gücünü idareli kullanmaktan geçer. Bu kafa yapısı tüm branşlar için geçerlidir. İstese iki takım çıkarır ikisi de şampiyon olur diyenlere sesleniyorum, iki kanat oyuncunda sakatlanırsa oraya kimi koysan oynar mantığı yeterli olmuyor demek ki.


Lig bitti Şampiyon belli oldu kimi gönderelim kim kalsın derse Fenerbahçe yine başarılı olamaz. Sabırsız bir taraftar baskısı belki buna itti ama seneye daha da tahammülsüz bir taraftar aynı senaryoya davetiye de çıkarabilir. Ve yine ilk haftalardan kontrolsüz gücünü kullanırsa sakatlar ordusu ile şampiyonluğu yine verebilir.
Fenerbahçe derbiyi nasıl kazandı peki? Tamamen başarısız bir yönetim ve süper kupa maçı öncesi sonrası konuşulanlara cevap vermek için başka yolu yoktu ve o maçı bir taktik anlayışı değil sadece psikolojik baskı kazandırdı.


Hatırlarsanız her hafta sakat futbolcular konuşuyordu ve sebebi araştırılıyordu, sebebi ya yanlış idman anlayışı ya da doktorlara fatura kesiliyordu.
Oysa ki sadece ligin başında gaz kesmezsen ve oyunculara aşırı yüklenirsen sonlara doğru şu sloganı hatırlatırsın bize; Kontrolsüz güç, güç değildir.
Dünyanın en iyi oyuncuları da sizde olsa dünyanın en pahalı oyuncularına da sahip olsanız bu sonuç değişmez.
Futbol da bir tabir vardır, "1-0 olsun bizim olsun." Galatasaray'ın oyun anlayışı ve lige başladığı tek anlayış buydu.


Hırsın kurbanı olmamak gerekir. Aşırı hırs asla başarı getirmez.
Koca bir sezon bitti ve şanpıyon olan takım ve taraftarı sevinecek elbet, kaybeden de birbirine suçu yıkmaya çalışacak. Ama tekrar söylüyorum yine bir tabir vardır "Arap atı gibi son düzlükte açıldı" diye son haftalara bu cümleleri sığdırabilmek için ligin uzun bir maraton olduğunu unutmamak gerek.
Yoksa o falcı bunu dedi yok astral seyahatten dönüyordum orada gördümlere inanmaya devam edilirse şampıyonluklar anca rüyalarda görülür.
"Haticeye değil neticeye bak" derler. İşte bu neticenin tek başarısı tabiriyle yakıtını ve son kurşununu nerede ve nasıl harcadığınla özetlenir. 
İstatikler ortada. En fazla golü de atsanız, en az mağlup da olsanız atlanılan gerçekten kaçamıyorsun.


Fenerbahçe fazlasıyla dışarı ile uğraşmasa hırsına kurban olmazdı. Bu yıl yetenekten ziyade sadece belli maçları kazanmak değil gücünü tam gaz kullanmaya başlarsan ligin sonunda gaz kesersin.


Aynı mantıkla seneye lige başlarsan sadece daha fazla transfer ve  daha fazla para harcarsın ama sonuç değişmez.
Galatasaray ın 24. Şampiyonluğunu kutluyorum ama Okan Hocayı daha fazla kutluyorum çünkü taraftar ya da yönetimsel baskılara boyun eğmedi ve gücünü kontrollü kullanarak istediği sonucu elde etti.


Bir şişe suyun var ve onu ister kafaya dikersin istersen idareli kullanıp ihtiyacın kadar içersin ve yarınını düşünürsün.
İşte sadece işin püf noktası buydu. Neyi ne zaman ve nasıl yapacağını düşünmezsen başına gelecek her türlü sonuç kaçınılmazdır.
Sorunun bu olduğunu görememek de sadece hatayı düzeltmediği gibi hatayı anca tekrar ettirir.


Klasik bir cümle ile bitirelim. Önümüzdeki sezonlara bakacağız. Aynı şeylerin olmaması için gücün farkında olmak değil gücü kontrol etmeniz gerekir. Derbide kazanamazsan Şampiyon olamazsın diyorlardı, demek ki tüm genellemeler yanlış, tek doğru var o da umarım fark edilir artık...