“Ütopya, Latin kökenli bir kelime olup, ‘hiçbir yer’ anlamına gelir. Edebiyat tarihi boyunca, yazarlar ütopik toplumları hayal etmiş ve bu toplumların nasıl olması gerektiği konusunda fikirlerini yazmışlar. Bu tür eserler, genellikle gerçek dünya sorunlarının çözümüne dair bir öneri içerir ve ideal bir toplumun nasıl olması gerektiği konusunda bir görüş sunar.”
Yukarıdaki satırları OpenAI tarafından yapılan sohbet robotu ChatGPT ile yaptığım bir sohbetten alıntıladım. ChatGPT’nin maharetlerine duymayan yok…
Ütopya üzerine bir yazı kaleme alsam ben de belki benzer satırlar yazardım. O, onu hayal edenlerin bir ürünü olarak bugün karşımızda. Ve yakında hayatımızda çok büyük bir yer kaplayacağı kesin.
Peki ya sizin hayalleriniz neler?
Geçmişte “Hayal Şehri” adında bir radyo programım varken bu soruyu daha sık sorardım. Sadece dinleyicilere değil elbette kendime de…
Yönetmen, senarist, oyuncu Federico Fellini, "Hayal kurmak, gerçeklikten kaçış değil, aksine gerçeklikle yüzleşmektir. Gerçeklik, hayal kurma sırasında ortaya çıkan bir üründür ve hayal kurma, gerçekliğin yaratılışının bir parçasıdır" der…
İnsanlar ve toplumlar hayal kurarak gelişir. Peki, bir türlü gelişemeyen, yerinde sayan hatta gerileyen toplumlar!
İşte onlar küçük hayaller kuran, kurdukları düşün peşine düşmeyen, tutkularından ve arzularından feragat etmiş kalabalıklardan oluşurlar. Üretmeden tüketen, hiçbir zorbalığa ses etmeyen, bağlılıklarını bildirmekten keyif alan ve zihinlerini cüzdanlarında taşıyan yaşam formlarını içlerinde barındırırlar.
İnsan, farklı karakterler ve gruplar içinde var olma savaşı verir. En büyük mücadelesi kendisiyledir.
Ben her yeni yıla yaklaşırken geride kalan yıl ne yaptığıma bakarım. 365 günlük bir hesap çıkartırım. Siz de yapar mısınız? Ve tabi ki yeni yıl için de hayaller kurarım.
Hadi ben yaptıklarımı sizinle paylaşayım, isterseniz siz de bana yazın…
Hayallerimiz çoğalsın, kar topu gibi birbirine dokunup büyüsün…
2022’de şunları gerçekleştirmişim:
- Radyo Ege’de Tutkunun Peşinde adında bir radyo programına başladım.
- İzmir Karaca Sineması’nda Kısa Film Geceleri’nin hem organizasyonunu hem sunuculuğunu KFYD’nin desteğini alarak üstlendim.
- İzmir Sinema Topluluğu’nu sosyal medya üzerinden de olsa kurdum.
- İçinde bir öykümün yer aldığı Biz Kitap tarafından yayımlanan ‘Vapur Hikayeleri’ adlı kitap okurlarıyla buluştu.
- İlk kez bir eğlence merkezine danışmanlık ve sosyal medya içerik üreticiliği yaptım.
- Human Circus adlı yazar grubunun içinde yer aldım. Yazdığımız ‘Çölün Sesi’ adlı kitabın ilk lansmanı bu yıl içinde gerçekleşti.
- ‘İzmir Aşkına’ adındaki bir müzikalde başrol olarak görev aldım. 8 gösteride 5 bin kişiye ulaşma şansını yakaladık. Bu projeyle pek çok çocuğun eğitimine ve sağlığına destek olduk.
- TARKEM ile 2 tanıtım filmi için anlaştım. Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nun kurucusu Sema Gür ile “İzmir’in Kalbine Yolculuk” ve İlyas Gönen ile “Bir Kahvedir Kemeraltı” projelerini ortaya çıkardık.
- Berna Ergin Ajans’ta yazarlık ve yönetmenlik üzerine bir söyleşide yer aldım.
- BTS Yapım Şirketi adına 2 kısa filmin yönetmenliğini üstlendim.
- Başrol oynadığım İzmir Aşkına Müzikali’nin bir belgeselini yaptım. Belgesel ilk gösterimini Karaca Sineması’nda yaptı.
- Köstem Zeytinyağı Müzesi’nde düzenlenen özel bir etkinlikle bugüne kadar çektiğim kısa filmlerimin gösterimi yapıldı. Etkinlikte kitaplarımı imzalama şansı yakaladım.
- Editörlüğünü Nagihan Çakar ve Emre Doğan'ın yaptığı ‘Filmini Görmek: Kurmaca, Deneysel, Belgesel, Animasyon’ adlı kitapta ‘Rujunu da Al Gel!’ adlı kısa filmimi anlattım.
- Kardaçalı Han hakkında mini bir belgesel hazırladım.
- Hayallerimden biri resim yapmak üzerineydi. Bu yıl ilk kez akrilik boya ile 3 tablo yaptım.
- Bunların dışında pek çok sergi, müze, antik kent ve ören yeri gezdim. Yeni insanlarla ve hikayelerle tanıştım. Yeni projeler hakkında konuştum.
Yeni yılda hayallerimin peşinden gitmeye devam edeceğim. Peki siz?