Ben her yıl, geride kalan 365 güne bakıp kendi kişisel yolculuğumu izlerim. “Dünyada, ülkemde, şehrimde, ailemde neler oldu ve ben neler yaptım?” sorusunun yanıtını vermeye çalışırım. Son olarak da bunlar bana ne öğretti ona bakarım. Zor bir yıldı birçoğumuz için… Benim için de öyleydi… Yine de yaşanmaya değerdi… Keşke siyasiler de benzer bir tutum için de olsalar…
Bu yıl da Radyo Ege’deki “Tutkunun Peşinde” programımda müzisyenlerden ressamlara, film yapımcılarından yazarlara kadar onlarca kişiyi konuk ettim. Yeni insanlar tanımayı, onların yolculuklarına bakmayı çok seviyorum.
Kurucusu olduğum İzmir Sinema Topluluğu 2. yılını doldururken Karaca Sineması’nda onlarca filmin gösterimi gerçekleştirdim. Bu filmlerin ekiplerini konuk ettim. Bu gösterimlerde; oyuncu, akademisyen, yapımcı, festival direktörü gibi kişilerden oluşan özel konuklarım oldu. 2023 yılında Karaca Sineması’na Urla’da açılan Urla Dam da eklendi. Bu mekanda da farklı kısa film seçkileri ve film yönetmenleri sanatseverlerle buluştu.
“Bir yönetmenin istikrarlı bir yaratıcı olabilmesi ve yeni filmler yapabilmesi, çektiği filmleri ‘görebilmesine’ bağlıdır” cümlesinden yola çıkarak harika bir kitap çalışması yapıldı.
Ve beklenen kitap “Filmini Görmek” okuruyla buluştu... Bu kitabın içinde pek çok değerli yönetmene yer verildi ve bana da küçük bir bölüm açıldı. Sayfaların arasında “RUJUNU DA AL GEL!” adlı filmimle ilgili derinlemesine bir yazı kaleme aldım.
Yazmak benim yaptığım işler içinde her zaman üst sıralarda oldu. Son Mühür Gazetesi için bu yıl da köşe yazıları yazarken yeni yılın ilk günlerinde bir yazarlık atölyesi kurdum ve yazarlık eğitimi verdim. Adına yaratıcı yazarlık ibaresi koymadım, çünkü yazarlık zaten yaratıcı olmayı gerektirirdi. Kurucusu olduğum “Herkes Biraz Yazar” ekibi 1 yıl içinde büyüdü ve 2014 yılında olduğu gibi yine çok yazarlı bir kitap için kollarını sıvadı. Yeni yıl bu ekibe uğurlu gelecek şimdiden söyleyeyim…
2023 sanatsal açıdan benim adıma çok verimli geçen bir yıl oldu. “8500” adlı bir müzikal yönettim. 60 kişiden oluşan güzel bir ekiple, İzmir’in en büyük sahnelerinde kentin tarihini anlatırken baya eğlendim. Yetmemiş olacağım ki bundan bir de belgesel çıkardım. İnsanlar ve kendim hakkımda büyük deneyimler elde ettiğim bir proje olarak belleğimde yer aldı.
Tabii film yapmaktan da vazgeçmedim. 2 kısa film yönettim. “MÜDAVİM” filmimizin festival süreci başlarken, bağımlılıklarımızı konu olan, bir sosyal sorumluluk projesinin parçası olan ve senaryosunu da benim yazdığım “ÇEKİRGE” adlı film Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde seyirciyle buluştu. Bu arada bir de “BAĞ” adlı kısa film senaryosu yazdım. İzmir Kısa Film Festivali’nde finalist olan senaryo, ÖĞ-DER’den ikincilik ödülü aldı.
Benim yaptıklarım kadar gördüğüm yerler, okuduğum kitaplar ve izlediklerim de bana kılavuzluk etti. Aslı Aktümen’in yazdığı “Bir Psikiyatristin Sinema Defteri” bu yıl okuduğum kitaplar içinde en çok sevdiklerimin başında yer aldı. 2023’ün en sevdiğim yapımları “Atatürk” ve “Unutulmuş Sevgi” oldu.
Peki en başta sorduğum soruya gelelim: Tüm bunlar bana ne öğretti? Yaşamadığım ve yaşamayı çok istediğim pek çok yeni ve güzel deneyim var. Soruya soruyla cevap verelim. Onları hayatıma almam için neler mümkün?