Kemeraltı’na gidip Kızlarağası Hanı’nda börek, çay ve kahve keyfi yaparken halkın nabzını tuttum. Eve gelip sokağın gündemini sizin için yazdım.
Soğuk bir pazar gününde çayımı demledim; keyifli bir kahvaltının ardından bilgisayarımı açtım, kulağımda Amy Winehouse Back to Black… (Bu arada lütfen bu şarkıyı Amy dışında kimse söylemesin.) Gündemde, sokakta ne var ne yoksa size aktarmaya başladım.
Gündemde siyaset, asgari ücret, ekonomi, geçim sıkıntısı, yarınları planlayamamak vs vs vs… Evet iç karartıcı denilebilir ancak gerçek gündem bu. Savaşlara girmiyorum bile…
SİYASET KAZANI KAYNIYOR…
Ben bu satırları yazarken İzmir’de siyasetin gündeminde CHP’nin henüz Büyükşehir Belediye Başkan adayının açıklanmaması konuşuluyordu. Tabii ki kulislerden bizlere haberler geliyor. Ancak halkın gündeminde birinin çıkıp bu durumu açıklaması, ağdalı bir şekilde işlerin uzatılması güven sorunu oluşturmaya başlıyor ve bu siyasilerin hanesine eksi puan olarak geçiyor. Partilerin bu süreçleri, kişilerin birbirleriyle olan çekişmeleri tabii ki medyada bizim gündemimizde sıklıkla yer buluyor ve tartışılıyor. Tüm bu tartışmaların, koltuk kavgalarının, çıkar ve menfaatlerin, ‘İzmir’de ceketimi koysam kazanırım’ düşüncesinin halkın kafasında nasıl tanımlanıyor diye merak edip, en doğru yere, sokağa çıkıp sokaktaki insana sordum.
EKONOMİ TIKIRINDA!
Öncelikle şunu söyleyeyim sokağın gündeminde hala ekonomi var. İzmir’de yaşayan herkesin illaki Kemeraltı Kızlarağası’nda oturup bir kahve içmişliği vardır. Keyfimin ve havanın güzel olduğu zamanlarda Kemeraltı sokaklarında kaybolmayı seven, her kaybolduğunda birilerine sorarak çıkışı bulduğum ve sonunda gidip bir kahve içtiğim biri olarak hafta sonu yine bunu yaptım. Kahvecilerin sokağını, samimiyetini, sıcaklığını iç içe oluşunu seviyorum. İstemeden de olsa başkalarının sohbetlerine tanık oluyorsunuz burada. Eskiden bu sohbetler arasında kahkahalar olurdu, dedikodular olurdu, güzel paylaşımlar olurdu. Şimdi ise cebe giren asgari ücretin ne kadar eridiği, neye ne kadar zam geldiği, ev kirasının ne kadar olduğu, iki kahve içtik iki çay daha içersek ne kadar hesap ödeyeceğiz konuşmalarına gelmiş. Yani kısaca sokağın gündeminde geçim derdi var. İnsanlar ceplerindeki sınırlı parayı, hayat pahalılığını ve ay sonunu nasıl getireceklerini konuşuyorlar. Yaşadığımız yüksek enflasyonun aşağı çekileceği konusunda ekonomistler bir takvimin varlığını insanlara anlatıyorlar bu durum elbetteki önemli ancak sokak kaygılı. Hem asgari ücretlinin hem de emeklinin cebine maaş girmeden marketlerde zamlar yapılmaya başlandı bile peynire bir gecede 30 TL tereyağına 66 TL zam şimdiden geldi.
