Hayatımızın eğlenceli geçmesi için seçtiğimiz mesleklerin de aynı oranda bize zevk vermesi gerekir. Sevmeden yaptığımız işler ömrümüzden, aklımızdan, ruhumuzdan kaybettirir.
Netflix, bir süredir Yıldız Kenter, Haldun Dormen, Genco Erkal ve Metin Akpınar gibi ustaların hayatlarını abonelerine sunuyor. Bu çok sevdiğimiz, idol haline getirdiğimiz sanatçıların geçmişten günümüze yaşadıkları bir masal gibi önümüze bırakılıyor.
Oyunculuğa nasıl başladıklarından içlerindeki sanata olan sevgiye, bu sevginin yıllar içinde nasıl tutkuya dönüştüğünden hangi ustalarla ve nasıl yoğun bir şekilde çalıştıklarına, alkışlarla geçen günlerine ve yıllarına tanık oluyoruz. Fark ediyoruz ki hiç vazgeçmemişler… Davalar, siyasi baskılar, salonlarının kapanması, ekonominin kötüye gitmesi onları tiyatrodan vazgeçirmemiş.
Doğru bildiğini söylemenin hazzı, sahne tozu, alkışın çekiciliği… Siz ne derseniz deyin geçen her anla aşklarını beslemişler oyunculuğa karşı. Yılmadan, zorlukların üstesinden gelebilmişler. Tüm vazgeçişlerin karşısındaki bu duruşla; salonları doldurmuş, insanları ekranlara çekmiş, paylaşmanın keyfini hem yaşamış hem de yaşatmışlar. Alkışlar çoğalmış, hayranlıklar büyümüş, kendilerine olan sevgi ve saygı katlanmış… Üretmişler, öğretmişler ve paylaşmışlar…
Çok çalışmalısınız…
Hangi meslek dalını seçerseniz seçin aslında orda da aynı durum söz konusu. Hayallerinize ulaşmak için çok çalışmalı ve her ne olursa olsun istediğiniz noktaya ulaşana kadar vazgeçmemelisiniz.
Bu yeterince istememe haliyle pek çok yerde karşılaşıyorum. Yazarlık eğitimi almak isteyen arkadaşlarda, oyuncu olmak isteyenlerde, sinema sektörüne girmek için çaba gösterenlerde… Ve tabi pek çok yerde daha… Ülkemizin koşulları malum. Ama yine de halkımız hala neyi nasıl talep edeceğini bilmiyor. Yeterli fabrika, yeni iş alanları ve üretim olmadığı gibi sanat da kısır bırakılıyor. Oysa sanat ve spor geleceğin temellerini oluşturmak demek…
Hayallerinizden vazgeçmeyin…
İnsanlarımız seçtikleri işlerden vazgeçişleri, hayatlarında da sürdürüyor. Ülkemizde salon kıtlığı var. Yeterli salon yok. Bunu daha yüksek perdeden dile getirmek gerekiyor. Bu durum Türkiye’nin batıya açılan yüzü İzmir’de bile maalesef böyle… Bizler üretmeye, daha fazla salon talep etmeye ve yeni salonların açılması için gerekenin yapılması gerektiğini her platformda dile getireceğiz. Yeter ki gençler de hayallerinden vazgeçmesin, sanattan ve spordan uzaklaşmasın.
Ne diyordu Genco Erkal, ‘’Yolculuk devam ediyor hala’’…