İlkokula yeni başladığım yıllarda annemle babam, beni Kestelli Yokuşu 838 Sokak çıkmazında oturan teyzemlere gönderir, şehirli(!) olmamı isterlerdi.
Kestelli’deki en iyi arkadaşım teyzeoğlum Nedret Altuğ’du. Biz ona hep ‘ Neco’ derdik.
848 Sokak’taki Çocuk Kütüphanesi’ne dadandığımız yıllardı.
Teyzemlerin sokağına yıllar geçmiş olsa da her fırsatta gider, o unutamadığım anılarımı tazelerim. Neco’yu da arar 5 Numaralı evin önünden selam gönderirim.
Bu kez 774 Sokak’taki  Köy Enstitüleri Anı Ve Kültür Evi’ydi ilk durağım.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Arşivi ve Müzeler Şube Müdürlüğü ile Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği işbirliğiyle 2023 Eylül’ünde hizmete açılan bu kültür mekânında Hasan Âli Yücel, İsmail Hakkı Tonguç gibi köy enstitüleri davasının iki yılmazeri ile bu okullarda okumuş/ mezun olmuşların  diplomalarına, kitaplarına, özel eşyalarına tanık oluyoruz. 
‘’ Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı’’ olarak tescil edilmiş olan Köy Enstitüleri Anı Ve Kültür Evi binası, broşürden öğrendiğimize göre 300 metrekarelik bir alana sahipmiş. Yanılmıyorsam 1912-13 yılları arasında yapılmış olan bu  bina için Türk Konağı diyenler de var, Rum evi diyenler de…
Girişte Kuruluş Odası ile Yetişen Kuşak Odası ile karşı karşıya kalıyoruz.
Kuruluş Odası’nda; kuruluş sürecini ve kurucuları önceleyen bir tema ile köy enstitüleri hakkında  genel bilgiler bulunuyor. Enstitü davasının iki kahramanı ile… Belgeler ve objelerle enstitüleri daha  yakından öğrenmiş oluyoruz.
Yetişen Kuşak Odası’nda enstitülerde kullanılmış eğitim materyalleri, çeşitli dökümanlar ve objelerle karşılaşıyoruz.
Üst katta ise Kitaplık, Araştırma ve Okuma Odası ile Görsel Anlatı Odası bulunuyor. Bağışlarla oluşturulmuş kitaplıktan dışarıya kitap verilmiyor. Enstitüleri konu alan kaynak kitapların bulunduğunu söylememize bilmem gerek var mı?
Buraya gelip, bu destansı eğitim kurumları ile ilgili araştırma yapabilirsiniz pekala. Ortam uygun, kitaplar da hemen elinizin altında!
Görsel Anlatı Odası’nda ise köy enstitülerinden mezun olmuş 10 değerli ismin köy enstitülerine dair düşüncelerini, öğrencilik yıllarına ilişkin anılarını, deneyimlerini paylaştığı video röportajlarını izleyebilirsiniz.
Tan Mahallesi 774 Sokak No:4 Konak/ İzmir adresine uğrayacak olursanız enstitü davasının iki unutulmaz ismi ile bu okullardan mezun olmuş eğitimcilere merhaba demeyi unutmayın lütfen. 26 Şubat 1961 ‘de sonsuzluğa uğurladığımız Hasan Âli Yücel için de İzmir’in milletvekillerine bir etkinlik yapılması adına çağrıda bulunun lütfen.
Merakım şu; öğretmenler, öğrencileriyle birlikte bu destansı okullar adına kurulan bu anı evini ziyaret ediyorlar mı? İzmir’in milli eğitim müdürü acaba burayı hiç ziyaret etti mi?
                                                                                  *
Köy Enstitüleri Anı Ve Kültür Evi’nin 838 Sokağa açılan köşesindeki Yemişçizade Konağı ise 3 yıl önce 100. Yıl Anı Evi olarak düzenlenmiş ve açılmıştı. Yemişçizade Konağı, Alanyalı Konağı olarak da biliniyor.
İlk açıldığı günlerde heyecan yaratan, Milli Mücadele döneminin ruhunu yaşatacak bir deneyim merkezi olarak tasarlanan anı evinde Nadire Kabinesi, Yemek Odası, Savaşı Nasıl Kazandık, İşgal Odası, Atatürk ve Mücadele Arkadaşları Odası, Gölge Sergisi, Pencereden Görünenler Odası, Kahve Kültürü ve Okuma Odası, Bayrak Odası, Sonsuz Anılar gibi bölümler bulunuyordu.
Bir ya da bir buçuk yıl önce ziyaret ettiğim anı evi, bugün ise objelerin, eşyaların bağışçılara geri verilmesinden dolayı yoksullaşmış adeta. Şartlı bağışla alınan o eşyalar neden sahiplerine geri verildi ya da niçin bağışçılar eşyalarını geri aldı? İlgililerden öğrenmek gerek…
Burası, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentin kurtuluşunun 100. Yılı kapsamında hayata geçirdiği bir anı evi.
1912 yapımı olan bu konak üç kattan oluşuyor. Tavan süslemeleri ile dikkati çeken bu yapı, benim Kestelli günlerimde Kestelli Kız Okulu’ydu. 2013 yılında Konak Belediyesi tarafından kamulaştırılmış olan 100. Yıl Anı Evi için o günlerin büyükşehir belediye başkanı Tunç Soyer, 1914-1930 yıllarına ait dönemin ruhunu yansıtan her türlü eşyanın bağışlanabileceğini söylemişti.
Konuya ilgi duyanlar da ellerindeki dede yadigârı ne kadar obje varsa belediyeye teslim etmişlerdi.
Bugün ise o güzelim bina, yemek odası dışında iyice yoksullaşmış bir görüntüye tanıklık ediyor.
                                                                                 *
Sokağın sonundaki Naturzade Camisi’nin en istikrarlı iki öğrencisiydik Teyzeoğlum ile ben. Sureleri ne de çabuk ezberlerdik…
Muhtar Aysel abla, Terzi Mehmet, ikiz kızları olan dahiliyeci doktor, Konyalı Hasan, Gördesli  Edeviya Hanın Teyze ve Sırık Atila!
Unutamadığım simalardı.
Sokağın köşesindeki Doğan Sineması’nda ise hiç film kaçırmazdık. Orhan Günşiraylı, Belgin Doruklu,  Salih Tozanlı, Suphi Kanerli, Ayhan Işıklı… İzlediğimiz  filmler sonrası  gözlerimiz kan çanağına dönmüş şekilde  eve dönerken Namık abimden yediğimiz azarları hiç unutmuyorum.
O yıllarda seyirciyi ağlatan filmler çok çekiliyor olmalıydı. 
838 Sokak hayat doluydu.
Şimdi mi? Oturduğumuz 5 numaralı evin cumbası vardı. Şimdi o bile yok!
Ailelerden de eser kalmamış…