Seçim zamanı yaklaştıkça belki sokaktaki insanların gündemi değişecek ancak sokağın beklentisi mutfaktaki tencere. Gerçi son genel seçimde tencerenin belirleyici olmadığını da gördük. Beklentiler yüksek. İnsanlar yaşadıkları yerlerde güvenli, huzurlu, temiz ve medeni bir şekilde yaşamak istiyor, insanlar yerel yöneticilerin siyaset yapmasını istemiyor, insanlar yerel yöneticilerin hizmet vermelerini bekliyor Genç ve dinamik bir şehir olan İzmir içinde, İzmir’de yaşayan gençlerin, yaşların, çocukların, engellilerin beklentileri var. Hatta sokak hayvanlarımız için beklentilerimiz de var. Hizmet yerine, liyakat yerine ‘Partizanlık’ ve siyaset yapmaya devam edenler bu yerel seçimde kaybedecekler. Çünkü sokağın gündeminde bunlar artık hep eksi puan…
UZAYDA BİR TÜRK…
Gelelim diğer bir konuya yine bu ay en çok konuştuğumuz konulardan biri Alper Gezeravcı’nın ilk Türk olarak uzaya gitmesi. Sosyal medya bu noktada da ikiye bölünmüş durumda. “Vay efendim çok mu lazımmış” diyenler, “iyi ki gitmiş” diyenler… Ha bir de unutmadan, gittiğine inanmayanlar da var. Gitmesinin ülkemiz adına, ülkemizdeki gençlerimiz adına, çocuklarımız adına çok güzel bir gelişim olduğunu düşünüyorum. Artık çocuklardan “büyüyünce ben astronot olacağım” cümlesini duyacağız. Bu alanda ilerlemek isteyen, bilim insanı olmak isteyen gençlere şahit olacağız. Her şeyin en iyisini kullanmak isteyen, ihtiyacı olmadığı halde tüketim kültürüne hizmet edip her sene kullandığı telefonunun yeni modelini borç içinde alan, sürekli alan alan alan, tüketen ve hiçbir şeyden kendini eksik etmeyenlerin böyle bir gelişme karşısında “ne gerek vardı?” demesini hiç anlamıyorum.
GURURUMUZ ATATÜRK’ÜN KIZLARI…
Yazımı güzel bir haberle bitireceğim. 2023 yılında bizi gururlandıran Filenin Sultanları 2024 Milletler Ligi maç programı belli oldu. Program üç ayaktan oluşacak ve ligin her haftasında dört karşılaşma oynanacak. İlk hafta Antalya ikinci hafta Amerika Birleşik Devletleri ve üçüncü haftada Hong Kong’ta mücadele edecekler. İlk sekiz sırada bitirdiğimiz taktirde finalde oynama hakkı kazanacağız. Bilet ve kalacak yer ayarladıktan sonra Antalya’da bu maçlar seyredilebilir diye düşünüyorum. Türkiye Antalya ayağında 15 Mayıs’ta Japonya, 16 Mayıs’ta Hollanda, 18 Mayıs’ta İtalya ve 19 Mayıs’ta Fransa ile karşı karşıya gelecek. Bu arada Filenin Sultanları’nın geleceği de garanti altında… 20 Yaş Altı (U20) Kadın Milli Voleybol Takımı, Sırbistan'ı 3-2 yenerek Avrupa Şampiyonası finallerine katılma hakkı elde etti. Tebrikler Genç Sultanlar iyi ki varsınız.
KULAĞINIZ RADYO EGE’DE OLSUN…
Ve her şeye rağmen hepimizin ortak noktası, hepimize iyi gelen radyo iyi ki var. Müzik ve radyo hep hayatınızda, gözünüz işinizde kulağınız Radyo Ege’de olsun. Sabahları Yol Saati programı ile “merhaba” diyoruz. Sonra Eylem Aslan ile E Vitamini, akşam yol keyfiniz Mustafa Karslıoğlu ile Çok Canlı Show yayında… Salı günleri Gökmen Küçüktaşdemir Tutkunun Peşinde, Perşembe Filiç Güleç ve Eylem Aslan turizmde yeni rotaları takip ediyor. Filizlenen Yollar… Naklen yayınlar ile Ege Yollarda programı her hafta farklı mekanda… 31 Ocak Çarşamba günü AGRO EXPO Tarım Fuarı’nda FORD STORE ÇETAŞ standında görüşmek üzere…
Ege gibi kalın… Ege kadar sıcak,.. Ege kadar enerjik ve mutlu…