Türkiye A Milli Futbol Takımı, EURO 2024 Elemeleri D Grubu dördüncü maçında
Galler’i konuk etti. Ay Yıldızlılar 2-0‘lık skorla Galler’i mağlup ederek puanını 9’a
yükseltti, grupta maç fazlasıyla liderliğini korudu.
Samsun, 27 yıl sonra A Milli Futbol Takımı’na 19 Mayıs Stadı’nda ev sahipliği yaptı. Ay
Yıldızlılar, Samsun'da son olarak 1 Mayıs 1996 tarihinde Ukrayna ile özel maçta karşı karşıya
gelmişti. Letonya maçını son nefeste 3-2 geçen Millilerin bu maçtan da puan kaybetmeden
ayrılması gerekiyordu.
Samsun’lu futbolseverlerin karşılaşmaya büyük ilgi göstermiş olması Bizim Çocuklar’ın
motivasyonunu arttırdı. Ayrıca 1700 kişilik deplasman tribününde de Galler’den gelen
taraftarlar maça renk kattı.
A Milli Futbol Takımı, bugüne kadar Galler ile 7 kez karşılaştı. A Milli Futbol Takımı Galler’i 2
defa mağlup etmeyi başarırken, 1 maç beraberlikle sona erdi. Galler ise 4 karşılaşmadan galip
ayrıldı. Türkiye ve Galler arasında oynanan son karşılaşma 2021 yılında Bakü’de 2020 Avrupa
Şampiyonası A Grubu maçında gerçekleşmişti ve 2-0 mağlubiyetle son bulmuştu. İkinci yarı
oyuna giren genç yeteneklerin Milli forma altında attıkları ilk gollerle “Bekle bizi Almanya”
dedik…
Maske Çıktı, Umut Doğdu…
İlk düdük sesi ile baskın oynayan ve Galler’i kendi sahasına hapseden Milli Takım peş peşe
ataklar yapmasına rağmen golle buluşamadı. Mücadelenin ilk yarısında 41. Dakikada Galler
Milli Takımı’ndan Morrell kırmızı kart ile oyun dışı kaldı. Gol sesi çıkmadan ilk yarı 0-0
beraberlikle sonuçlandı. Millilerin attığı bir gol VAR’dan ofsayt gerekçesiyle döndü.
İkinci 45 dakikada Hakan ÇALHANOLU’nun kaçırdığı penaltı ile yine de pes etmeyen milliler
Umut’un golüyle umutlandı ama VAR elle oynamayı tespit ederek golü iptal etti… 72.
dakikada Umut NAYİR’in attığı kafa golü ile adeta yeniden doğdu. Bu kez VAR’dan da geçtik.
Büyüksün Arda…
Maça ikinci yarı giren Arda GÜLER maça damgasını vurdu. Topu her aldığında yıldızlaşan ara
paslar ve çalımlarla seyircinin gözünü kamaştıran genç yıldız bu güzel oyununu golle süsledi.
80. dakikada jeneriklik golü ile skoru 2-0’a taşıdı. Ceza alanı dışından çaprazdan öyle bir
vurdu ki top süzülerek 90’a takıldı. Kaleci seyirci kaldı adeta… Bu sonuçla Milli takım, maçın
galibi olurken grup liderliğini de sürdürmüş oldu.
Sonuç mu, oyun mu?
Eylül 2021’de Türkiye Milli Futbol Takımı teknik direktörlük görevine başlayan Stefan Kuntz
uzun süredir eleştiri oklarına hedef olmuş durumda. Yapılan eleştirilerde tam anlamı ile
haksızlık payı vardır diyemeyiz. Son maçlarda hop oturup hop kalktık. Son dakikalara kadar
mucize arar olduk. O mucizeyi de uzatmalarda yakaladık. Pırlanta değerinde ayaklara ve genç
bir enerjiye sahip takımımız varken ses var ama görüntü yok.
Sayın Kuntz takımın başına geldiği zamandan bu yana oyun anlamında çok ciddi bir gelişmeye
şahit olamazken sonuçların bireysel başarılarla gelmesine şahitlik ediyoruz. Projeler
hazırlanıp sabretmeyi öğrenmek bir erdemdir, ancak Milli Takım platformunun proje
yapılacak bir arena olmadığını hatırlamak gerekir. Her geçen yıl Dünya Kupası’na gitmek daha
da zorlaşırken ya da ülkeler sıralamasında üst sıralara çıkmak için bir buğday tanesi kadar yol
alırken ihtiyacımız olan zaman kaybı değildir sanırım.
Milli Takım, yetenekleri parlayan sporculardan oluşurken, küçük dokunuşlarla oyuna yön
vermek bu denli uzun zaman alır mı? İstikrarın önemli olduğunun farkındayken, kaybedilen
zamanın ve bazı maçların telafisinin olmadığının da bilincine varmayı umuyorum. Sonuca
bakarsak 3’er puanları alıyoruz, grupta lideriz. Ama güven vermeyen bir oyunla bireysel
becerilerle ilerleyerek bu maratonu nerede tamamlarız orası tartışılır.
Bakış açısını yenilemek lazım. Şapkayı değiştirmenin zamanı gelmiş. Şapka değişirse bakış
açısı değişir…
Kalbimiz sizden yana “Bizim Çocuklar”…