8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dünyanın pek çok ülkesinde, kimi zaman protesto, kimi zaman kutlamalara dönüşürken, bu kazanımı dünya emekçi kadınlarına armağan eden Amerikalı işçi kadınlara Türkiye’den bin selam olsun.
1908 yılında New york’ta 15 bin çalışan kadının daha kısa mesai süresi, daha yüksek maaş ve seçme hakkı için verilen bir mücadelenin ağır kayıplar verilmesi neticesinde kadın işçilerin zaferi ile sonuçlanmıştır.
Bu zaferi Dünya Emekçi Kadınları ile kutlama düşüncesi Clara Zetkin tarafından önerilmiş ve 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak her yıl kutlanmaya başlamıştır.
Bizim ülkemizde de 1921’de kutlanmaya başlamış, aralıklarla olsa da kutlanmış, 12 Eylül 1980’de yasaklanmış. 1984 sonrası aralıksız Emekçi Kadınlar bu anmaya katılım sağlamışlardır.
İlk Kadın Örgütü…
Emekçi Kadınlar Günü tarihçesini kısaca anımsamış olduk. Emeği, Emekçiyi en iyi Anadolu kadınları bilir . Toprak ve bereket Tanrıçası Kybele vardır hamurunda. Yiğit Anadolu Bacılarının eli vardır avuçlarında.
Dünyanın bilinen en eski kadın sivil toplum örgütünü 13. Yüzyılda Anadolu kadınlarının kurdukları Bacıyanı Rum ( Anadolu Bacılarının ) olduğu Anadolu Bacılarının kurucusunun da Ahi Evren’in Eşi Fatma Bacı ya da Kadıncık Ana olduğunu biliyoruz.
Anadolu Selçuklu Devleti zamanında, özünü Fütüvvet ilkelerinden alan zamanının üreticisini ve satıcısını adaletli ve daha üretken kendi içerisinde yardımlaşan, yoksula desteğini esirgemeyen Ahilik kurumuna (ocağı) bağlıdır Anadolu Bacıları...
Erkeklerin Er kişi olma yolunda yiğit, adil ve akıllı bir birey olarak gelişmeleri için bağlı oldukları yapı ise Anadolu Abdalları yapısallığıdır.
Anadolu Bacıları, erkekler kadar iyi ata biniyor, savaşıyor, iş dünyasına atılıyor, devlet yönetimin de söz sahibi oluyordu. Erkeğini seçme hakkı olduğu gibi reddetme hakkına da sahipti.
Aynı zamanda iyi bir dokuma ustası, iyi bir eş, iyi bir anne oluyorlardı. Anadolu Bacıları kurumsallığı kendi içlerinde, kendi alanlarında yetki olan kadınların yeni yetişmekte olan kızlara bildiklerin öğretiyorlardı.
Anadolu Abdalları; El’ine, bel’ine, dil’ine sahip kişiler olması öğütlenirken
Anadolu Bacılarına; eş’ine iş’ine, aş’ına sahip çıkan bacılar olması öğretilirdi.
Kadınlıklarının arkasına saklanmadan önce iyi bir insan, sonra kadın olmaları sağlanırdı.
İnsanoğlunun, kendi nefsine yenik düşmesi, Emperyal kapitalizmin ilk tohumlarıdır. Bu karanlık sistemin kurbanları her zaman üreten emekçiler, kadınlar,masum canlar ve doğa olur.
Karanlık zihin erkek egemen sistemde vücut bulur, Nazım Hikmet görür ve “Öküzden Sonra gelir yeri” diye hayıflanır Anadolu kadını için mısralarında…
Nazım Hikmetler bilir ki,
Tarlaya sürülen öküzden sonra yeri gelen o kadınlar; Anadolu Bacılarıdır.
Ağlasa da gizliyor gözlerinin yaşını
Bir kere eğemedim bu kadının başını
Mısralarını yazdıran, Türkiye de ilk edebiyat dergisi kurucusu, gazeteci, yazar dimdik duran güçlü kadın; Suat Dervişlerdir.
Akıntıya karşı kürek çekenler bilir.
Anadolu kadını
Güneş Ülkesinin, Akçam Ağaçlarıdır.
Tüm kadınların günü kutlu olsun. Tekrar görüşünceye dek hoşça kalın…