“İşgal edildiği gün, Kurtuluş Savaşı’nı başlatan; işgalin bittiği gün Kurtuluş Savaşı’nı bitiren dünyadaki tek şehir İzmir’dir… Kurtuluş’un kutlu olsun İzmir’im…”
Tarihimizin sayısız kahramanlık öyküsü arasında parlayan, İzmir’in kurtuluşu, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük için verdiği onurlu mücadelenin bir sembolüdür. 9 Eylül 1922, İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun simgesi olarak her yıl coşkuyla bu şehirde kutlanır. Çocukluğumdan beri, bu kutlamalara her yıl katılırım. Fener alayı, Türk Yıldızları, gösteriler, konserler…
İzmir, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Türk milletinin üzerine çöken karanlık bir gölge altında yaşamıştı. Yunan işgalinin ardından şehir, işgalcilere karşı direnişin merkezi haline geldi. İzmirli kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve gençler, vatanlarını korumak için silaha sarıldılar. Önderleri, Mustafa Kemal Atatürk! Millet kendi bağımsızlığını ve topraklarını geri almak için yokluk içinde el birliğiyle çalıştı.
İşte bu azim ve inanç ve kararlılık İzmir’i düşman işgalinden kurtarmak isteyenleri, ordumuzu besledi. Bu zafer Türk milletinin İstiklal Mücadelesinin önemli bir dönüm noktası oldu. Bugün ordumuz İzmir’e girer ve düşmanı bozguna uğratır. Güzel İzmir’imizin kurtuluşu sadece İzmir’in değil, milletimizin mücadelesinin de bir parçası olarak tarihteki yerini aldı. İzmir’in yeniden özgür olması, Türk milletinin iradesinin ve birlikte çalışma azminin bir sonucudur.
***
Fuar coşkusu hiç bitmesin
İzmir Enternasyonal Fuarı, 92. yılında da Kültürpark’ta devam ediyor. Son iki gün… Etkinliklerle her yıl olduğu gibi ticaret, kültür, sanat ve eğlencenin merkezi oldu. İEF, bu yıl İzmir’in “2026 yılı Avrupa Gençlik Başkenti Finalisti” olmasına özel “Gençlik” temasıyla düzenlendi. Hep söylerler, ‘İzmir genç ve güzel bir şehirdir, İzmir’de üniversite okumak mükemmeldir. Öğrenci şehridir’
Pandemiden önce ve pandemiden sonra diye bir kavram oluştu bende. Pandemiden önce İzmir öğrencilerin ucuza yaşayabileceği, kiraların el yakmadığı, öğrenci dostu olan bir şehir olarak kalmış aklımda. Trafiğin olmadığı, gıdanın, sebzenin, meyvenin bol olduğu bir şehir denildiğini hatırlıyorum. Pandemiden sonra ve son iki yıldır içinde bulunduğumuz ekonomik krizde bunların hiçbirini söyleyemiyorum. Kiralar almış başını gitmiş. Değil Türkiye’de nerdeyse kira artış oranlarında İzmir, dünya ortalamasında bile en yüksek sıralarda… Tüm bunlara rağmen diyebilirim ki ‘İzmir genç ve genç kalanların şehri.’
Fuar boyunca birçok konser, gösteri, tiyatro ve etkinliklere şahit olduk. Bu sene İEF’nin olmazsa olmazı çim alan konserlerinde bir gün bile boş geçilmemiş. Çok iyi sanatçılar İzmirlilerle buluştu. Bugün Tan Taşçı, Fuar’ın son gününde de Haluk Levent sahne alıyor. Son yıllarda en güvenilir insan olarak kalplerimizde yer edinen Haluk Levent’i tabii ki yalnız bırakmayacağız. Radyo Ege olarak fuardan canlı yayınlarımız oldu. Hem canlı yayınlarımızda hem de standımızda dinleyicilerimizle bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadık bizde. Çok güzel insanlarla tanıştık.
Kültürpark 3 No’lu Hol önünde yer alan alternatif sahnede ise rock ve rap müziğin genç, sevilen isimleri fuar ziyaretçileriyle buluştu. Ayrıca Mogambo Geceleri’nde de İzmirliler doyasıya eğlendi.
Eski fuarlar konusuna hiç girmek istemiyorum. Çiğdem yer gibi bir muhabbete dönüşüyor. İnsan bir başladı mı bitiremiyor. Evet eski fuarlar yok. Peki olmamasının nedeni ne? Eskiden yaşadığımız hangi şeyler bugün var ki? Komşuluk, arkadaşlık, aşk, insan ilişkileri, hatta insanlık… Hayat, doğa, iklim… Eskiden yaşadığımız ne değişmedi ki!
***
Sizler çok güzelsiniz, Sultanlarımız
Sonunda iki kere kıl payı kaçırdığımız şampiyonluklara ulaştık.
Ebrar, Eda, Hande, Zehra, Saliha, Cansu, İlkin, Gizem, Elif... Teknik ekip, Federasyon ve diğerleri... Ve tabii Malatyalıyım diyen Türkleşmiş bir yıldız: Melissa Vargas… Muasır medeniyet akıncıları… Türk kadınını en iyi şekilde temsil eden sporcularımız. Ülkemizde Voleybolu sevdiren, genç kızlarımıza idol olan Cumhuriyet kadınları. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda yarı final maçında önce İtalya’yı devirerek final bileti aldılar. Anlamlı bir tarihte son saniyeye kadar maça asıldılar ve kazandılar. Türk milletine bir zafer armağan ettiler. Sonrasında ise finalde Sırbistan ile mücadele eden Filenin Sultanları maçı kazanarak şampiyon oldular. Her iki maçta da zordu, heyecan doruktaydı. Ülkemizin birçok noktasında şehir merkezlerinde, amfi tiyatrolarda, meydanlarda dev ekranlarda maçlar yayınlandı. Fuarda da 4 ayrı noktada dev ekranlardan maç izlendi. Özlemişim ülkemin ayrışmadan bir arada aynı şey için heyecan duyup mutlu olmasını. Çok güzel görüntülerdi. Herkes bulunduğu yerde hop oturup hop kalktı. Son sayıya kadar hayatımızın en güzel anılarını kazandık. Onlar son sayıya kadar mücadele ettiler, Türk halkı da son sayıya kadar onları aynı heyecan ve gururla desteklediler. Yurtdışında yaşayan gurbetçilerimiz salonu doldurdular. Biletler karaborsaya düştü. Takımımız yılmadı ve kazandı. Şampiyon oldular. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılına yakışır bir başarıyla göğsümüzü kabarttı her biri. Türk kadınının gücünü tüm dünyaya gösterdiler. Duyduğumuz ve ciddiye aldığımız tek şey izlediğimiz ve gururlandığımız sultanlarımız oldu. İyi ki varlar. Teşekkürler güzel sultanlarımız. Sizler orda gözyaşlarınızla İstiklal Marşımızı gururla söylerken, bizler de burada gözyaşlarımızla aynı gururu yaşadık. Dünyamızı kadınlar güzelleştirdi. Bundan sonraki hedef 2024 Paris Yaz Olimpiyat Oyunları… Yolunuz açık olsun Atatürk’ün Kızları…
Ekim’de… Cumhuriyetimizin 100. yılında görüşmek üzere...